Bilim ve Ütopya Dergisi'nin Aralık 2010 tarihli 198. sayısının kapak dosyası "Marksizm'in İlk Kaynağı ÜTOPİK SOSYALİZM." Dergide konuyu inceleyenler arasında Prof. Dr.Taner Timur, Prof. Dr.Mehmet ali Ağaoğulları, Sadık Usta, Prof. Dr.Bertell Ollman var.Derginin 198. sayısında şunlar var;
Ütopik Sosyalizm:
“Yeni bir dünyanın habercisi”
“Alman bilimsel sosyalizmi öğretilerinin bütün fantezi ve ütopyacılığına rağmen, tüm zamanların olağanüstü beyinleri arasında bulunan Saint-Simon, Fourier ve Owen’ın omuzları üzerinde durduğunu hiçbir zaman unutmayacaktır.”
Friedrich Engels
Ütopik sosyalizm sanayi devriminin Avrupa’nın önde gelen ülkelerini fethe çıktığı bir dönemde sesini yükseltti. Duyguların, kelimelerin ve özlemlerin düşüncesi ve eşitlikçiliğiydi. Erdem ve sağduyu ile her türlü farklılığın azaltılabileceğini ve gitgide kaldırılabileceğini savunuyordu.
Ütopik sosyalizmin çıkış koşulları
Büyük sanayi şehirlerinin kurulmasıyla köylük alanlardaki emekçi yığınlar fabrikalara proleter olarak yazıldı. Kapitalizm; çocuk, kadın ve erkek işçiler rezil ve sefil koşullarda, acımasızca çalıştırıyordu. Adeta Roma dönemindeki kölelik, kapitalist sistemin içeriğine göre yeniden biçimlenmişti. Fransız İhtilali’nde cisimleşen burjuva demokratik devrimin eşitlik, özgürlük ve kardeşlik şiarı, sadece mülk sahipleri için geçerliydi artık. Baldırıçıplakları arkasına alarak mutlakıyet rejimlerini deviren ve o ana kadar tarihte eşi görülmemiş bir devrim gerçekleştiren burjuvazi, çok geçmeden feodal unsurlarla uzlaşma yoluna gitmiş ve devrim dönemindeki radikalizmine cephe almış, bu radikalizmin temsilcilerini ve onların solunda yer alan komünizmin öncülerini düşman ilan etmiş, cephesini emekçi halka dönmüştü.
Gericiliğin acımasızca hüküm sürdüğü bu koşullar, işçilerin de sınıf bilincine henüz varmadığı bir tarihsel döneme denk düşüyordu. İşte böyle bir dönemde Engels’in “olağanüstü beyinler” olarak nitelediği ütopik sosyalistler çeşitli toplumsal değişim önerileriyle ortaya çıktılar.
“Kusursuzluğun bir tarihi olması gerekmez”
“Evrimi kusursuzluktan yararlanarak gözler önüne seremezsiniz, çünkü; kusursuzluğun bir tarihi olması gerekmez.” Bu öğretici cümle evrim kuramının yanı sıra toplumsal mücadeleler, insanlığı ve emekçileri ayağa kaldıran fikirlerin tarihi için de bir hayli geçerli. Saint-Simon, Robert Owen ve Fourier ütopik sosyalizmin üç önemli ismi. Nasıl Plehanov “Rus Marksizminin babası” olarak nitelendiriliyorsa bu üç ismi de ütopik sosyalizmin babası olarak görebiliriz. Saint-Simon aristokrat, Owen ve Fourier ise burjuva kökenli. Her üç isimde yeteneklerini ve toplum projelerini emekçilerin daha iyi koşullarda yaşaması için ortaya koyuyorlar, her üçü de parlak zekâlarının ürünlerini, geleceğin toplumunun inşasının temeli olarak görüyorlar. Sadece güzel düşünceler üretmekle yetinmiyor hiçbiri. Aynı zamanda örnek projeler de inşa ediyorlar, düşünceleriyle geleceğin dünyasının ayağa kaldıracak fikrin temellerini atıyorlar.
Ütopyacılar fikirlerini hayata geçirmek için burjuvaziden ve hükümdarlardan yardım istiyorlar. Eşit, özgür ve mutlu bir dünyanın daha önce düşünülmemiş, daha önce söylenmeyen fikirlerin ürünü olduğunu sanacak kadar iyi niyetliler. Sınıf çıkarları, nesnellik, iktidar, zor, mücadele gibi kavramlar; onların düşündüğü çelişkiyi çözecek anahtarlar değil. Bugünden baktığımızda ütopik sosyalistler bize aşırı iyi niyetli düşünürler gibi gelebilir. Ancak unutmamak gerekir ki işin içine tarihsellik girdiğinde her şey bambaşka olur. Özellikle onların içinden çıktığı Aydınlanma ve Fransız İhtilali’nin gelenekleri yönelimlerini de belirleyen iki önemli hat...
Ütopyacılıktan Marksizme
Bilimsel sosyalizmin bilimselliği, önemli bir oranda ütopik sosyalizmi aşmasında yatar. Ancak her ileriye atılımın ve öteye geçmenin bir geleneği ve kökü vardır. Ütopik sosyalizme Marx ve Engels’in yönelttiği eleştiriler yeni insanı yaratacak olan ideolojinin inşa döneminin eleştirisidir. Bunun yanında ütopik sosyalistlere bir olumluluğun da teslim edilmesidir. Bugünden çok daha soğukkanlı olarak baktığımızda diyebiliriz ki Marksizm, ütopya yolundan geçerek bilimsel niteliğine kavuşmuştur. İşçinin ödenmemiş emeği, tarihin en genel anlamıyla sınıf mücadelelerinin tarihi olduğu ve bu gerçeğin diyalektik materyalizm ışığında tekrar tekrar serimlenmesi gibi temel başlıkların bir arka planı vardır. Bu arka planın en önemli doruklarından biri ütopik sosyalizmdir. Eğer Marksizmi tarihsel olarak kavrayacaksak bunun yolu, onun gelişimine tarihsel bir gözle bakmaktan geçer. Bu nedenle elinizdeki sayının önemli bir boşluğu doldurduğunu düşünüyoruz.
Dosyamıza Fransız Devrimi ve ütopya ilişkisini anlatan katkıları dolayısıyla Prof. Dr. Mehmet Ali Ağaoğulları ve Engels’in 190. doğum yılı nedeniyle kaleme aldığı yazısı için Prof. Dr. Taner Timur hocalarımıza, tarihsel ve çok yönlü yazısı için Sadık Usta’ya, Plehanov çevirisi için Onurcan Ülker’e ve Bertell Ollman’ın makalesi için Kalkedon Yayınları’na çok teşekkür ederiz.
Bilimsel kavrayış için…
Kapak dosyamızın yanında Bilim ve Ütopya, yeni dönemle birlikte her sayı düzenli olarak yayınlanan sayfalarında bir aydınlanma okulunu büyütüyor. Bu okulun öğretmenleri her sayımıza katkıda bulunan değerli hocalarımız ve yazarlarımız. Bilim tarihinden arkeolojiye ve evrim kuramına kadar en temel ve geniş mevzilerde mücadele veriyoruz.
Bu sayımızda ayrıca;
Prof. Dr. Nurdan İnan’ın editörlüğünü ve yazarlığını yaptığı Doğa Tarihinden Notlar sayfamızda gülünç safsatalara yanıt veren, ara formun ne olup ne olmadığını açıklayan esaslı bir makale var.
Prof. Dr. Melek Dosay Gökdoğan Mısır ve Mezopotamya’nın bilime yaptığı katkıları yazdı.
Yine Prof. Dr. Remzi Demir hocamız Parantez’de Selçuklular ve bilimi, Eskimeyen Kitaplar’da Yrd. Doç. Dr. İnan Kalaycıoğulları ile birlikte tıp tarihimizde Türkçe mücadelesini yazdılar.
Bu sayıdan itibaren “Modern bilim” ve batı dışında kalan uygarlıkların bilime katkıları ve batı-bilim ilişkileri çerçevesinde,
Toby. E Hoff’ın kitabını esas alarak üç polemik makalesine yer vereceğiz. Makaleleri DTCF Bilim Tarihi’nden Ertan Tağman çevirdi.
Arkeoloji sayfamızda bu sayı bir konuğumuza yer verdik.
İz Bırakanlar’da Ankara Temsilcimiz Feyziye Özberk Nâzım Hikmet’le ilgili çok ilgi çekici bir makaleye yer verdi.
Sağlıkta Ulusal Gündem, Dilim’e Göre, Bulmaca ve Çetin Ceviz meraklı okurlarını bekliyor.
Mutlu bir yıl umuduyla…