Bilim ve Ütopya Dergisi'nin Yeni Sayısı Çıktı!

Fransız İhtilali, Sovyet Devrimi ve Kemalist Devrim
JAKOBENİZM ve JAKOBEN DEVRİMLER

Bilim ve Ütopya, Temmuz sayısını Jakobenizm ve Jakoben Devrimler’e ayırdı. Devrimci teorinin belirleyici köşe taşlarından olan Jakobenizm’i üç büyük devrim pratiği olan Fransı...

Tarih:

Fransız İhtilali, Sovyet Devrimi ve Kemalist Devrim
JAKOBENİZM ve JAKOBEN DEVRİMLER

Bilim ve Ütopya, Temmuz sayısını Jakobenizm ve Jakoben Devrimler’e ayırdı. Devrimci teorinin belirleyici köşe taşlarından olan Jakobenizm’i üç büyük devrim pratiği olan Fransız İhtilali, Sovyet Devrimi ve Kemalist Devrim özelinde inceledi.

Bu tarihsel ve geleceğe uzanan sayıyı kaçırmamanızı öneririz…

ZİNCİRE VURULAMAYAN ENERJİ
“Zincirdeki enerji” de diyebilirdik. Her zulmün, baskının ve zorbalığın eninde sonunda bir dirençle karşılaşacağını okuyoruz devrimlerin tarihinden. Kastımız, fizik ötesi bir güç tarafından önceden belirlenmiş bir yazgının yaşanması değil, tarih de bu yazgıdan ibaret değil zaten. Eğer öyle olsaydı devrimleri bir kenara koymak ve evrimci bir şekilde “günü beklemek” yeterli olurdu. Kastettiğimiz, yaşamın halkları, ulusları ve emekçi sınıfları getirdiği eşikte, o eşiğe yaklaştıkça nelerin yapıldığı ve eşiğin aşılmasının nasıl sağlanacağıdır.

Enerjinin açığa çıkması
İnsanlık doğanın zorunluluğuyla başa çıkarken bir takım araçlar yarattı, icatlar yaptı. Bu araçlar kuşkusuz toplumun gelişkinlik düzeyine uygundu, verili tarihsel dönemlerde üretildi.
İnsanlığın ağırlıklı bir bölümü, zengin ve baskıcı bir azınlığa karşı çürümeye yüz tutan üretim ilişkilerini yıkmak ve üretici güçlerin (en büyük üretici güç insandır) önünü açmak için, toplumsal mücadelenin enerjisini açığa vuracak araçları tarihin gündemine soktu.

Jakobenizm
200 yılı aşkın bir süredir Jakobenizm diye adlandırdığımız devrimci akım, işte o aracın toplumsal pratiğin ateşi içinden çıkmasıdır. İddiamız odur ki Jakobenizm, yalnızca Fransız İhtilali’nin doruklarını ifade etmenin ötesine geçen, 1789’dan itibaren tarihin zorlu dönemlerinde ezilen ve aşağılananların biricik enerji kaynağı olan ve eşitlik, özgürlük, kardeşliği bir özlem olmaktan çıkartan kolektif iradenin adıdır. O irade tarihte kalmamıştır, ülkemizin içinden geçtiği zorlu dönemde yine dersler çıkarmamız ve sarılmamız gereken bir mirastır. Bu nedenle her zaman feodallerin, gericilerin, büyük burjuvazinin ve neoliberallerin dilinde bir küfür olarak savrulmuş, en azılı devrim ve vatan düşmanlarının nefret ettiği bir kavram, bir akım olmuştur.
Bu sayımızda ilk olarak Prof. Dr. Mehmet Ali Ağaoğulları’nın etraflı bir makalesini bulacaksınız. Hocamız makalesini iki bölümden meydana getirdi. İlk bölümde Jakobenleri, doğuşunu, gelişimini, iç mücadelelerini, iktidara gelişlerini, uygulamalarını ve iktidardan indirilişlerini; ikinci bölümde Jakobenizmin ne olduğunu ve ne olmadığını, Jakobenlerin pratiğinde nesnellik ve öznellik arasındaki ilişkiyi yazdı. Prof. Dr. Taner Timur Jakobenizm, Kemalizm ve sivil toplumculuk arasındaki ilişkiye, meselenin tarihsel boyutlarıyla karşılaştırmalı olarak değindi. Prof. Dr. Sina Akşin’le Türk tarihi, devrim geleneğimiz ve Jakobenizm ilişkisi hakkında geniş ve güncel bir röportaj yaptık. Sayın Yıldırım Koç, Jakobenlik, Marksizm, Bolşeviklik ve Rus Devrimi’nde Jakoben tavrın ve modelin rolünü irdeleyen makalesiyle dosyamıza katkı yaptı. Değerli hocalarımıza teşekkür ediyoruz.

Ahmet Say
Ülkemizin çok değerli toplumcu aydınlarından, müzik eleştirmeni-yazar Sayın Ahmet Say, müziğin tarihsel gelişimini sosyo-ekonomik temelleriyle, tarihsel bir gözle kaleme alacak. Sözünü ettiğimiz yazı dizisi Bilim ve Ütopya sayfalarında bu sayıdan itibaren başlıyor. Kaçırmamanızı öneririz.
Dergimizi oluşturan ve her ay yayınlanan düzenli sayfalardaki yazıları da ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Antik Yunan’daki evren anlayışından suyun döngüsüne, Yahudi bilimi ve felsefesinden eskimeyen kitaplara, bir arkeolojik kazının nasıl yapıldığından Avrupa’da etkili olan son salgınlara, Yunus Emre’den bilim ve teknolojideki son gelişmelere, bulmacadan Çetin Ceviz köşemize ve Kitapkurdu’na kadar dolu dolu bir sayı hazırladık.

Kararlılık dolu günler dileğiyle…