Beyhan Yıldırım, İsviçre Komünist Partisi Kongresinde Konuştu

İsviçre Komünist Partisinin Genel Kurultayına Avrupa Temsilcimiz Beyhan Yıldırım onur konuğu olarak çağrıldı.

Tarih:

İsviçre Tessin Eyalet Meclisi Üyesi Massimiliano Ay yeniden İsviçre Komünist Partisi (İKP) Genel Başkanlığı’na seçildi. Lugano’da gerçekleştirilen İKP 23. Kongresinde delegeler, ‘AB’ye Hayır, Avrasya’ya Evet’ kararı aldılar.


Avrupa Temsilcimiz Beyhan Yıldırım’ın da bir konuşma yaptığı Kongre’de İtalya, Hırvatistan, Kuzey Kore, Laos, Fas, Lübnan, Filistin ve Almanya’dan da siyasi parti temsilciler ile diplomatik yetkililer katıldılar. Lugana Kongre Sarayı’ndaki İKP 23. Kongresi’ne Çin Halk Cumhuriyeti Bern Büyükelçisinin yanı sıra, Eski İtalyan Adalet Bakanı Oliviero Diliberto ve Fas Devlet Bakanı Nabil Benabdallah da dayanışma ve selamlama mesajları gönderdiler. İki gün süren Kongre’de Massimiliano Ay oy birliği ile yeniden İsviçre Komünist Partisi (İKP) Genel Başkanlığı’na seçildi. Konuşmasında İsviçre solunu eleştiren, küresel gelişmeleri değerlendiren Ay, bilimsel sosyalizmin önemine işaret ederken, gençliğin maceracı yönelimlerden uzak durması gerektiğine vurgu yaptı. 40 dakika süren konuşmasında Ay, NATO’nun yıkıcı rolü, Türkiye’deki Darbe Girişimi ve Şanghay İşbirliği Örgütü ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. NATO’nun küresel ölçekteki askeri operasyonlarını, AB’nin milli devletleri hedef alan dayatmalarını ve İsviçre’nin dış politikasını eleştiren Ay şu ifadeleri kullandı: “BRİCS ve Avrasyacı politikaları selamlyoruz. Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne yönelmesi son derece önemli ve sevindirici bir gelişmedir Erdoğan’a bütün İsviçre ılımlı diye sahip çıkarken, ülkemizde ilk olarak Parti’miz Erdoğan ve Gülen’in kim olduklarını, yıkıcı rollerine işaret etti. Biz, 2012’de Türkiye’deki antiemperyalist gençlik örrgütü [TGB] ile AKP karşıtı gösterilere İstanbul’da katılırken, İsviçre siyaseti Erdoğan yönetimine destek vermeye devam ediyordu. Şimdi bizi Erdoğancılıkla suçluyorlar, sözüm ona sahte sol. Maceracılık ve bilimsel sosyalizme ters gelen faaliyet ve açıklamalardan başka bir şey yapmıyorlar. Yaptıkları Türkiye’de darbe girişiminde bulunan Gülen’i desteklemektir örneğin. Ülkesinde darbe yapan, kendi halkına ve meclisine karşı silah kullanan bir örgütün İsviçre’de özel okullara sahip olması, sözde sol tarafından desteklenmesi tek kelime ile büyük bir skandaldır. Bütün bu süreçte Can Dündar gibi Atlantikçi bir gazeteciye sözde İsviçre solunun sahip çıkması kabul edilemez. İlişkide olduğu Sınır Tanımayan Muhabirlerin yaptığı Küba, Rusya ve şimdi de Türkiye gibi Atlantik’in çıkarlarına ters düşen ülkelerle ilgili yanlış bilgilendirme yaymaktır (dezenformasyon). PKK ise açıkça bölgede ABD çıkarlarına hizmet eden bir kukladır. Bu örgütün İsviçre’deki sözde solcular tarafından desteklenmesi vahim bir durumdur. Söz konusu olan terör örgütü, bölgede okulları yakmakta, altyapıyı hedef almakta, Avrupa’ya uyuşturucu ve insan kaçakçılığına da açıkça bulaşmıştır. Rojava dedikler bölgede ve diğer Kantonlarda ABD’ye ait üslerin varlığı da İsviçre solunun kimlere destek çıktığının bilinmesi açısından önemlidir. HDP’li vekiller son olarak NATO’ya olan yakınlıklarını da gizlemekten geri durmamışlardır. Her şey çok açık ve ortadır.”

 

Ay konuşmasının sonunda, İsviçre solunun küresel yanılsamalar ve yönlendirmeler nedeniyle vatanseverlikten çekindiğini ancak sadece İsviçre Komünist Partisi’nin yurtseverlik konusunda herhangi bir kompleksinin olmadığına işaret etti. Ay, “Tam tersine milli devletlerin NATO, ABD, AB ve IMF gibi yayılmacı oluşumlar karşısında mutlaka savunulması gerekiyor. Milli egemenliğimiz, bağımsızlığımız, ekonomik refahımız, eşitlik için vatansever olmak gerekiyor. İsviçre’nin Avrasya ülkeleriyle işbirliğini geliştirmesi, AB ve NATO’nun dayatmalarına boyun eğmemesi her açıdan ülkemizin çıkarınadır. Vatanseverlik ile bilimsel sosyalizm, komünizm ile yurtseverlik asla ters düşmez. Tam tersine bütün önemli bilimsel sosyalistler ve devlet adamları aynı zamanda ülkelerini savunan vatanseverlerdirler. Tarihte sayısız örneği mevcuttur.”

 

Avrupa Temsilcimiz Beyhan Yıldırım, İKP Kongresi’nde 20 dakika süren sunumunda Amerikancı FETÖ Darbe Girişimi, PKK'nın yıkıcı ve kukla rolü, Atatürk Devrimlerinin önemi, AKP’nin rejim değişikliği çabalarına karşı ve bölge merkezli dış politika hamleleri ışığında Vatan Partisi’nin izlediği etkili siyaseti özetledi. Yıldırım konuşmasında, Avrupa'da İslami kılıflı sözde Cihatçı terörün kullanılması sonucunda, Atatürk Devrimlerinin, laikliğin öneminin kavranılmaya başlandığını, yeni bir döneme girildiğine işaret etti. Yıldırım, konuyla ilgili Alman ve Fransız içişleri bakanlarının açıklamalarının önemine vurgu yaptı. Bölgedeki ve küresel ölçeķteki gelişmeleri de değerlendiren Yıldırım, Türkiye'deki siyasi mücadelenin Avrupa'ya da yansımaları olduğunu gericiliğe ve sömürgeciliğe karşı Türkiye'de tek çözümün Atatürk'ün programı olduğunu vurguladı.

1/7
2/7
3/7
4/7
5/7
6/7
7/7