Aykut Diş: "Kurtuluşun itici gücüyüz"

Öncü Gençlik Genel Başkanı Aykut Diş, Aydınlık'tan Füsun İkikardeş'e konuştu.

Tarih:

Gençlik örgütümüz Öncü Gençlik’in Genel Başkanı Aykut Diş, Öncü Gençlik 10. Olağan Genel Kurultay öncesinde Aydınlık’a konuştu: Umutları, vaatleri, hayalleri öyle büyük ki kurultay salonuna nasıl sığacak bilemedik.

 

Öncü Gençlik Genel Başkanı Aykut Diş, Öncü Gençlik kurulduğunda 4 yaşındaydı. Şimdi genel başkan. Doğma büyüme İstanbullu, aslen Sivaslı. Cumhuriyet Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun. Halen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Küresel ve Bölgesel Çalışmalar dalında yüksek lisans yapıyor.

 

Lise yıllarında partiye katılmış, o gün bugündür devrimci, yurtsever, örgütlü mücadele içinde. Aykut’a neyin peşinde koştuğunu sorduk. Karşımızda programı net, tarih, felsefe, sosyoloji bilen, hayata ve geleceğe umutla bakan genç bir siyasetçi bulduk. Bize üniversite öğrencisiyle Mehmetçiğin kader birliğini anlattı, sisteme meydan okudu, “Bencillik, bireycilik, tembellik dönemi bitti.


Yeni bir insan, yeni bir toplum, yeni bir Türkiye inşa edeceğiz” dedi. Sorularımızı ve yanıtlarını sizler için özetledik.

 


‘YÜKSEK BİNADAN BAKAR GİBİ’


■ Lisede Öncü Gençlik kararını verdin. Üniversitede bu sana ne kazandırdı?


Üniversiteye başladığımda, bilinç düzeyi olarak diğer öğrencilerden bir adım öndeydim. Her Öncü Gençlik üyesi gibi... Çünkü parti üyesi olmak demek, dünyaya çok daha boyutlu ve yüksek binadan, gerçekçi bakmak demek. Tabii bu kimlikle beraber üzerinize bazı roller düşüyor. Derslerinde başarılı olmak zorundasın, insanlarla iyi iliş- kiler kurmak zorundasın. Artık sen, sen olmaktan çıkıyorsun, toplam bir kolektifin kimliğiyle hareket etmeye başlıyorsun. İnsanı geliştiren, güzel bir durum.

 


‘TÜRK GENÇLİĞİNİN OMUZLARI NASIRLIDIR’


■ Üniversite gençliğinde bireyci ve liberal bir akım hakim... Böyle bir durum varken, neden disiplinli bir yol seçtin?


Şuna inanıyorum: Türk gençliğinin damarlarında hep bir toplumcu kan var. Tarihe bakınca memleket meselelerinde Türk gençliği hep en önde savaşıyor. Biz onu “Türk gençliğinin omuzları nasırlıdır” diye tarif ediyoruz. Namık Kemal, Mustafa Kemal, 27 Mayıs devrimi kuşağı, 68 gençlik hareketi, bugün bizler... Partimizin liderleri hep gençken bu mücadeleye dahil olmuş ve çeşitli sorumluluklar taşımış isimler. Tabii varlıkbilinç ilişkisiyle de doğrudan ilgili. İçinde bulunduğumuz koşullar, o geleceksizlikle karşı karşıya kalmak, Cumhuriyet’in yıkıma uğratılması, vatanın bölünme tehlikesi... Sınıfsal çelişkiler de bizi mücadeleye itti.

 


‘TEMELSİZ BİR KORKU’


■ Gençlikte “Aman örgüte katılma” gibi çekince, korku var mı?


Yok demek yanlış ifade olur. Böyle bir korku var, ama biz Vatan Partili gençler, Partili olmanın verdiği olumlulukları topluma ve arkadaşlarımıza yansıtıyoruz. Üniversite ve liselere baktığınızda, en çalışkan, en disiplinli, en üretken, en başarılı gençler Vatan Partili gençlerdir. Sloganımız, “Derslerindeki başarı, mücadelenin başarısıdır.” Sistem, örgütlü olmayı hep kötülüyor. Karanlık bir iş gibi sunuyor. Biz de örgütlü olmanın avantaj olduğunu yansıtıyoruz. Neyle? Yaşam tarzımızla, derslerimizdeki başarıyla, aile iliş- kilerimizle ve kişisel gelişimimizle. Bu korku, temelsiz, sistemin yarattığı bir korku. Bu korkuyla da sonuna kadar kavga ediyoruz.

 


‘BU KURULTAY ÇOK FARKLI’


■ Bu Kurultay diğerlerinden farklı mı?


Türkiye bir kırılma anına doğru ilerliyor. Örneğin 15 Temmuz darbe girişimi, 24 Temmuz 2015’de başlayan terörle mücadele, ABD ve AB ile gerginleşen ilişkiler, Türkiye’nin bir kırılma noktasına gittiğini gösteriyor. Biz bu süreci bir vatan savaşı olarak adlandırıyoruz. Türk gençliği her zaman Türk kurtuluş hareketinin itici gücü oldu. Çanakkale’de cepheye giden gençler, bugün terörle mücadelede savaşan Mehmetçik, Cumhuriyet’i inşa eden genç kuşak... Türkiye bir kırılmaya doğru giderken Kurultayımızı askere, polise adadık. Türkiye’nin önümüzdeki birkaç yılda kesin hesaplaş- maya gideceğini görüyoruz. O hesaplaşmada biz gençler sorumlulukları fark edersek Türkiye kazanır. Etmezse, kaybeder. Bütün vatansever gençliği Vatan Partisi’nde örgütlenmeye davet ediyoruz.


***

 

‘Andımız’daki gibi ilerliyoruz’


Vatan Partisi’nde işler diğer siyasi partilerin tam tersine ilerler. Tüzük ve programı gereği aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya kurulların beslenmesi esastır. Biz bu Kurultay’da kendi kurul ve organlarımızı yenileyeceğiz, politikalarımızı da günün koşullarına göre gözden geçireceğiz ve önümüze yeni görevler koyacağız. Vatan Partisi’nde gençler, diğer partilerdeki gibi vitrin süsü değildir. Örneğin bizim gençlik kollarımızda il başkanı, bulunduğu ilin İl Yönetim Kurulu’nun doğal üyesidir.


Kurultayımızın 5 hedefi var: Öncü Gençliği büyütmek, Öncü Gençliği kurumsallaştırmak, üniversite ve liselerde daha üretken bir tarz geliştirmek, sistemin bize biçtiği rolleri reddederek devrimci bir kültür, devrimci bir ruh üzerinden yeni bir insan modelini kendimizde somutlamak, geleceğimizi ve hayatımızı Parti’ye ve halka adamak. Aynen ilkokullarda okuduğumuz Andımız’daki gibi. ‘Varlığımız milletimizin varlığına armağan olsun’ gibi.


***


‘Yeni insan modelini inşa ediyoruz’


Bu sistem gençliği bireycileştirirken, tembelleştirirken, kindarlaştırırken aynı zamanda yüzeyselleştiriyor. Kitap okumaktansa Twitter’a bakarak dünyayı yorumlamak, araştırma yapmaktansa Wikipedia’dan bakıp o meseleyi anlamaya çalışmak. Bunlar, eğitim sisteminin dayattığı şeyler. Bu sorun, Türkiye laik, bilimsel, milli bir eğitim politikası yürütülürse çözülür. Aynı zamanda bir kültür devrimiyle çözülür. Bencilliğe karşı toplumculuğu, anarşizme karşı vatanseverliği, tembelliğe karşı çalışkanlığı öne çıkartarak çözülür. Bu sistem, kendi siyasi ve sosyal politikalarını uygulayabilmek için gençliği tembelleştiriyor, bencilleştiriyor, yüzeyselleştiriyor! Biz de Öncü Gençlik olarak tam tersine, gençleri bu rolleri reddetmeye çağırıyoruz. Bu rolleri reddetmeden özgürlük diye bir şey olmaz! Bu roller, insanı özgürleştiren değil, tam tersine kısıtlayan, hapseden roller! Tüm bu rolleri reddedip, yeni bir insan ve o yeni insana dayanan yeni bir toplum, yeni topluma dayanan devrimci bir Türkiye inşa etmek istiyoruz.