AYDINLIK DERGİSİ BİNİNCİ SAYISINDA

Bu hafta elimizdeki Aydınlık’ın 1000. sayısıdır, fakat gerçekte bu derginin kökleri tarihimizin derinliklerindedir. Adını, 1921 yılı Haziran ayında Türkiye sosyalist hareketinin önderlerinden Dr. Şefik Hüsnü Değmer önderliğinde yayına başlayan dergiden almıştır.
...

Tarih:

Bu hafta elimizdeki Aydınlık’ın 1000. sayısıdır, fakat gerçekte bu derginin kökleri tarihimizin derinliklerindedir. Adını, 1921 yılı Haziran ayında Türkiye sosyalist hareketinin önderlerinden Dr. Şefik Hüsnü Değmer önderliğinde yayına başlayan dergiden almıştır.

Aydınlık’ı 1968 yılında yeniden yayımlayanlar ve Aydınlık’ın devrimci mirasını sürdürenler “Aydınlıkçı” diye anılır.

Aydınlıkçılar, 40 yıla yakın bir süre boyunca psikolojik savaşın hedefi durumundadırlar. Doğu Perinçek, İşçi Partisi ve Aydınlıkçılar hakkında sağdan “sol”a uzanan küçük grup dergilerinden, devletin yasadışı broşür ve kitaplarına, “Derin Sol” türü “inceleme ve araştırmalara” kadar sayısız malzeme, psikolojik savaş birimleri tarafından piyasaya sürüldü. Şu 40 yıl boyunca Aydınlıkçılar hakkında yazılanlar neredeyse bir kütüphaneyi dolduracak kadar çoktur.

MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİM- “SOSYALİST DEVRİM” SAFLAŞMASI
Milli Demokratik Devrim- “Sosyalist Devrim” tartışması yalnızca 1960’lı yılların değil fakat son 40 yılın en önemli ideolojik saflaşmasıdır. Türkiye’nin Meşrutiyetlerle başlayıp Milli Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimi ile büyük bir atılım yapan, yüzyıllık demokratik devrimini başarıya ulaştırmak ve kapitalizmin her tür sömürü ve baskısını arasız devrimlerle ortadan kaldırmak ve sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir toplum kurmak. Milli Demokratik Devrim tezi özetle böyleydi.

Aydınlık, Milli Demokratik Devrim stratejisini savunan devrimcilerin teorik yayın organı olarak 1968 Kasım’ında yayımlanmaya başlandı. Aydınlık kurucuları arasında Vahap Erdoğdu, Doğu Perinçek, Erdoğan Güçbilmez, Gün Zileli, Seyhan Erdoğdu, Şahin Alpay ve Münir Aktolga bulunuyordu. Daha sonra Atıl Ant ve Cengiz Çandar bu ekip içinde yer aldı. 9 ay sonra derginin yazı kuruluna Ömer Özerturgut da dahil edildi. Kurucuların en genci olan Münir Aktolga’ya derginin “sahibi” görevi verilirken, Vahap Erdoğdu da Sorumlu Yazıişleri Müdürü oldu. Derginin yönetiminde tartışılmaz ağırlığı olan ise Doğu Perinçek’ti.

Derginin adı, Vahap Erdoğdu’nun önerisiyle Aydınlık oldu. Aydınlık’ın İstanbul Temsilcisi Fuat Fegan, Almanya Temsilcileri Heidelberg Üniversitesi’nde hukuk doktorası yapan Metin Günday ile (halen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Kürsüsü Başkanı) Nürnberg Üniversitesi’nde iktisat doktorası yapan Deniz Kavukçuoğlu (halen TÜYAP Fuarı yöneticisi ve Cumhuriyet gazetesi yazarı) idi.

BORÇ PARAYLA ÇIKARILDI
Derginin ilk sayısı Doğu Perinçek’in Hukuk Fakültesi Sandığı’ndan aldığı 7 bin lira borç para ile çıkarıldı. Derginin ilk bürosu Doğu Perinçek’in Kızılay Kızılırmak sokak 29/1’deki eviydi. Derginin hazırlık çalışmaları ve ilk dört sayısının yayımlanması bu büroda gerçekleştirildi. Daha sonra 1969 yılı Mart ayı başında Sıhhiye Süleyman Sırrı Sokak 2/12’de DİSK Ankara Temsilciliği’nin bulunduğu katta bir oda kiralandı.
Türk Solu dergisi, Milli Demokratik Devrim tezlerini savunan ve daha çok bir cephe organı niteliğindeyken Aydınlık, Türk Solu’ndan farklı olarak teorik bir organdı. Aydınlık’ta özellikle Türkiye ve dünya pratiği temeli üzerinde Bilimsel Sosyalizmin teorik inşa çabası göze çarpıyordu. Çizgisi, TİP yönetimine karşı mücadele içinde gelişti ve olgunlaştı. Derginin “Aydınlık’ta Dünya ve Türkiye” bölümünde, arkada kalan ayın Türkiye ve dünya pratiği işleniyordu. Bu bölümü genellikle Doğu Perinçek ve Erdoğan Güçbilmez, bazen de Şahin Alpay yazıyordu.

Derginin Doğu Perinçek, Hikmet Kıvılcımlı ve Mihri Belli’nin de aralarında bulunduğu geniş bir yazar kadrosu vardı. 1970 Ocak 15. sayıda gerçekleşen Aydınlık’ın ikiye bölünmesinden önce dergide imzalı yazıları çıkan sosyalist aydınlar şunlardır: Doğu Perinçek, Hikmet Kıvılcımlı, Mihri Belli, Muzaffer Erdost, Vahap Erdoğdu, Seyhan Erdoğdu, Rasih Nuri İleri, Şahin Alpay, Erdoğan Güçbilmez, Deniz Kavukçuoğlu, Ali Orhan Yücelalp, Gün Zileli, Cengiz Çandar, Osman Ulagay, Fuat Fegan, Fakir Baykurt, Suat Derviş, Kenan Öcal, Aziz Nesin, Sina Çıladır, Türkkaya Ataöv ve Halil Berktay.

Aydınlık Sosyalist Dergi, Türkiye sosyalist hareketinin teorisinin oluşturulmasında ve Milli Demokratik Devrim stratejisinin belirlenmesinde önemli rol oynadı ve bir karargah haline geldi.

Aydınlık’ın ilk sayısında yer alan “Aydınlık görüşlerini açıklıyor” başlıklı ve “Aydınlık Dergisi Kurucuları” imzalı yazıda geniş bir dünya ve Türkiye analizi yapılmaktadır. Yazının dünya kısmı Şahin Alpay, Türkiye kısmı Doğu Perinçek tarafından kaleme alındı.

KİTLE ÇİZGİSİ- “ÖNCÜ SAVAŞ”
Parti önderliğinden yoksunluk, gençlik kitlelerinin aceleci karakteri, çabuk parlayıp sönen eylemlere yatkınlık, 1960’lı yılların sonlarında devrimci saflarda maceracı eğilimler için elverişli bir ortam oluşturmuştu. Latin Amerika kaynaklı “Öncü Savaş teorisi”, bu ortamda etkili oldu. Carlos Marighela, Alberto Bayo, Regis Debray, Douglas Bravo gibi yazarların kitapları, hızla tercüme edilip gençliğe sunuldu. Bu sunuşta, kapağı kurşun delikli kitaplarıyla dönemin “Ant Yayınları” olumsuz ve uğursuz bir rol oynadı.

O dönemde Aydınlıkçıların, kitlelere dayanan devrim anlayışında ısrar etmesi, bilinçli ve örgütlü bir emekçi kuvveti yaratma hedefiyle sabırlı bir çalışma yürütmeleri, Aydınlıkçı geleneğin yaratılması açısından belirleyici oldu.

AYDINLIK HAREKETİNDE BÖLÜNME
Aydınlıkçılar ile Mihri Belli arasındaki çelişmeler 1969 Mayıs’ından itibaren derinleşme yönünde gelişti. Mihri Belli’nin partileşmeye karşı çıkması, örgütlü mücadeleyi reddetmesi, devrimci bir ideolojik ve siyasal temel üzerinde birleşmek yerine mücadeleyi yakın çevresi ile yönetmekte ısrar etmesi, Aydınlıkçılarla yollarının ayrılmasının başlangıç noktasını oluşturdu. İşte bu noktada Mihri Belli’nin örgüt tanımayan çizgisi ile maceracıların otorite tanımayan örgütsel anarşisi birleşti.
“Öncü savaş” görüşleriyle, kitle çizgisi arasındaki mücadele, 1960’lardaki ideolojik bölünmenin, Milli Demokratik Devrim- “Sosyalist Devrim” bölünmesinden sonraki ikinci önemli eksenini oluşturdu. 1970’lerin başında THKP-C, THKO gibi örgütler “öncü savaş” pratiğine girdiler. Bilinen trajik sonuçlar ortaya çıktı.
Milli Demokratik Devrim ile “Sosyalist Devrim” stratejilerinin arasındaki mücadelenin doğru çözümü, 1968 Hareketi’ni yaratmıştı. O doğru çözümden maceracılık yönündeki vazgeçiş ise 1968’in sonu oldu.

Aydınlık’ın 15. sayısı matbaada iken ayrılık gerçekleşti. Daha önce Aydınlık Yazı Kurulu’ndan atılan ve daha sonra 12 Mart’ın askeri mahkemelerinde Süleyman Demirel’i savunacak olan Münir Aktolga, kendi üzerinde bulunan sahiplik belgesinden yararlanarak dergiye el koydu. Bunun üzerine Yazı Kurulu’nun bütünü tarafından hazırlanan derginin ilk forması değiştirildi, kapağına “Proleter Devrimci” ibaresi eklendi, “Proleter Devrimci Aydınlık 1-15” böyle doğdu.

Aydınlık’taki bölünmeden sonra, Türk Hukuk Kurumu’na ait Ankara Adakale Sokak 28/1’deki daire tutuldu. 1970 Ocak ayından sonra bu daire PDA’nın merkezi ve 12 Mart darbesine kadar Aydınlıkçıların karargahı oldu. Aylık kirası binyüz liraydı. Türk Hukuk Kurumu, aynı binanın altındaki salonlarını da her hafta salı akşamları Aydınlıkçıların eğitim konferansları için kullanmalarına da izin vermişti. Doğu Perinçek o dönemde Türk Hukuk Kurumu’nun yönetim kurulunda bulunuyordu.

Proleter Devrimci Aydınlık’ın ilk Yazı Kurulu Doğu Perinçek, Erdoğan Güçbilmez, Şahin Alpay, Ömer Özerturgut, Gün Zileli, Cengiz Çandar ve Atıl Ant’tan oluştu. Daha sonra Yazı Kurulu’na Hasan Yalçın, Halil Berktay, Ferit İlsever, Cüneyt Akalın da alındı. Yazı Kurulu’na alınan Oral Çalışlar ise bir süre sonra yararlı olmadığı için üyelikten çıkarıldı.

1960’ların Aydınlık ve İşçi- Köylü’sü olmasaydı, 1970’li yılların günlük gazetesi ve 2000’li yılların Ulusal Kanal’ı olmazdı.