İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon savcılarının isteğine uyarak Aydınlık dergisinin son sayısının toplatılmasına ve 1 ay süreyle yayımının durdurulmasında karar verdi.
Aydınlık'a bugün tebliğ edilen kararda derginin "Beşiktaş Terör Örgütü İşlevsel Şeması"nın yayımlandığı 1165. sayısı, "Kafes Tertibinin hedefi Kıbrıs" haberinin yayımlandığı 1166. sayısı ve "özellikle", "Vatanseverlik suç, Bölücülük Serbest: Orduya Tasfiye Harekatı" kapağının yer aldığı 1168. son sayısı gerekçe gösterildi. Ancak kararda yasaya aykırı olarak belirtilen sayılarda yer alan hangi yazının toplatma sebebi olduğu yazılmadı.
Aydınlık dergisi sahibi ve sorumlu müdürü Ruhsar Şenoğlu ve derginin avukatları Mehmet Cengiz ve Hasan Basri Özbey bugün (9 Aralık 2009) İstanbul'da bir basın toplantısı düzenleyerek toplatma ve yayın durdurma kararını protesto ettiler.
Şenoğlu şunları söyledi:
Dergimize bu sabah yapılan bildirime göre, son sayımızla ilgili toplatma kararı verilmiş ve Aydınlık dergisinin yayını bir ay süreyle durdurulmuştur.
Bu karar, Amerikancı dikta böyle istediği için alınmıştır.
Tebligata bakıyoruz; 14.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın tarihi, 8 Aralık 2009. Tayyip Erdoğan’la Amerikan Başkanı Obama arasındaki görüşmenin üzerinden 24 saat bile geçmemiş.
Bu zamanlama bize neyi gösteriyor? Aydınlık’ı kapatma kararı, Obama-Erdoğan görüşmesinde alınmış bir karardır!
Erdoğan, Obama’yla yaptığı görüşmeden sonra basın özgürlüğünden söz etti. Bu da bir işarettir. Oval Ofis’te Aydınlık’ı yasaklama talimatı verilmiştir. Başsakan Erdoğan Oval Ofis’ten çıkınca, savunmaya geçmiştir. Erdoğan “Basın Türkiye tarihinin en özgür dönemini yaşıyor” demiştir.
24 saat geçmeden Aydınlık dergisine kapatma kararı tebliğ edilmiştir.
Savcılığın, dergimiz bayilere çıktıktan 3 gün sonra işlem yapması da kapatmanın siyasi bir karar olduğunu göstermektedir.
KARAR ALINMIŞ, GEREKÇESİ DAHA SONRA UYDURULMUŞTUR
Aydınlık’ı kapatma kararının hiçbir haklı gerekçesi yoktur! Kapatma kararı alınmış, gerekçesi sonradan uydurulmuştur.
Yeniden kapatma tebligatına bakıyoruz.
Savcı “Vatanı savunmak suç, bölücülük serbest, Türk Ordusunu tasfiye harekâtı” başlığını gerekçe göstererek yasaklama kararı alınmasını istiyor.
Mahkeme ise “Beşiktaş Terör Örgütü İşlevsel Şemasını” gerekçe göstererek yasaklama kararı alıyor.
Arkadaşlar, “Beşiktaş Terör Örgütü İşlevsel Şemasını” biz iki sayı önce; 1165. sayımızda yayımladık. Bu da gösteriyor ki, Aydınlık’ın yasaklanması siyasi bir karardır ve Obama-Erdoğan arasındaki görüşmede alınmıştır.
DTP’NİN KAPATILMASI TARTIŞILIRKEN!
Şimdi bir de Türkiye’ye dönüp bakalım.
7 askerimiz şehit edilmiştir. Türkiye’nin dört bir yanı PKK ateşiyle yakılmaktadır.
İşte bu koşullarda PKK’nın ve onun yan örgütü konumuna gelmiş DTP’nin kapatılması tartışılırken, Aydınlık kapatıldı.
Vatanseverlik suç, bölücülük serbest. Aydınlık’a verilen yasaklama kararı bu gerçeği bir kez daha göstermiştir.
14. Ağır Ceza mahkemesinin kararında “suçu ve suçluyu övdüğümüz” öne sürülüyor. Aydınlık’ın övdüğü nedir? Vatanseverlik ve Atatürk Devrimi suçlu ilan etmiştir.
GENEL YAYIN YÖNETMENİMİZ TUTUKLANMIŞTI
Aydınlık’a yönelik susturma çabası yeni değil. Tayyip Erdoğan’ın telefon konuşmaları bahane edilerek Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya bir ay önce tutuklanarak Silivri cezaevine gönderildi.
AYDINLIK’I SUSTURAMAZLAR!
Aydınlık’ı susturamazlar!
Avukatlarımız bu kanunsuz karara derhal itiraz ediyorlar.
Aydınlık, Pazar günü yine bayilerde olacaktır.
Şenoğlu'nun ardından söz alan Av. Mehmet Cengiz, Mahkeme kararında gerekçe belirtilmemesini eleştirerek, karara derhal itiraz edeceklerini belirtti. Cengiz: "Basın özgürlüğü ayaklar altına alınmaktadır. Saldırının hedefinde basın özgürlüğü vardır!" dedi.
Av. Hasan Basri Özbey de, kararda terör örgütünün ve suçun propagandası yapıldığının iddia edildiği oysa ortada bir terör örgütü olmadığını belirterek; "İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bir çok kez 'Ergenekon Terör Örgütü'nün var olup olmadığının yargılama sonunda belli olacağını karar altına almıştır. Ayrıca mahkemenin yazdığı yazılara cevap veren MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı Ergenekon Terör Örgütü isimli bir örgüt tespit edemediklerini bildirmişlerdir. Buna karşın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi yanı başındaki 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararlarını ve hukuku hiçe sayarak olmayan örgütün en azından varlığı mahkeme kararıyla belirlenmemiş bir örgütün, yine mahkeme kararıyla kesinleşmemiş bir suçlamanın propagandası yapıldığını ileri sürebilmektedir. Bu karar Ergenekon soruşturması ve kovuşturmasında başından bu yana devam eden kanunsuzlukların son örneğidir. Daha dün mahkeme salonunda Atatürk'e 'İngiliz piçi' diyerek saldıran Danıştay katili Osman Yıldırım'ı 'bey' ilan ederek şereflendiren anlayış bu gün de Aydınlık'ı kapatmaktadır! Tertipçiler perişan olacaklardır. İster savcı ister yargıç, isterse başbakan olsunlar, tertipte rol alanlar mutlaka yargılanacaklardır!
Aydınlık susturulamaz! Üçbuçuk Fethullahçının gücü buna yetmez! Aydınlık susuturlamayacak, yine gerçek haberlerle Türk Milletini aydınlatmaya devam edecektir."