ANKARA BAROSU YÖNETİM KURULUNDAN, AVUKAT ÖZBEY'İN YASAKLANMASINA TEPKİ

Ankara Barosu Yönetim Kurulu, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in avukatı Hasan Basri Özbey'in Ergenekon Mahkemesi tarafından dava sonuna kadar duruşmalardan yasaklanmasına tepki gösterdi. Ankara Barosu tepkisini HSYK, TBMM İnsan Hakları Komisyonu, uluslararası hukuk kuruluşları, ...

Tarih:

Ankara Barosu Yönetim Kurulu, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in avukatı Hasan Basri Özbey'in Ergenekon Mahkemesi tarafından dava sonuna kadar duruşmalardan yasaklanmasına tepki gösterdi. Ankara Barosu tepkisini HSYK, TBMM İnsan Hakları Komisyonu, uluslararası hukuk kuruluşları, AİHM ve çok syıda kuruma da yazılı olarak iletti. Ankara Barosu Yönetim Kurulunun kararı ile anılan kurumlara gönderdiği yazılar şöyle;

ANKARA BAROSU
ÖZEL GÖREVLİ MAHKEMELERİN SAVUNMAYA TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ

Savunma avukatını davanın sonuna kadar duruşmalardan yasaklayan İstanbul Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemesi yargının üç kurucu unsurundan biri olan savunmayı yok etmeye teşebbüs etmek suretiyle kendini inkâr etmiştir.

Avukat Hasan Basri Özbey İstanbul Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemesi’nce dava sonuna kadar (esas mütalaa okununcaya kadar) duruşmalardan yasaklanmıştır.

Avukat Özbey’in daha önce de 16 celse duruşmalardan yasaklandığı, müvekkillinin ise aynı şekilde 16 celse duruşmalardan yasaklandığı, Özel Görevli Mahkeme’nin savunma hakkını bir tehdit olarak gördüğünü göstermek açısından burada hatırlatılmalıdır.

Özel Görevli Mahkemeler savunma hakkını sistemli bir şekilde yok etmektedir. Örneğin; onbinlerce sayfadan oluşan iddianamelerde, yıllarca süren tutukluluklara karşı yapılan savunmalar haftada bir ve 15 dakika ile sınırlanmış, duruşma salonunda avukatların aralarındaki konuşmaları dinlemek ve kaydetmek üzere tavandan mikrofonlar bile sarkıtılmıştır.

Savunma hakkının yok edildiği bir yerde haktan, hukuk devletinden, kişi güvenliğinden, bağımsız ve tarafsız yargıdan kısacası özgürlük ve demokrasiden bahsedilemez.

Özel Görevli Mahkemelerde sanıklar birey değildir; peşinen suçlu kabul edilen, usulen yargılanan, gerekçesiz olarak yıllarca tek kişilik hücrelerde tecrit edilen objelere dönüştürülmüştür.

Özel Görevli Mahkemelerin avukatlara ve sanıklara yönelik davranışları ve verdikleri tutuklama kararları; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin getirdiği bütün güvenceleri, uluslararası örgütlerin ve sivil toplum örgütlerinin uyarılarını hiçe saymaktadır.

Savunma hakkı yok edildiği için Türkiye’de basın, üniversiteler, sendikalar, kısacası örgütlü toplum susturulmuştur. Oysa herkes bilmelidir ki çoğulcu demokrasi, hukukun üstünlüğü ve çocuklarımızın özgür bir toplumda yaşayabilmeleri için herkes korkmadan ve yılmadan konuşmak, şiddete başvurmadan mücadele etmek zorundadır.

Çoğulcu demokrasiden başka çıkış yoktur.

Saygıyla duyurulur.
ANKARA BAROSU YÖNETİM KURULU


ANKARA BAROSUNUN HSYK'YA BAŞVURUSU:

Sayı: 11-117/ 03.02.2012


Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı’na,


Konu: Baromuz mensubu Av. Hasan Basri Özbey’in İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce duruşmalardan men edilmesi hakkında.


1- Baromuz mensubu Avukat Hasan Basri Özbey’in İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17.02.2012 gün ve 2012/116 değişik iş no’lu kararıyla, 2008/209 E. Sayılı dosyada “davanın esası hakkındaki son savunmaya kadar duruşmalara katılmaktan men edildiği” Avukat Mehmet Cengiz’in Baro Başkanlığımıza verdiği 22.02.2012 tarihli dilekçeden anlaşılmıştır.
2- Anılan Mahkeme’nin bu kararının gerekçe tutulduğu 27.01.2012 tarihli duruşmanın tutanakları incelendiğinde Avukat Hasan Basri Özbey’in yapıcı bir şekilde savunma yapmaya başladığı, ancak Mahkeme Başkanı’nca defalarca sözünün kesildiği, savunmasının düzeninin sürekli bozulduğu, faydasız bir tartışma-gerginlik ortamı yaratıldığı görülecektir.
3- Mahkeme, kendi sebep olduğu ve tırmandırdığı bu “olay”ın sonunda, 4 yıldır tutuklu olan müvekkilinin haklarını savunmaya çaba sarf eden Avukat Hasan Basri Özbey’i haksız ve dayanaksız iddialarla duruşmanın sonuna kadar avukatlık görevini yapmaktan men etmiştir.
4- Esasen bir avukatın duruşmadan men edilmesine olanak tanıyan hükümler hukuk devletinin evrensel kurallarına aykırıdır. Çağdaş bir muhakeme sisteminde bulunmaması gereken bu hükümlerin dahi keyfi bir şekilde uygulanması ise yargıya güveni yok etmektedir.

Netice ve Talep:
“Adalet mülkün temelidir” ilkesini temelden sarsan, “savunma”yı dava dışı bırakan, hukuk sistemimizin ve demokrasimizin yalnızca ülkemiz kamuoyunda değil çağdaş dünyada da açıktan sorgulanmasına neden olan haksız ve keyfi uygulamalara karşı gereğinin ivedilikle yapılmasını; bu çerçevede Baromuz mensubu Avukat Hasan Basri Özbey’in ve dolayısıyla savunma hakkı ellerinden alınan müvekkillerinin uğradığı insan hakkı ihlallerinin giderilmesini avukatlık Kanunu’nun Baromuza
yüklediği görevler ve sorumluluklar çerçevesinde Yönetim Kurulumuz adına önemle bilgilerinize arz ederim.

Saygılarımla.

Avukat Metin Feyzioğlu
Ankara Barosu Başkanı


ANAKARA BAROSUNUN TBMM İNSAN HAKLARI İNCELEME KOMİSYONUNA BAŞVURUSU

Sayı: 11-117/ 03.02.2012



Türkiye Büyük Millet Meclisi
İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı’na,


Konu: Baromuz mensubu Av. Hasan Basri Özbey’in İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce duruşmalardan men edilmesi hakkında.


1- Baromuz mensubu Avukat Hasan Basri Özbey’in İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17.02.2012 gün ve 2012/116 değişik iş no’lu kararıyla, 2008/209 E. Sayılı dosyada “davanın esası hakkındaki son savunmaya kadar duruşmalara katılmaktan men edildiği” Avukat Mehmet Cengiz’in Baro Başkanlığımıza verdiği 22.02.2012 tarihli dilekçeden anlaşılmıştır.
2- Anılan Mahkeme’nin bu kararının gerekçe tutulduğu 27.01.2012 tarihli duruşmanın tutanakları incelendiğinde Avukat Hasan Basri Özbey’in yapıcı bir şekilde savunma yapmaya başladığı, ancak Mahkeme Başkanı’nca defalarca sözünün kesildiği, savunmasının düzeninin sürekli bozulduğu, faydasız bir tartışma-gerginlik ortamı yaratıldığı görülecektir.
3- Mahkeme, kendi sebep olduğu ve tırmandırdığı bu “olay”ın sonunda, 4 yıldır tutuklu olan müvekkilinin haklarını savunmaya çaba sarf eden Avukat Hasan Basri Özbey’i haksız ve dayanaksız iddialarla duruşmanın sonuna kadar avukatlık görevini yapmaktan men etmiştir.
4- Esasen bir avukatın duruşmadan men edilmesine olanak tanıyan hükümler hukuk devletinin evrensel kurallarına aykırıdır. Çağdaş bir muhakeme sisteminde bulunmaması gereken bu hükümlerin dahi keyfi bir şekilde uygulanması ise yargıya güveni yok etmektedir.

Netice ve Talep:

“Adalet mülkün temelidir” ilkesini temelden sarsan, “savunma”yı dava dışı bırakan, hukuk sistemimizin ve demokrasimizin yalnızca ülkemiz kamuoyunda değil çağdaş dünyada da açıktan sorgulanmasına neden olan haksız ve keyfi uygulamalara karşı gereğinin ivedilikle yapılmasını; bu çerçevede Baromuz mensubu Avukat Hasan Basri Özbey’in ve dolayısıyla savunma hakkı ellerinden alınan müvekkillerinin uğradığı insan hakkı ihlallerinin giderilmesini avukatlık Kanunu’nun Baromuza
yüklediği görevler ve sorumluluklar çerçevesinde Yönetim Kurulumuz adına önemle bilgilerinize arz ederim.

Saygılarımla.

Avukat Metin Feyzioğlu
Ankara Barosu Başkanı


ANKARA BAROSUNUN ULUSLARARASI KURULUŞLARA BAŞVURUSU:

ANKARA BAR ASSOCIATION


THE SPECIALLY AUTHORIZED COURTS ARE INTOLERANT TO DEFENSE

The Specially Authorized High Criminal Court of Istanbul, denied its existence by prohibiting the defence lawyer from hearings all through the trail, thus tried to abolish right of defense which is one of the constituent element of justice.

1. Attorney-at-law Hasan Basri Özbey is prohibited from trails until the announcement of the opinion of accusation at the Specially Authorized Court of Istanbul.
2. We would like to point out that, the prohibition of Att. Hasan Basri Özbey and his client from 16 hearings, is an indication that the said Court considers the right to defense as a threat.
3. The Specially Authorized Courts are systematically demolish the right of defence. For instance, the right of defence at the trail is limited by 15 minutes for foregoing detentions for years, the communication of lawyers among each other in court rooms are recorded by the microphones hanging from the ceilings.

One cannot talk about rights, rule of law, personal security, freedom and impartiality of judiciary, consequently cannot talk about freedom or democracy where the right of defence is demolished.
At the Specially Authorized Courts, the defendants are not considered as individuals but are converted into objects who are prejudiced and presumed to be guilty, are judged as a mere formality and are confined in cells for years without any justification.

The attitude of Specially Authorized Courts towards lawyers and defendants, and the arrest warrants are ignoring all the assurance and guarantee of introduced by the European Human Rights Convention, warnings of international organizations and non- governmental organizations.

As the right of defence is abolished, the press, universities, trade unions, consequently organized society is silenced. However, everyone should be aware and know that for the existence of pluralistic democracy, rule of law and the right of our children to live in a free society, everyone is obliged to talk without fear and hesitation, and should struggle without resorting to violence.

There is no way out from pluralist democracy.
Yours sincerely,

BOARD OF ANKARA BAR ASSOCIATION

İNGİLİZCE METNİN GÖNDERİLDİĞİ KURUM VE KURULUŞLARIN LİSTESİ
AVRUPA KONSEYİ BAŞKANLIĞI
AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARI KOMİSERİ THOMAS HAMMARBERG
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI
AVRUPA BİRLİĞİ KOMİSYONU
AVRUPA PARLAMENTOSU BAŞKANLIĞI
ULUSLARARASI AVUKATLAR BİRLİĞİ (IBA)
LAWYERS WITHOUT BORDERS
JOURNALIST WİTHOUT BORDERS
FREEDOM HOUSE
YABANCI BASIN KURULUŞLARI VE TÜRKİYE’DEKİ TEMSİLCİLİKLERİ