Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon Tertipçilerinin oyunlarını boşa çıkardı

Danıştay saldırısı davasının gerekçeli kararı Ergenekon tertibinin tetikçilerinin zavallılığını bir kez daha ortaya çıkardı. Tertibin savcısı Zekeriya Öz ve Fethullahçı medyanın, Ergenekon'la Danıştay saldırısı arasında bağ kurmaya çalışmaları hüsranla sonuçl...

Tarih:

Danıştay saldırısı davasının gerekçeli kararı Ergenekon tertibinin tetikçilerinin zavallılığını bir kez daha ortaya çıkardı. Tertibin savcısı Zekeriya Öz ve Fethullahçı medyanın, Ergenekon'la Danıştay saldırısı arasında bağ kurmaya çalışmaları hüsranla sonuçlandı. Kararda, Danıştay eyleminin Anayasal düzeni değiştirmeye yönelik olduğu belirtildi ve Danıştay Saldırısı ile Ergenekon soruşturması arasında, sanıkların hukuki durumunu etkileyecek bir bağlantı tespit edilmediği kaydedildi.
Tarih 17 Mayıs 2006. Danıştay II. dairesine Alparslan Arslan adlı kişi tarafından silahlı saldırı düzenlendi ve İkinci Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybetti.

Alparslan Aslan, yaptığı savunmada Cumhuriyet'e ve Danıştay'a yapılan saldırıları kendisinin işlediğini ve Danıştay II. dairesinin türban hakkında aldığı kararlara tepki olarak gerçekleştirdiğini ifade etmişti.

Duruşma çıkışı da Alparslan Arslan, "Fethullah Gülen'e saygı ve sevgilerimi bildiriyorum" demişti. Tüm bu ifadelere ve açıklamalara rağmen Fethullahçı basın günlerce Danıştay Baskını ve Cumhuriyet'e atılan bomba ile düzmece Ergenekon operasyonu arasında bağlantı kurmaya çalıştı.

Alparslan Arslan'ın Veli Küçük'le yanyana olduğu idida edilen fotoğraflar gazete manşetlerine taşındı. Sadece basın değil, düzmece operasyonu yürüten savcı Zekeriye Öz de Ankara 11. Ağır ceza'dan Danıştay baskını dosyasını isteyerek dosyalar arasında bağlantı kurmaya çalışmış, ancak mahkeme "Önce siz bağ kurun ben sonra size dosyayı göndereyim" yanıtını vermişti.

Ve nihayet Mahkeme Danıştay baskını davasında gerekçeli kararını açıkladı. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet'e atılan bombalar "Ergenekon'un işi" iddiaları Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararıyla yerle bir oldu.

Kararda, zanlıların birincisi İstanbul'da Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması, ikincisi Ankara'da Danıştay üyelerine saldırı olmak üzere, iki ayrı ana eylemi bulunduğu, bu eylemler için bir araya geldiklerinin görüldüğü belirtildi.

Kararda, şahısların, 'saldırılar için plan yapmalarının, örgütlü bir yapı içine girildiğini gösterdiği üzerinde duruldu. "Bu yapının, türban örtüsüyle ilgili olarak, kendi görüşlerine göre türban aleyhinde karar veren ya da davranan kurumlara ders vermek amacını taşıdığı" kaydedildi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin de “Ergenekon” soruşturmasıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bilgi istediği belirtilen gerekçeli kararda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmayla ortaya atılan iddiaların aksine, Danıştay saldırısı ile Ergenekon soruşturması arasında hukuki bir bağ tespit edilmediği ifade edildi. “

Yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucu, sanıklar ve sanıklara isnat edilen eylemler ile ilgili yürütülen hazırlık soruşturmasının arasında suç vasfını, sanıkların hukuki durumunu ya da sübutu etkileyecek şekilde bir bağlantı tespit edilememiştir. Dolayısıyla o hazırlık soruşturmasının sonucunun beklenmesine gerek de duyulmamıştır. Yine, sanık Osman Yıldırım, duruşmadaki savunmaları yanında, ceza evinden genel iddialar içeren dilekçeler göndermiş ise de yargılama aşamasında somut olayı aydınlatacak nitelikte bilgi içermeyen bu dilekçelere itibar edilmeyerek, ayrıca araştırılması yoluna gidilmemiştir.”

Danıştay üyelerine saldırı davasının gerekçeli kararında, "sanıkların amacının, türban örtüsünü kendi bildikleri ve istedikleri şekilde yorumlamayan ve karara bağlamayan kurum ve kişilere yönelik cebir ve şiddet yöntemlerine başvurarak cezalandırma amacı taşıdığı ve bu amaç doğrultusunda Danıştay'a saldırı eyleminin ise mevcut anayasal sisteme yönelik bir tehlike yarattığı" belirtildi.

Ankara 11'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararda, davanın sanıkları arasında dayanışma ve suç işleme hususunda birliktelik ve devamlılık olduğu ve hiyerarşik bir yapılanma bulunduğu ifade edildi.

Kararda, "sanıklar ve sanıklara isnat edilen eylemler ile yürütülen (Ergenekon) hazırlık soruşturması arasında suç vasfını, sanıkların hukuki durumunu ya da sübutu etkileyecek şekilde bir bağlantı tespit edilemediği, dolayısıyla o hazırlık soruşturmasının sonucunun beklenmesine gerek de duyulmadığı" kaydedildi.

Gerekçeli kararda, sanıkların; birincisi İstanbul'da Cumhuriyet gazetesine bomba atılması, ikincisi Ankara'da Danıştay üyelerine saldırı olmak üzere, iki ayrı ana eylemi bulunduğu, sanıkların bu eylemler için bir araya geldiğinin görüldüğü ifade edildi.

Alparslan Aslan lider

Sanıkların, saldırılar için plan yapmalarının, örgütlü bir yapı içine girildiğini gösterdiği belirtilen kararda, "bu yapının, türban örtüsüyle ilgili olarak, kendi görüşlerine göre türban aleyhinde karar veren ya da davranan kurumlara ders vermek amacını taşıdığı" kaydedildi.

Sanık Alparslan Arslan liderliğindeki bu yapının, toplum üzerinde aynı zamanda baskı kurularak, ses getirecek eylemler yapmak için bir araya geldiği, diğer sanıklar Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin İrşi ve Erhan Timuroğlu'nun da bu örgüte üye olarak kabul edildiği anlatıldı.

Gerekçeli kararda, "özellikle Danıştay'a saldırının çok ses getirdiği, toplumda büyük infial uyandırdığı, halk üzerinde büyük bir korku ve paniğe yol açtığına" dikkat çekildi.

Sanıklar arasında dayanışma ve suç işleme hususunda birliktelik ve devamlılık ile hiyerarşik yapılanmanın olduğu, uygun araç ve gerecin bulunduğu aktarılan kararda, Alparslan Arslan'ın lider, Osman Yıldırım'ın ise Arslan'dan sonra gelen kişi olduğu kaydedildi.

Gerekçeli kararda, "Bütün bu anlatılanlar, ortada silahlı bir örgütün oluştuğunu göstermektedir" ifadesine yer verildi.

Soruşturmanın genişletilmesi talepleri

Gerekçeli kararda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığ'ınca yürütülen "Ergenekon" soruşturması kapsamında, Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nden sanıklarla ilgili iddianame ve bir kısım evrak suretlerinin istendiği bildirildi.

Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin de "Ergenekon" soruşturmasıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan bilgi istediği belirtilen gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi:

"Yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucu, sanıklar ve sanıklara isnat edilen eylemler ile ilgili yürütülen hazırlık soruşturmasının arasında suç vasfını, sanıkların hukuki durumunu ya da sübutu etkileyecek şekilde bir bağlantı tespit edilememiştir.

Dolayısıyla o hazırlık soruşturmasının sonucunun beklenmesine gerek de duyulmamıştır. Yine, sanık Osman Yıldırım, duruşmadaki savunmaları yanında, cezaevinden genel iddialar içeren dilekçeler göndermiş ise de yargılama aşamasında somut olayı aydınlatacak nitelikte bilgi içermeyen bu dilekçelere itibar edilmeyerek, ayrıca araştırılması yoluna gidilmemiştir."

Kararda; bazı sanık avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerinin de benzer gerekçelerle reddedildiği belirtilerek, tüm delillerin toplanmış olması dolayısıyla, soruşturmanın genişletilmesine ihtiyaç duyulmadan, mevcut deliller ve dosya kapsamına göre değerlendirme yapıldığı vurgulandı.

Sivas davası örnek gösterildi

Gerekçeli kararın, "silahlı örgütün amaç ve yapısı açısından değerlendirilmesine" ilişkin bölümünde ise şu ifadelere yer verildi:

"Sanıkların amacının, türban örtüsünü kendi bildikleri ve istedikleri şekilde yorumlamayan ve karara bağlamayan kurum ve kişilere yönelik cebir ve şiddet yöntemlerine başvurarak cezalandırma amacı taşıdığı, bu amaç doğrultusunda Danıştay'a saldırı eyleminin ise mevcut anayasal sisteme yönelik bir tehlike yarattığı ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda yazılı ve bu Anayasa'nın öngördüğü düzeni cebir ve şiddet kullanarak kaldırmaya ve yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek şeklinde bulunduğu görülmektedir.

O halde, izah edildiği şekilde kurulan silahlı örgütün amacı, Türk Ceza Kanunu'nun 309'uncu maddesinde belirtilen şekilde kurulan bir terör örgütü olarak kabul etmek gerekir. Bu konuya örnek teşkil etmesi bakımından, kamuoyunda Sivas davası olarak bilinen dava ile ilgili Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 7 Temmuz 1998 gün 1998/9-187 esas1998/272 nolu kararı örnek verilebilir."

Karar neydi?

Terör ve organize suçlara bakmakla görevli Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Alparslan Arslan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Arslan'ın ayrıca, toplam 68 yıl 9ay hapsine hükmedilmişti .Müebbet hapisle cezalandırılan Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve ErhanTimuroğlu ise çeşitli hapis cezalarına da çarptırılmıştı.

Sanık Süleyman Esen, toplam 17 yıl 8 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılırken, Tekin İrşi de toplam 10 yıl 2 ay 15 gün hapse mahkum edilmişti.

Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Aykut Metin Şükre, Ayhan Parlakve Salih Kurter'in ise beraatlerine hükmetmişti.