Anayasa Mahkemesi’nin Terörle Mücadele Kanunu’nun 10/5. maddesinde yer alan uzun tutukluluğa ilişkin hükmü, Anayasaya aykırı bularak iptal etmesine rağmen, 5 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Doğu Perinçek hakkındaki tutuklama kararını kaldırmamakta direnen yargıçlar HSYK’ya şikâyet edildi.
Bugün, HSYK Başkanlığı’na, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek adına başvuruda bulunan Av. Mehmet Cengiz, özetle şunları söyledi:
Ergenekon Davası’na bakan İstanbul Özel Görevli 13. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimleri, Anayasa Mahkemesi kararına uymadıklarını açıkladılar.
Anayasa Mahkemesi’nin, ancak zorunlu hallerde başvurulacak tutuklama süresini dahi iki katına çıkaran yasa maddesini iptal eden kararını tanımıyorlar.
Bu, suçtur.
Anayasa Mahkemesi kararları, en başta bu hâkimleri bağlar.
Herkesin bildiği, Anayasa Mahkemesi’nce resmen açıklanmış bu kararın henüz gerekçesinin yayınlanmamış olması, uygulanan hükmün Anayasaya aykırı olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Anayasa ile yasa çelişirse, Anayasa hükmü uygulanır.
Bu gerçeği inkâr etmek, yasadışı tutukluluğu sürdürmek, özgürlüğü gasbetmektir. Yargı görevini kötüye kullanmaktır.
HSYK’nın görevini yerine getirmesini, bu suçun faili olan İstanbul Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemesi Başkan ve üyeleri hakkında soruşturma açılarak cezalandırılmalarını talep ediyoruz.
15 Temmuz 2013
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı'na
Ankara
Konu : İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin
Özese (28298) ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri Hüsnü
Çalmuk (32346) ve Sedat Sami Haşıloğlu (37266) haklarında
şikayetimiz
Açıklamalar :
Şikâyet olunan hâkimler Hasan Hüseyin Özese (28298), Hüsnü Çalmuk (32346) ve Sedat Sami Haşıloğlu (37266), ekte örneği sunulan 12.07. 2013 tarihli "Tutukluluk Hali İnceleme Kararı"yla müvekkilin tutukluluk halinin devamına karar vermişlerdir.
Kararı oluştururlarken, Anayasa Mahkemesi tarafından 04.07.2013 günü Anayasa’ya aykırılığı tespit ve hüküm altına alınan 3713 sayılı TMK’nun 10. maddesinin 5. fıkrasını esas almışlardır.
Kararın gerekçesinde, tutukluluk süresinin iki katı olarak uygulanacağı yolundaki yasa maddesinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının henüz Resmi Gazete'de yayımlanmadığı, yayınlandıktan 1 yıl sonra yürürlüğe gireceği, bu nedenle dikkate alınamayacağı iddia edilmiştir.
Söz konusu kararda aynen:
"...Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu iptal kararı, ancak Resmi Gazetede yayınlanmasıyla veya resmi gazete yayınlanacak gerekçede belirlenen sürenin dolması ile yürürlüğe gireceğinden, Terörle Mücadele Kanunu'nda 6352 sayılı Kanun ile değişik 10. maddesi halen yürürlükte olup tutuklu sanıkların da tutukluluk durumları bu madde hükmüne ve dosya kapsamına göre değerlendirilerek...karar verilmiştir" demişlerdir.
Anayasa Mahkemesi, 4 Temmuz 2013 tarihinde, tutukluluk süresinin 2 katı olarak uygulanmasını kabul eden 3713 sayılı TMK’nun 10. maddesinin 5. fıkrasını Anayasa'ya aykırı bulmuş ve bu kararını açıklamıştır. Böylece tartışma sona ermiştir.
Şu an hukuk dünyasında tutukluluk süresi konusunda herkesin kabul ederek teslim olacakları tek gerçek budur.
Mesele yürürlük meselesi değildir. İptal kararının Resmi Gazetede yayınlanmasının, gerekçesinin, yürürlülük zamanının hiçbir önemi ve anlamı yoktur.
Evet, "tutukluluk süresi 2 kat uygulanır" diyen madde yürürlüktedir.
Zaten, Anayasa Mahkemesi, yürürlükte olan yasa maddesini iptal eder.
Yürürlükte olmayan madde iptal edilmez!
Madde yürürlüktedir. Ancak Anayasaya Mahkemesi tarafından Anayasa’ya aykırı olduğuna karar verilmiştir.
4 Temmuz 2013 tarihinden itibaren "tutukluluk süresi 2 kat uygulanır" diyen maddenin Anayasa’ya aykırılığı tartışılamaz.
Anayasa Mahkemesi kararları kesindir. Hiçbir kurum ne Hükümet ne Meclis ne Mahkemeler, Anayasa Mahkemesi’nin kesin hükmüne karşı çıkamaz, değiştiremez. Uygulamak zorundadırlar.
Artık, “yürürlükte” diye, tutukluluk süresi 2 katı olarak uygulanamaz.
Yasa hükmü, Anayasaya aykırı ise Anayasa hükmü uygulanır.
Yerleşik içtihatlar da bu yöndedir. Örneğin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 08.10.2009 tarih ve E. 2009/611- K. 2009/1769 sayılı kararında aynen şöyle denilmektedir;
“Anayasa Mahkemesince bir kanunun veya KHK'nin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde eldeki davaların Anayasaya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülemez. Bir başka anlatımla, Anayasa Mahkemesinin, iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi ileriye dönük olarak ertelemiş bulunması öncelikle yasama organına aynı konuda, iptal kararının gerekçesine uygun olarak, yeni bir düzenleme için olanak tanımak ve ortada hukuki bir boşluk yaratmamak amacına yönelik olup yargı mercilerinin bakmakta olduğu uyuşmazlıklarda hukuka ve Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş kuralları uygulaması ve uyuşmazlıkları bu kurallara göre çözümlemesi sonucunu doğurmayacağı yargının yerleşik içtihatlarındandır.”
Herkesin, mahkemelerin, hele hele şikâyet edilen hâkimlerin teslim olması gereken tek gerçek budur.
Anayasa'ya aykırılık tespit edilmekle artık tartışılamaz, yorumlanamaz! Anayasa Mahkemesi tartışmayı bitirmiştir.
Artık CMK’nun 102/2.maddesinde belirlenen azami sınırdan fazla tutukluluk sürdürülemez.
Anayasa hükmü ortada iken şikâyet olunan hâkimler müvekkilin tutukluluğuna son vermeyerek Anayasa hükmünü uygulamamışlardır.
Müvekkil Doğu Perinçek, 21 Mart 2008’den bu yana 5 yıl, 3 ay, 23 gündür tutukludur.
Tutukluluk süreleri 5 yılı aşan müvekkilin tutukluluk halinin devamına dayanak kılınan 3713 sayılı TMK’nun 10. maddesinin 5. fıkrası Anayasa'ya aykırıdır.
Şikâyet olunan hâkimler, kasıtlı davranarak Anayasaya aykırı olduğu saptanmış maddeyi uygulamışlardır. Anayasa’ya aykırılığı Anayasa Mahkemesi kararı ile kesin olarak belirlenen maddeye dayanarak tutukluluğun devamına karar vermek, yargı görevini açıkça kötüye kullanmaktır.
Bu nedenle, haklarında idari soruşturma açılarak hâkimlik mesleği ile bağdaşmayan bu eylemleri nedeniyle cezalandırılmalarını talep ediyoruz.
Saygılarımızla.
Doğu Perinçek v.
Av. Mehmet Cengiz