Amerika, Özel Kuvvetlere yapılan baskın ile Endonezya Modelini uygulamaya koydu!

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, bugün (30 Aralık 2009)Ankara’da bir basın açıklaması yaparak Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda günlerdir süren aramaları değerlendirdi. Gültekin’in açıklaması şöyle;

Bülent Arınç’a suikast yapılaca...

Tarih:

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, bugün (30 Aralık 2009)Ankara’da bir basın açıklaması yaparak Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda günlerdir süren aramaları değerlendirdi. Gültekin’in açıklaması şöyle;

Bülent Arınç’a suikast yapılacağı yalanından sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı Ankara Seferberlik Bölge başkanlığında üst üste yapılan aramalar ile, “Asimetrik Psikolojik Savaş”ın ötesine geçilmiştir.
Bu saldırıyla, “psikolojik savaş” aşamasından “eylemli olarak çökertme aşaması”na geçilmiştir. Türk Ordusu’nun vatanı savunma görevi, eylemli olarak engellenmektedir.
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yapılan arama ve gerçekleştirilen gözaltılarla mevcut sistem içinde Türk Ordusu’nun milli niteliğini muhafaza etmesinin çok zor olduğu da ortaya çıkmıştır.

ORDU İÇİNDE GLADYO TASFİYE EDİLDİ
Bilindiği üzere daha önce NATO bünyesinde oluşturulan Özel Harp Dairesi, 1990’larla birlikte adım adım Amerika’nın kontrolü dışına çıktı. Bu süreçte adını da Özel Kuvvetler Komutanlığı olarak değiştirdi.
NATO bünyesindeyken Sovyetler Birliğinden gelecek saldırıya karşı iç savunma amacıyla yapılandırılan ÖHD’nin gerçekte esas görevi, işbirlikçi iktidarlara karşı halk muhalefetini bastırmak oldu. Bu süre içinde faili meçhul cinayetler, 1 Mayıs 1977, Maraş, Çorum türünden provokasyon ve katliamlar, Kültür Sarayı sabotajı, Sirkeci, Yeşilköy bombalamaları, Ecevit’e suikast girişimi, devrimcileri işkenceli sorgulamalardan geçirmeler; vb. Amerikan Derin Devletinin uzantısı olarak bütün bu işleri yaptı.
1990’lardan sonra ise TSK, kendi içindeki Gladyo uzantılarını temizledi ve Özel Kuvvetler Komutanlığı adım adım, gerçekten vatan savunması ile ilgili konulara yoğunlaştı. Özellikle Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelen tehdide karşı konumlandı. Bu konumlanma, Amerikanın bu tarihten itibaren Özel Kuvvetler Komutanlığına düşmanlığını da açıklar.
Temmuz 2003’te Süleymaniye’deki Özel Kuvvetler ekibine, “Kürt liderlere suikast yapacakları” yalanı ile yapılan “Çuval Operasyonu”, Malatya’da Özel Kuvvetler mensuplarını taşıyan uçağın düşürülmesi ve Ergenekon tertibi başladıktan sonra özellikle Özel Kuvvetleri hedef alan psikolojik savaş, ABD’nin kendi denetiminde olmayan milli bir kuvvet istemediğini gösterir.
Özel Kuvvetler Komutanlığı’na yapılan saldırının bir başka açıklaması ise, Ergenekon tertibini yapan merkezin, TSK’nın bu tertibe karşı kendini savunma olanağına darbe vurmaktır. Çünkü bizzat Genelkurmay Başkanının yaptığı açıklama gösteriyor ki, gözaltına alınan subaylar Ordu içindeki Fethullahçı köstebeğin peşindedirler.

ORUÇ REİS KONUŞMASINA CEVAP
Özel Kuvvetler Komutanlığında yapılan aramalar aynı zamanda, Genelkurmay Başkanının yanına Kuvvet Komutanlarını da alarak Trabzon’da Oruç Reis Fırkateyni’nde yaptığı açıklamalara cevaptır.
Amerika, TSK’nın Başbuğ’un ağzından yapmak istediği kendini savunma girişimine yeni bir atak ile karşılık vermiştir.

UYGULANAN “ENDONEZYA MODELİ”DİR
2000 yılında Doğu Timor, Endonezya’dan koparak bağımsızlığını ilan etti. Bu süreç içinde, adına “Endenozya modeli” denen bir Amerikan Operasyonu uygulandı. Bu “ Model” şu şekilde cereyan etti:
ABD, Doğu Timor adalarını Endonezya’dan koparmadan önce bu ülkenin Ordusuna karşı büyük bir yıpratma kampanyası yürüttü. Geçmişte ABD’nin Endonezya Özel Kuvvetleri’ne yaptırdığı çeşitli operasyonlar, bire bin katılarak açıklandı ve Ordu’nun direnci kırıldı.
Bütün bu gelişmelerin arkasından Endonezya’nın parçalanarak Doğu Timor’un koparılması kolaylaştı.
İşte bu model şimdi Türkiye’de uygulamaya konmuş bulunmaktadır.
Hedef, önce Irak’ın Kuzeyindeki kukla devletin Türkiye tarafından resmen tanınması, ardından Türkiye’nin Doğusu ve Güneydoğusunda etnik temelde yeni bir devlet yapılanmasının Türkiye’ye kabul ettirilmesi veya bu Bölge’nin Türkiye’den koparılmasıdır.
Türk Ordusu’ndan bu plana karşı olan ve olacak direnç, bir yandan “asimetrik psikolojik savaşla” ve diğer yandan son baskınlarla görüldüğü üzere eylemli olarak kırılmak isteniyor. Bu amaç doğrultusunda önemli bir mesafe alındığı da görülmektedir.
Güneydoğu’da sergilenen kalkışma provaları, son KCK Operasyonu ile yapılan kışkırtmalar ise ABD’nin Endonezya planının diğer ayağını oluşturuyor.

ÇARE: MİLLİ HÜKÜMETİ KURACAK HALK HAREKETİ
Türkiye’yi bugün içinde bulunduğu krizden ve emperyalistler tarafından dayatılan iç çatışma ve bölünme senaryolarından kurtaracak biricik güç, bütün Türkiye’yi fiilen birleştirmekte olan halk hareketidir. Tekel işçilerinin kahramanca mücadelesinde kendini gösteren emekçi mücadelesidir.
Halk hareketinin Milli Hükümet hedefine yönelmesi bütün uğursuz planları boşa çıkaracaktır.
Bugünkü durum, Türk Ordusunun yılılar yılı NATO kontrolüne terk edilmesinin bir sonucudur. ABD, NATO anlaşmalarına ve yapılanmasına dayanarak içimizdeki operasyonu yürütebilmektedir. Türk Ordusu’nun NATO içinde kalarak ve Batı sistemi içinde milli niteliğini muhafaza edemeyeceği artık son gelişmelerle bir kez daha kanıtlanmıştır.
Genelkurmay Başkanlığını, Türk Ordusu’na yönelik “asimetrik psikolojik savaşı” yapanların kim olduğunu açıklamaya çağırıyoruz.