İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, 31 Ağustos 2008 Pazar İP İstanbul İl Merkezi’nde, bir basın toplantısı düzenlemiştir. İlsever'in açıklamasını aşağıda sunuyoruz.
Tutuklandığım 21 Mart 2008 tarihinden önce uğraştığım sağlık sorunlarım cezaevi koşullarında yoğunlaştı. 4-22 Ağustos günleri bulunduğum Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin Onkoloji Konseyi akciğer ameliyatı olmama karar verdi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi de bu koşullarda tahliyemi kararlaştırdı. Yaşadığım sağlık sorunlarından hareketle cezaevlerindeki koşulların düzeltilmesine duyarlılık gösteren ve bu kararın alınmasında katkısı bulunan medyadaki dostlarıma, milletvekillerimize ve kurumlarımıza teşekkür ederim. Bu konuda söyleyeceklerimin özeti şudur:
Cezaevlerinde sağlık sistemi çökmüştür. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin Mahkum koğuşu ise tam bir rezalettir. Buradaki koşulların düzeltilmesi için TBMM insan Hakları Komisyonu’na bir dilekçe yazdım. Sonuna kadar takipçisi olacağım.
Değerli Basın Mensupları,
Esas Türkiye’miz, güzel yudumuz çok ağır sağlık sorunlarıyla karşı karşıyadır.
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt “Ergenekon” kapsamında sorguya çekiliyor. Herkes anlıyor ki, sayın Ferda Paksüt üzerinden Anayasa Mahkemesi üyelerine, hatta Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’a tehdit yöneltilmektedir. Çünkü Paksüt’e 5,5 saatlik sorgu boyunca “Ergenekon”la ilgili ciddi bir soru sorulmadığı anlaşılmaktadır.
AKP-Fethullah medyasında YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu aleyhinde yürütülen kampanyayla da, başta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olmak üzere, tüm yargımız tehdit edilmektedir.
Bağımsız cumhuriyetimizin güvencesi üniversitelerimiz, Abdullah Gül’ün son atamalarıyla baskı altına alınmıştır ve laiklik mevzisinden uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır.
Türk Ordusu’nda 1990’lardan itibaren ABD’nin tertip ve senaryoları karşısına dik duran Genelkurmay Başkanları Org. Necip Torumtay, Org. İsmail Hakkı Karadayı ve Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu “Ergenekon” iddianamesinde bu örgütün merkezine yerleştirilmiştir ve hedef alınmaktadır.
En önemlisi ise, bütün bu tertiplere karşı Türkiye’mizi kararlılıkla savunan çözümün partisi, İşçi Partisi’nin başkan ve yöneticileri hapislere atılmaktadır.
ABD merkezlerince yönetilen yukarıdaki operasyon, Türkiye’nin ağır bir ekonomik krize adım attığı ve ateş hattı Karadeniz’de yeni NATO görevlerine sürüldüğü koşullarda sahneye konmaktadır.
Operasyonun hedefi başta İşçi Partisi ve TSK olmak üzere Türkiye’nin milli kuvvetlerini baskı altına almak ve Amerikancı bir darbenin yolunu açmaktır. Böylece Cumhuriyetimizin son değerlerinin de bütünüyle çökertildiği ülkemize, ABD’nin bölgemizdeki çıkarları doğrultusunda yeni “piyon” görevler yüklenmektedir.
30 Ağustos Zafer Bayramı’mızın 86. yılını kutladığımız bugün, milletimizin öncüleri olarak böyle emperyalist oyunları bozacağımızı ve Atatürk Devrimi’ni kararlılıkla savunacağımızı dünyaya bir kez daha ilan ediyor ve milletimizi karanlık tertiplere karşı uyarıyoruz.