Amaç yargıyı ve TSK’yi tasfiye etmek

Cumhuriyet gazetesi, bir süredir yayımladığı yazı dizisi kapsamında bugün (1 Aralık 2009) İşçi Partisi Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin'in görüşlerine de yer verdi. Gazetenin Gültekin'in görüşlerinden yaptığı özeti ve yanıtların tamamını aşağıda sunuyoruz....

Tarih:

Cumhuriyet gazetesi, bir süredir yayımladığı yazı dizisi kapsamında bugün (1 Aralık 2009) İşçi Partisi Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin'in görüşlerine de yer verdi. Gazetenin Gültekin'in görüşlerinden yaptığı özeti ve yanıtların tamamını aşağıda sunuyoruz.

İşçi Partisi (İP) Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin, “AKP’nin 2 yılı aşkın bir süredir sahte belgeler, yalancı tanıklar ve hukukun en temel ilkelerinin çiğnenmesiyle yürütülen Ergenekon tertibi, bugün TSK’nin en üst komutanlarının ve yargının en başında bulunan isimlerin kellesinin istendiği aşamaya gelmiş bulunmaktadır”dedi.

Gültekin,dinlemelerin hukuk dışı olduğunu ve AKP iktidarı tarafından baskı unsuru olarak kullanıldığını söyledi. AKP iktidarının muhalif kişi ve kurumlara yönelik baskısını eleştirerek, 12 Mart ve 12 Eylül gibi baskı rejimlerinin olduğu dönemlerde dahi bu denli keyfi uygulamalar yapılmadığını belirten Gültekin, şöyle devam etti: “Çünkü Cumhuriyet kurulduğundan beri ilk defa, kuruluş felsefesine ve üzerinde yükseldiği temel ilkelerle hesaplaşma içinde olan bir iktidar işbaşındadır.

Anayasa Mahkemesi’nin çoğunlukla saptadığı üzere ‘irticai eylemlerin odağı olan bir parti’ işbaşındadır. Bu parti, iktidarda olduğu 7 yılın sonunda devlet içinde ele geçirdiği mevzilerin ve elde ettiği olanakların verdiği cüretle, şimdi nihai hedefe varmak için saldırıya geçmiştir. İki yılı aşkın bir süredir sahte belgeler, yalancı tanıklar ve hukukun en temel ilkelerinin çiğnenmesiyle yürütülen Ergenekon tertibi, bugün TSK’nin en üst komutanlarının ve yargının en başında bulunan isimlerin kellesinin istendiği aşamaya gelmiş bulunmaktadır.”

‘FETHULLAHÇI GLADYO KULLANILIYOR’
Ergenekon soruşturmasıyla Türkiye’nin Atatürkçü güçlerinin tasfiye edilmesinin istendiğini belirten Gültekin, bu eylemi gerçekleştirmek için de devlet içine sızmış olan Fethullahçı Gladyo’nun kullanıldığını söyledi.

Gültekin, “Tertip, Başbakanlık’a 500 metre mesafede konuşlanmış olan ODC (Office of Defence Cooperation) merkezi tarafından sahneye konmuştur ve bu ekip bugün de işbaşındadır. Hedef, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne uygun olarak Türkiye’yi etnik ve inanç farklılıkları temelinde yeniden yapılandırmaktır. Böyle bir projenin iktidar tarafından yürütüldüğü yerde, Cumhuriyetin yargısı ve ordusu elbette hedef tahtasında olacaktır. Olay, TSK’nin ve yargının yıpratılması olayı değil, tasfiye edilmesi olayıdır”diye konuştu.

“İrticai eylemlerin odağı olan AKP’nin”iktidarda kalmasının, Türkiye’nin Amerikancı faşist bir diktatörlüğe doğru yol alması anlamına geldiğine dikkat çeken Gültekin Türkiye’nin de bu yolda hızlı adımlarla ilerlediğini söyledi.


Sayın Tarkan Temur
Cumhuriyet Gazetesi

Sorularınıza ilişkin cevaplarımız özetle aşağıdadır. Değerlendirmenize sunuyorum.
İyilik, sağlık ve başarı dileklerimle…
Esen kalınız.

Mehmet Bedri Gültekin
İşçi Partisi Genel Başkan Vekili

1. Türkiye 12 Mart ve 12 Eylül gibi baskı rejimlerinin olduğu dönemlerde bile görülmeyen kanunsuzluklara ve keyfi uygulamalara sahne olmaktadır. Bu da doğaldır. Çünkü Cumhuriyet kurulduğundan beri ilk defa, kuruluş felsefesine ve üzerinde yükseldiği temel ilkelerle hesaplaşma içinde olan bir iktidar işbaşındadır.
Anayasa Mahkemesinin çoğunlukla saptadığı üzere “irticai eylemlerin odağı olan bir Parti” işbaşındadır. Bu Parti, iktidarda olduğu 7 yılın sonunda devlet içinde ele geçirdiği mevzilerin ve elde ettiği olanakların verdiği cüretle, şimdi nihai hedefe varmak için saldırıya geçmiştir.
İki yılı aşkın bir süredir sahte belgeler, yalancı tanıklar ve hukukun en temel ilkelerinin çiğnenmesiyle yürütülen Ergenekon tertibi, bugün TSK’nın en üst komutanlarının ve yargının en başında bulunan isimlerin kellesinin istendiği aşamaya gelmiş bulunmaktadır.
2. Her şeyden önce sahnelenen tertibin gerçek amacını ve arkasındaki gücü doğru tespit etmek gerekir. Ergenekon tertibi doğrudan doğruya Amerika tarafından, Türkiye’nin yurtsever Atatürkçü güçlerini tasfiye etmek anacıyla, devlet içine sızmış Fethullahçı Gladyo kullanılarak yürütülmektedir.
Tertip, Başbakanlığa 500 metre mesafede konuşlanmış olan ODC (Office of Defence Cooperation) merkezi tarafından sahneye konmuştur ve bu ekip bugün de işbaşındadır.
Hedef, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne uygun olarak Türkiye’yi etnik ve inanç farklılıkları temelinde yeniden yapılandırmaktır.
Böyle bir projenin iktidar tarafından yürütüldüğü yerde, Cumhuriyet’in yargısı ve Ordusu elbette hedef tahrasında olacaktır.
Olay, TSK’nın ve Yargı’nın yıpratılması olayı değil, tasfiye edilmesi olayıdır.
3. “İrticai eylemlerin odağı olan AKP’nin” iktidarda kalması demek, Türkiye’nin dolu dizgin Amerikancı bir faşist diktatörlüğe doğru yol alması demektir. Bugün Türkiye’de olan budur. En temel hukuk kurallarının ayaklar altına alındığı, yargı bağımsızlığının yok edildiği, tarikat müritlerinin devleti işgal ettiği ve Cumhuriyet Hukuku yerine Ortaçağ hukukunun yerleştirilmek istendiği bir Türkiye gerçeği yaşıyoruz.
Cumhuriyetin Hukukçuları, Cumhuriyetin Ordusu, Cumhuriyetin yurttaşları ve Cumhuriyet’in Partileri, yasalardan ve Cumhuriyet Devrimi’nin meşruiyetinden kaynaklanan haklarını kullanmak için ayağa kalkmalı, Türkiye’nin varlığına kasteden bu saldırıyı alaşağı etmelidir.