Alsancak Limanı, İzmir’in gözbebeğidir. Özelleştirilmesine karşı İzmirlileri göreve çağırıyoruz.

İşçi Partisi İzmir İl Başkanı Av. Tugay Şen, 8 Ekim 2009 günü İP İzmir il merkezinde bir basın toplantısı yaparak, Alsancak Limanı’nın özelleştirilmesine ilişkin gelişmeleri değerlendirdi ve İşçi Partisi’nin çözümünü açıkladı. Şen, basın toplantısında şu...

Tarih:

İşçi Partisi İzmir İl Başkanı Av. Tugay Şen, 8 Ekim 2009 günü İP İzmir il merkezinde bir basın toplantısı yaparak, Alsancak Limanı’nın özelleştirilmesine ilişkin gelişmeleri değerlendirdi ve İşçi Partisi’nin çözümünü açıkladı. Şen, basın toplantısında şunları söyledi:

İzmir Alsancak Limanı’nın özelleştirilmesine ilişkin yürütmeyi durdurma kararı, Danıştay 13. Dairesi tarafından kaldırıldıktan sonra Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, ihaleyi alan ortak girişim grubuna çağrıda bulundu. Danıştay dairesinin kararının ardından İzmir kamuoyunda ve basınında “29 aylık bekleyiş sona erdi” türünden başlıklar atıldı. 3 Mayıs 2007’de gerçekleşen ihalenin devre dönüşecek olmasından belli çevrelerin duyduğu mutluluk açıklamalarına yer verildi.

Bunun yanında aradan 2,5 yıl geçmesi nedeniyle ihaleyi alan ortak girişim grubunun limanın devrinin gerçekleştirilmesinde sorun yaşadığı anlaşıldı. “Limanın devri ne olacak” sorusunun tartışıldığı ortamda bazı şirketler, limana talip olduklarını açıkladı.

Bu açıklamalar ve basındaki yorumlar, serbest piyasa ekonomisinin tek sesliliğini göstermektedir. Bugün İzmir kamuoyunda asıl tartışılması gereken konu, Alsancak Limanı’nın özelleştirilmesinin yaratacağı olumsuz sonuçlar olmalıdır.

ALTIN YUMURTLAYAN TAVUK KESİLİYOR
Liman-İş sendikasının verdiği bilgiye göre Alsancak Limanı, yılda 59 milyon 500 bin dolar kar etmektedir. Bu miktarla İzmir Alsancak Limanı, en fazla kar eden limanlardan biridir. İşletme hakkının devri için öngörülen 49 yıl esas alındığında, limanın gelirleri sabit kalsa bile elde edilecek kar 2 milyar 915 milyon 500 bin dolardır. İzmir Limanı ise 49 yıllığına 1 milyar 275 milyon dolara özelleştirilmektedir. Özelleştirmeden doğacak zarar en az 1 milyar 640 milyon 500 dolardır. Limanın 49 yıl boyunca elde ettiği karı her yıl yüzde 10 oranında artırdığı var sayıldığındaysa özelleştirmeden doğacak tahmini zarar 8 milyar 746 milyon 500 bin dolar olacaktır. Bu zarar, 6 derslikli 52 bin 339 okulun inşa edilmesine veya 400 yataklı 182 hastanenin inşa edilmesinin bedeline denktir.

ALSANCAK LİMANI, STRATEJİK ÖNEMDEDİR
Sorun sadece bu özelleştirmeden doğacak maddi zarar değildir. Bu özelleştirmeyle kamu limancılığına ve TCDD’nin gelir ve yatırımlarına büyük bir darbe vurulmuş olacaktır.

Alsancak Limanı, Ege Bölgesi’nin dışarıya açılan kapısıdır. Bu limanın özelleştirilmesi, sadece ekonomik bakımdan değil, stratejik açıdan ve güvenlik bakımından da sorunlara yol açacaktır.

Stratejik önemi bulunan ve yılda 59 milyon 500 bin dolar kar elde eden bir kuruluşumuzun özelleştirilmesi, AKP hükümetinin kamuculuğu ve milli ekonomiyi tasfiyesinin son adımlarından biri olacaktır.

Ayrıca hukuki süreç sona ermiş değildir. Limanın özelleştirilmesinin yürütmesini durdurma kararının kaldırılmasına karşı Danıştay İdari Davalar Genel Kurulu’na itiraz edileceği açıklanmıştır.

MİLLİ HÜKÜMET, ÖZELLEŞTİRİLEN DEĞERLERİMİZİ
TEKRAR MİLLETE KAZANDIRACAK
İşçi Partisi’nin savunduğu ve Atatürk zamanında uygulanan Halkçı-Devletçi Ekonomi Modelinde, bu tür işletmeler devlet eliyle kamu çıkarı ve milli ekonominin güçlendirilmesi için çalıştırılacaktır. Türkiye’de kurulacak Milli Hükümet, bu tür özelleştirmeleri iptal edecek ve Alsancak Limanı gibi değerlerimizi tekrardan milletimize kazandıracaktır. Konuyla ilgili sendikanın ve partimizin ilgili uzmanlarının yaptığı çalışmaya göre, Alsancak Limanı’nın verimli bir şekilde işletilmesiyle elde edilecek gelirle her ile 649 okul ya da 2 hastane yapılabilir.

İşçi Partisi olarak, sendikaları, meslek odalarını, belediyeleri, kısacası İzmir kamuoyunu Alsancak Limanı’nı savunmaya çağırıyoruz. AKP hükümetinin özelleştirme furyasına ve özelleştirmeci koroya karşı, İzmir’de kamucu ve halkçı çözümü ortaya koyalım ve güçlendirelim. İzmir’deki kamu değerlerine sahip çıkalım.