AKP yolun sonuna gelmiştir. 29 Mart seçimleri tarihe, AKP’nin baş aşağı gitmeye başladığı tarih olarak geçecektir.

İP Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin'in, 29 Mart Seçimlerine ilişkin kısa bir değerlendirmesini aşağıda sunuyoruz.
29 MART DERSLERİ (I)
Her şeyden önce AKP’nin almış olduğu yüzde 38 oy kimseyi yanıltmamalıdır. AKP bu seçimin asıl mağlubudur. Alınan sonuc...

Tarih:

İP Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin'in, 29 Mart Seçimlerine ilişkin kısa bir değerlendirmesini aşağıda sunuyoruz.
29 MART DERSLERİ (I)
Her şeyden önce AKP’nin almış olduğu yüzde 38 oy kimseyi yanıltmamalıdır. AKP bu seçimin asıl mağlubudur. Alınan sonucun 2004’te alınan yüzde 42’lik oydan ve 2007’de alınan yüzde 46’lık oydan, 4 ile 8 puan daha düşük olmasından daha önemli olan, bu Parti’nin Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimlerini gerçekleştirmesine rağmen oylarında meydana gelen azalmadır:
AKP’nin oylarında meydana gelen azalmayı daha da anlamlı kılan “şaibeler” şunlardır:
1. İktidar partileri bütün yerel seçimlere en az yüzde beş avantajla başlar. İktidar
olanaklarının yerel yönetimlere sunulması gerçeği, halkı; iktidar Partisi’nin adaylarını tercih etmeye zorlar.
Onun için İktidar Partisi’nin yerel seçimlerde kaybetmesi olağan olan bir durum değildir. 1989 seçimlerinde ANAP iktidar Partisi idi ama o yıl yapılan yerel seçimleri kaybetmişti. Ve 1989 yerel seçimleri ANAP iktidarının sonuna işaret etmişti. İki yıl sonra yapılan seçimlerde ANAP, ancak üçüncü Parti olabilmişti.
AKP’nin 2009 yerel seçimlerinde aldığı sonuç, ANAP’ın 20 yıl önceki yerel seçimlerde aldığı sonuca benzemektedir.
2. AKP, elindeki devlet olanaklarını kullanarak muhaliflerine yönelik büyük bir sindirme operasyonunun gölgesi altında seçimlere gitti. İşçi Partisi Genel Başkanı ve yöneticileri, hukuk ve yasalar ayaklar altına alınarak tutuklandı.
Seçimden 3 gün önce açıklanan 2. Ergenekon iddianamesinin zamanlaması masum bir tesadüf olarak açıklanamaz. AKP’ye muhalif olmayı “darbecilik” olarak niteleyen iddianamenin, gazete ve televizyon haberlerini doldurduğu koşullarda, halkın önüne konan sandıkla, korkutulan edilen kitlelerin güçlüye boyun eğmesi hedeflendi.
Böylece teslim alınan kitlelerin önüne konan sandıktan AKP’nin çıkması amaçlandı.

3. Adrese dayalı seçmen kaydı sistemine geçilmesi ve bu işlemin İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülmesi, gazete sayfalarına yansıyan hayali seçmen kayıtlarına yol açtı. Olmayan adreslere yüzlerce kişinin kaydedilmesi, ev sahiplerinin tanımadığı isimlerin, evlerde kayıtlı görünmesi, 2007 yılına göre meydana gelen 6 milyonluk seçmen artışını şaibeli hale getirdi.

4. En çarpıcı örneğini Tunceli’de yaşadığımız beyaz eşya dağıtımı, yıllardan beri sürdürülen kömür ve erzak dağıtımı ile seçmen avlama çabalarının doruğuna işaret etti. Devletin olanakları, Vali ve Kaymakamlar devreye sokularak AKP’ye oy aktarmak için kullanıldı.

5. Ve nihayet seçim günü özellikle Ankara ve İstanbul’da oy sayımı ve sonuçların sisteme aktarılmasında yaşanan sorunlar, seçimleri almak için her yolu mübah gören AKP’nin sandık sonuçlarına müdahale ettiği iddialarını gündeme getirdi.
AKP’lilerin daha devlet yönetiminde olmadıkları 1994 yerel seçimlerinde özellikle İstanbul’da başvurdukları sandık oyunları hatırlandığında, 15 yıllık yerel yönetim ve 7 yıllık genel iktidarlarının ardından benzer müdahaleleri o zamanla kıyaslanmayacak ölçüde yapacakları kesindir.
1994 yerel seçimlerinin ardından diğer partilere verilen oy pusulaları İstanbul’un çöplüklerinden çıkmıştı.

EN ŞAİBELİ SEÇİM
Bütün bu saydıklarımız 29 Mart 2009’da yapılan seçimlerin Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimleri yapmaya yeterlidir.
1983 yılında yapılan seçimlere iktidardaki Cunta müdahale etmişti. Bazı Partiler ve şahıslar veto edildi. Kenan Evrenler televizyon ekranlarından yurttaşları istedikleri Partiye yönlendirmeye çalıştılar.
Ama 1983 seçimlerinde sandığa müdahale olmadı.
Sahte seçmen yazılmadı.
Devlet olanakları belli Partilere oy toplamak için kullanılmadı.
Ve en önemlisi 1983 genel seçimlerine doğru gidilirken devlet olanaklarıyla iktidarın muhaliflerine yönelik Psikolojik savaş yürütülmedi, kimse sadece bu nedenden dolayı tutuklanmadı, ülkede bir terör havası estirilmedi.
1983’ün Cuntası bile, hiç şüphe yok, AKP iktidarından daha “demokratik” bir tutum içindeydi.
Onun için AKP’nin almış olduğu yüzde 38 oyun hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Bu oy, gerçek bir oy olmadığı için ve AKP başta olmak üzere herkes bu gerçeğin farkında olduğu için; normal zamanlarda çok büyük sayılabilecek oy oranının hiçbir ağırlığı olmayacaktır.
AKP milletin bilincinde, iktidar için gerekli olan desteği kaybetmiş olan bir Parti olarak görülecektir.

KRİZ GERÇEĞİ
Şimdi Türkiye’nin gerçekleri ile yüz yüzeyiz. Ekonomik krizin ağırlığı, uygulanan seçim ekonomisi dolaysıyla piyasalara pompalanan para dolaysıyla tam anlamıyla hissedilmemişti.
Birkaç ay içinde krizi bütün ağırlığı ile yaşamaya başlayacağız. Üç beş ay içinde krizin yakıcılığı ile daha derinden tanışacak olan Türkiye için bu seçimde alınan sonuçların hiçbir önemi kalmayacak.
Halk, giderek daha fazla, “oyu olanları değil”, krize çözümü olanları dinlemeye başlayacak.
AKP’nin krize hiçbir çözümü yok.
Onun için kaçınılmaz olarak kitleler tarafından bir kenara itilecektir.
29 Mart’ta alınmış olan sonuçlar bu “kenara itmeyi” kolaylaştıracaktır.
AKP yolun sonuna gelmiştir. 29 Mart seçimleri tarihe, AKP’nin baş aşağı gitmeye başladığı tarih olarak geçecektir.
30 Mart 2009 mbgultekin@ip.org.tr