• Dava değil, psikolojik savaş kampanyası!
• Karar Meşru Değil Tanımıyoruz!
• Karar, Cumhuriyetle Hesaplaşma!
• Doğu Perinçek ve İşçi Partisi Yöneticilerine, Amerikancı Kontrgerillayı ve F-Tipi Örgütü Ortaya Çıkardığı İçin Ceza Verildi!
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Doğu Perinçek’in avukatı Mehmet Cengiz ve İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ergenekon sanığı Avukat Nusret Senem, düzenledikleri ortak basın toplantısında, Ergenekon Davasına bakmakta olan 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kararlarını değerlendirdiler. Cengiz ve Senem’in açıklamaları şöyle:
Meşru Görmüyoruz
Ergenekon Davasında, diğer yurtseverlerin yanı sıra, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve diğer 35 yöneticisi hakkında en üst sınırdan cezalar verilmiştir. 5,5 yıldır tutuklu olan arkadaşlarımızın yanında, hakkında ceza verilenlerden özellikle Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesinde görev yapanlar hakkında hükümlü birlikte yakalama kararları da verilmiştir.
Bu kararları meşru görmüyoruz, tanımıyoruz.
Bu mahkemeler, özel amaçlarla kurulmuş, siyasi mahkemelerdir. “Silivri’de özel mahkemeler kurduk, özel yargılamalar yapıyoruz” diyen Tayyip Erdoğan, MİT soruşturması sırasında kendisine dokunulunca bu mahkemelerin “devlet içinde devlet” olduğunu söylemiştir. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “hiçbir demokratik ülkede benzer mahkemeler yok” itirafında bulunmuştur. Buna rağmen, tasfiye halindeki bu mahkemelerin Ergenekon, Balyoz, vb. davalarda üstlendikleri özel görevi sürdürmeleri sağlanmıştır.
5 Ağustos günü hüküm duruşmasında yeni bir skandala daha imza atılmıştır. Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kürsüye 6 hakimle çıkmıştır. Karardan sonra, açıklama yapan yedek hakimler, “heyet halinde çalıştık, yoğun bir süreçten geçtik, yedek hakimler olarak gerekçeye dönük olarak çalıştık” demişler ve kararı birlikte verdiklerini söylemişlerdir.
Yargı tarihimizde böyle bir olay yaşanmamıştır. Yedek hakimler, oylamaya, tartışmaya ve karara katılamaz, cüppe giyip kürsüye çıkamazlar. Karar bu nedenle de gayri meşrudur.
Örgüte Maledilen Bütün Eylemlerden Beraat
Kararda, Doğu Perinçek’in örgüte mal edilen Danıştay saldırısı, Cumhuriyet gazetesine bomba atılması gibi eylemlerle ilişkisinin bulunmadığı açıkça saptanmış ve beraatine karar verilmiş iken, İşçi Partisi’nin Kontrgerilla ve tertipte fiilen görev yapan F Tipi örgütü açığa çıkaran mücadelesi, “Hükümete karşı suç” kabul edilmiş ve TCK’nun 312. maddesine göre ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.
Yoklar Davası
Ergenekon davası “yoklar” davasıdır. Örgüt yok, bu örgütün varlığını bilen devlet kurumu yok (Genelkurmay, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü “yok” dedi, “Ergenekon Şeması”ı hazırlayıp veren MİT’in o zamanki Müsteşarı, bu şema için “saçma sapandı” dedi) , Örgütün başkanı yok, toplantısı yok, eylemi yok, açık ve gizli tanıklardan örgütü bilen yok…
Bu davada adil bir yargılama yok, hukuk yok...
Ergenekon: Cumhuriyetle Hesaplaşma Davası
Bu dava Cumhuriyet düşmanlarının Cumhuriyet’le hesaplaşma davasıdır. Kararın hedefinde iki örgüt vardır: İşçi Partisi ve TSK.
Dava dosyasına, 4 yıl saklandıktan sonra giren Genelkurmay belgelerinde de belirtildiği gibi, bu dava “ABD ve AB’nin bölgedeki amaçlarına engel teşkil eden, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, İşçi Partisi’ne, Kemalistlere ve ulusalcıları etkisiz kılmak için yürütülen psikolojik savaş kampanyası”dır. Nitekim karardan sonra, AKP Milletvekili ve Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan ve çok sayıda AKP yöneticisi bunun Cumhuriyet’le hesaplaşma olduğunu itiraf ettiler ve bir zihniyeti yargıladıklarını söylediler.
AKP’nin Ömrü İnfazı Görmeye Yetmeyecektir
Evet, bu bir hesaplaşmadır. Ama millet, henüz son sözünü söylemedi. Mücadele sürüyor. Amerika’nın proje görevlilerinin Cumhuriyet’i yıkma hayali boş bir hayaldir. ABD denetimindeki Tayyip-Gül-Fethullah örgütünün ömrü, bırakınız infazını, bu kararın kesinleşmesine dahi yetmeyecektir.