AKP, Fethullah ve Aleviler (2)

Dersim tartışmaları ile birlikte malum çevrelerin bir yandan propagandasını yaptıkları, diğer yandan bu vesileyle Ali Balkızları parlattıkları bir başka konu, “Alevi Partisi” konusudur.
Geçmişte yaşanan iki başarısız deneme dolayısıyla bu sefer sadece Alevilere day...

Tarih:

Dersim tartışmaları ile birlikte malum çevrelerin bir yandan propagandasını yaptıkları, diğer yandan bu vesileyle Ali Balkızları parlattıkları bir başka konu, “Alevi Partisi” konusudur.
Geçmişte yaşanan iki başarısız deneme dolayısıyla bu sefer sadece Alevilere dayanan bir Parti yerine, bu sefer Alevilerin de içinde yer alacağı “radikal demokrat” bir partiden bahsedilmektedir.
Daha bugünden Fethullah’ın ve AKP’nin gözdesi olacağı anlaşılan bu Radikal Demokrat Parti girişimi içinde Ali Balkızların yanı sıra, ÖDP’yi yeterince liberal ve Batıcı bulmayarak ayrılan Ufuk Uras; yıllardır Parti kuracağız diye ortaya çıkan ama bir türlü son adımı atma cesaretini gösteremeyen 10 Aralık Hareketi (Süleyman Çelebi, Ahmet İnsel, İbrahim Kaboğlu vb.) ve SHP’nin başına geçtikten sonra bir yandan Ergenekon tertibine bütün gücüyle destek olurken öte yandan Türkiye’nin devrimci geleneğine saldıran SHP’li Hüseyin Ergün bulunuyorlar.
Şimdi bu takım; ABD’nin ve Avrupa’nın koordinatörlüğünde Fethullahçı Çetenin ve AKP’nin, bütün yurtsever güçlerine saldırdıkları koşullarda, durumun kendileri için elverişli hale geldiğini düşünmektedirler.
Kısacası “gün bugündür” deyip hep beraber harekete geçmişlerdir.
Daha doğrusu harekete geçirilmişlerdir.

HAVUZ PARTİLER
Önce şunu söyleyelim: Böyle bir Parti girişiminin hiçbir şansı yoktur. Ama amaç başkadır.
Sistem, her zaman kendi esas Partisi’nin yanına çekemediği kitleyi depolayacağı “havuzların” olmasını ister. Sistem dışına geçme eğiliminde olan kitle, uygun söylem ve programla buraya çekilmeye çalışılır. Bu amaçla devasa propaganda makinesi harekete geçirilir. “Havuz” parlatılır.
Bu “havuzlar” geçicidir. Belli bir dönem ortaya çıkarlar, rollerini oynarlar ve kaybolurlar. Sistem, kaybolanların yerine hemen yenisini üretir.
Yakın tarihimizde bunun çok sayıda örneği vardır.
1995 seçimlerinde Cem Boyner’in Yeni Demokrasi Hareketi vardı.
1999 seçimlerinde büyük bir tantanayla ÖDP ortaya çıktı.
2002 seçimlerinde ise Cem Uzan’ın Genç Partisi sahne aldı.
2007 seçimlerine, bu üç seçimdeki gibi öne fırlayan belli bir oluşum yaratılamadı ama gene de meydan boş değildi.
Şimdi de önümüzdeki dönem için, özellikle Kürt Alevileri de kapsayan “Radikal Demokrat Parti” de aralarında olmak üzere birkaç oluşum hazırlanıyor. Artık hangisi tutarsa…
Burada amaç söz konusu Parti’nin büyük bir oy alması değildir. Esasen bu mümkün de değildir. Ve kimse de böyle bir şey beklememektedir.
Amaç sistem Partilerinden kopan ve devrimci bir seçeneğe yönelme ihtimali bulunan toplum kesimlerini: özgürlük, demokrasi ve hatta belli durumlarda antiemperyalizm soslarıyla tatlandırılmış “elma şekerleri”ne çekmektir.
“Elma şekerleri”ni tutan ve sunan el sistemin kendisidir.
Böylece hem AKP’nin karşısındaki oylar parçalanmış, hem de bu oyların devrimci bir seçeneğe yönelmesi önlenmiş olacaktır.
Üç beş yıl söz konusu “havuzda” toplanmış olan kişiler, büyük bir hayal kırıklığı ve “mücadelenin bir faydası yok” düşüncesi ile “zararsız” hale gelmiş olacaklardır.
Yıllardır uygulanan plan budur.

İĞDİŞ EDİLEN BİLİNÇLER
Şimdi hedefin özellikle Kürt Alevi yurttaşlar olduğu anlaşılıyor.. Tayyip Erdoğan ve Fethullahçı Çetenin Dersim olayı üzerine balıklama atlayarak konuyu ısrarla kaşımalarının nedeni, Kürt Alevi kitlesini hafif Kürt milliyetçiliği sosuyla renklendirilmiş bir “Alevicilik” programına çekmektir.
Bunun için koşulların oldukça elverişli hale getirildiğini de görmemiz gerekir. Yıllardır Avrupa Birliği kapısında bütün yurttaşlarımızın bilinçleri iğdiş edilmektedir. Bundan 10 yıl önce hiç kimse, birilerinin çıkıp Aleviler adına AKP’ye övgüler düzeceğine inanamazdı.
Hiç kimse Cumhuriyet Devrimlerine yönelik saldırının arkasında kimi “Alevi örgütleri”nin duracağını hayal bile edemezdi.
Ama yıllardır AB kapısına bağlandıktan, Ergenekon tertibi ile yurtseverlere karşı büyük bir tasfiye operasyonu yürütüldükten sonra bugün bütün bunlar olabilmektedir.
Her şeye rağmen Alevi yurttaşlarımızın ezici çoğunluğu bu AB ve Fethullah patentli oyuna gelmeyecek kadar sağduyu sahibidirler.
Hiç kimse Cumhuriyet Devrimi ile “eşit yurttaş” konumuna yükselen Alevilere bu tarihi tecrübeyi unutturmayı başaramayacaktır.
mbgultekin@ip.org.tr