Amerika'nın en önemli Türkiye uzmanlarından biri olarak kabul edilen Marc Grossman, "Seçimlerde Amerikan karşıtlığı propagandası yapanları hoş karşılamayız" şekilnde bir açıklama yaptı. Bu açıklamanın hemen öncesinde ise anketlerde parlatılan siyasi partilerin liderleri Amerikan politikalarına ne kadar yakın olduklarını yaptıkları açıklamalara yansıttılar.
Son olarak Başbakan Erdoğan dün CNN Türk televizyonunda katıldığı bir programda DTP'yle koalisyon kurabileceklerini ima etti. Erdoğan, "geçmişte partiler biraraya geldi. Demokrasinin içinde kilitlenmeye karşı çareler olabilir" dedi. Washington yönetiminin Türkiye için bir federasyon planı olduğu dikkate alınırsa okuyacağınız haberin önemi birkaç kat artırıyor.
Seçim sürecine girildi ve barajı geçeceği öne sürülen, anketlerde öne çıkarılan bütün siyasi partiler ABD'yle ilişkilerinin ne kadar ileri düzeyde olduğunu göstermeye başladılar.
Amerikan yönetiminin son zamanlarda Kuzey Irak kaynaklı bölücü faliyetlere verdiği destek ve federasyon planları dikkate alınınca çarpıcı bir durum ortaya çıkıyor.
Önce Demokrat Parti Genel Başkanı Mehmet Ağar PKK'lıları kastederek "Düz ovada siyaset" çağrısı yaptı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal 14 Haziran tarihli Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre " Partilerde Kürtçü kanat olabilir. Buna itiraz etmeyiz. Bizde de var" dedi. Baykal'ın partilerde Kürt olabilir yerine Kürtçü kanat olabilir, bizde de var şeklindeki sözleri dikkat çekti.
Ve MHP. MHP’nin seçim beyannamesinde ABD ile gerçek stratejik ortaklığın kurulacağı belirtiliyor. Zaten seçim beyannamesi bu eksen üzerine kurulmuş. Amerika’nın yıllardır istediği imtiyazlardan biri olan Endüstri bölgelerinin etkinleştirileceği MHP seçim beyannamesinde yer alıyor.
Son olarak AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan CNN Türk televizyonunda DTP'yle koalisyon kurabileceklerini ima etti. Başbakan Erdoğan sunucunun "DTP'nin bağımsız adayları meclise girerse, onlarla koalisyon kurar mısınız? " şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:
"Parlamento tarihinde hiçbir zaman bir araya gelmeyecek partiler biraraya gelmiştir. Ecevit'in-Erbakan'la bir araya gelmeleri yine DSP ile MHP'nin ortaklık kurmaları yaşanmıştır. Bu tip şeyleri erken konuşup kilitlenmek yanlış olur. Demokrasinin içinde kilitlenme olursa bir çok çare çıkabilir. "
Şimdi tabloyu tamamlayan bir açıklamayı dikkatinize sunuyoruz.
Amerikan yönetiminin en önemli Türkiye uzmanlarından biri olan eski Türkiye Büyükelçisi Marc Grossman, "Amerikan karşıtlığını seçim propagandaları sırasında kullananların Washington'da hoş karşılanmayacağını" belirtti.
Marc Grossman'ın sözlerinden hiç bir şekil ve şartta etkilenmeyecek tek parti İŞÇİ PARTİSİ. Seçimin İşçi Partisi ile ABD arasında olacağını bilen İP, seçim sloganı olarak "Ne ABD, Ne AB Tam Bağımsız Türkiye" sloganını seçti ve son günlerin en önemli sorunu terörü çözmek için 9 maddelik bir program açıkladı. Programın en önemli maddelerinden biri:"terör sorunun çözümü için ABD GÜDÜMÜNDEN VE AB KAPISINDAN KURTULMAK."
AKP, CHP, MHP, DP ve diğerlerinin seçmeni ABD, İşçi Partisi'nin seçmeni ise Türk Milleti! İşçi Partisi milletinçığ gibi büyüyen desteğini alırken, onlar ABD'nin desteğinin peşindeler.