ABD’nin “laik ve milli ” maskeli iktidar planı

ABD’nin at değiştirerek, sahte milliyetçi bir iktidar aracılığıyla, ülkemizi İran’a karşı mevzilendirme, Kuzey Irak’taki Kukla Devleti Diyarbakır’a doğru genişletme ve Türkiye’yi federasyonlaştırma planını bozacak tek çözüm, ABD denetimi dışında bir Milli H

Tarih:

ABD’nin at değiştirerek, sahte milliyetçi bir iktidar aracılığıyla, ülkemizi İran’a karşı mevzilendirme, Kuzey Irak’taki Kukla Devleti Diyarbakır’a doğru genişletme ve Türkiye’yi federasyonlaştırma planını bozacak tek çözüm, ABD denetimi dışında bir Milli Hükümetin kurulmasıdır. Türkiye’nin öncü birikimini Milli Hükümet amacıyla İşçi Partisi’nde görev almaya çağırıyoruz.

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 19 Mayıs 2006 günü Ankara’da İP Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı yaparak, Danıştay’a yönelen silahlı saldırının hangi güçler tarafından ve hangi plan çerçevesinde gerçekleştirildiği konusundaki görüşlerini açıkladı. Perinçek özetle şunları belirtti:

1. İSTİKRARSIZLAŞTIRMA OPERASYONU
Türkiyemiz bir istikrarsızlaştırma operasyonunun içindedir. Tertipçiler Şemdinli ve Diyarbakır’dan Danıştay’a kadar uzanabilmişlerdir. Fransız Meclisi’ne getirilen yalan yasası ve para operasyonunun Danıştay baskını ile aynı zamana denk düşmesi de dikkatleri çekmektedir.

2. SÜPERNATO’NUN KARANLIK TEZGAHI
Bu operasyonun ABD merkezli olduğu apaçık ortadadır. Türkiye ile İran arasındaki işbirliğinin Tayip Erdoğan yönetimine rağmen gelişmesi, ABD’yi telaşa düşürmüştür. SüperNATO yine karanlık tezgahını kurmuş bulunmaktadır. Danıştay’a silahlı baskın, dört dörtlük bir SüperNATO, yani Kontrgerilla eylemidir. Türkiye, bu iktidarla SüperNATO’nun avuçları içinde çırpınmaktadır. Bir yandan yeni bir iktidar formülü ısıtılırken, öte yandan Şemdinli’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve Danıştay’ın kişiliğinde Türk yargı sistemini yıldırma planına hizmet edecek eylemler tezgahlanmaktadır.


3. TAYYİP ERDOĞAN’IN BOYNUNA İLMİK
ABD’nin bu istikrarsızlaştırma harekatıyla iki hedefe yöneldiği görülüyor. Birincisi, Tayip Erdoğan’ın boynuna ilmik geçirilmiştir. Bunu Tayip Bey de fark etmiş bulunuyor. ABD gezisi, yeni bir diz çökme gezisi olarak tasarlanmıştır.

4. ERKEN SEÇİM DÜZLEMİNE İTİLİYORUZ
İkincisi, Danıştay baskını, bir yönüyle Türkiye’nin erken seçim düzlemine itildiğine de işaret ediyor. ABD’nin yeni iktidar seçeneği, “laik” ve hatta “milliyetçi” maskelerle sahneye sürülmektedir. ABD, İslamcı görüntülü bir iktidarı Türkiye’nin tepesine oturtarak Irak’a saldırmıştı. Şimdi sıra, Türkiye’nin parçalanması ve İran’a karşı mevzilendirilmesine geldi. Türkiye’nin bölünmesi operasyonu sahnelenirken, sahte milliyetçilerin iktidara oturtulması planlanmaktadır. Bu arada o sahte milliyetçilerle Türk ordusunun da denetim altına alınabileceği ve İran tertiplerine alet edilebileceği tasarlanıyor. Bugün sahte laiklere verilen rol, İran düşmanlığıdır.

5. İRAN’IN İSTİKRARSIZLAŞTIRILMASI PLANI
ABD’nin İran’a karşı bir kara harekatı düzenleme olasılığı yoktur. Plan, İran’ın etnik çatışmalarla ve hava saldırılarıyla istikrarsızlaştırılması ve ABD yanlısı bir yönetimin iktidara getirilmesidir.

6. TAYYİP ERDOĞAN YÖNETİMİNİN SONU GÖZÜKTÜ
Boynunda ilmikli bir Tayyip Erdoğan, ABD için bir iktidar seçeneği olabilir mi? Bu seçenek artık Türkiye gündeminden çıkmıştır. Tayyip Erdoğan, arkada kalan dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve Üniversiteyi kaybetmişti. Şimdi yargı kurumlarını da kaybetmiş bulunmaktadır. Bu durumda Tayyip Erdoğan’ın devleti yönetme şansı kalmamıştır. Danıştay 2. Daire Üyesi Özbilgin’in cenazesine katılmamak için Ankara’dan kaçması, asılında iktidar konumunu terk etme zorunluluğunun ifadesidir. Kaldı ki, Tayip Erdoğan toplum içindeki gücünü de önemli ölçüde yitirmiş bulunmaktadır. Özellikle yoksullaşma ve ekonomik sıkıntılar, halkı yeni arayışlara yöneltmiştir. Toplam olarak bakarsak artık Tayyip Erdoğan’ın önünde Çankaya koltuğu değil, Yüce Divan sandalyesi bulunmaktadır.

7. ABD’NİN YENİ İKTİDAR SEÇENEKLERİ
Önümüzdeki tehlike, Türkiyemizin yeniden ABD denetiminde bir hükümete teslim edilmesidir. ABD ve işbirlikçileri, Tayip Erdoğan’dan kurtulmak adına yeni hükümet planını piyasaya sürmektedir. Demirel’in Tayip Erdoğan’ın tasfiyesinde başrole talip olduğu görülüyor. Ancak ABD’nin bu talebe karşı tavrı henüz berraklaşmış değil. ABD işbirliği ve AB aday üyeliğinde ısrar eden Demirel seçeneğinin bir parçası olduğu anlaşılan Büyükerşen’in de bir şansı bulunmuyor.
Demirel+Büyükerşen+Haberal+İlhan Selçuk+Murat Karayalçın’ın toplam güçleri bir hükümet seçeneği oluşturmaya yetmiyor.. ABD’nin asıl iktidar formülünü yıpranmaması için şu an piyasaya sürmediği düşünülebilir. MHP, DYP, CHP gibi Batı işbirlikçisi-piyasacı partiler, çeşitli ittifaklarla Washington’dan mühür talep etmekte ve görücüye çıkmaktadırlar.

8. PROGRAM, STRATEJİ VE PLANI OLMAYANLAR
Erken seçim sürecinde kullanılacak güçler de sahne almış bulunuyorlar. Sahte laik eksenli planların arkasında ABD emperyalizminin bulunduğu apaçık ortadadır. İran düşmanlığı, kaçınılmaz olarak Kukla Devletin büyütülmesi ve Türkiye’nin parçalanmasıyla sonuçlanır. Laikliğin mezara gömülmesi böyle olur. Çünkü laiklik, emperyalizme karşı mücadelenin bir türevidir. Vatansever Kuvvetler Güçbirliği, Türkiyem Platformu gibi girişimler, kendi strateji ve planları olmadığı için, büyük strateji ve planların eklentisi olmaktadırlar. Halk güçlerinin, ABD senaryolarında kullanılması planları ortadadır.

9. BAĞIMSIZ KUMANDA MERKEZİ
Bugün bütün mesele, halk hareketinin ABD’nin denetimi dışında bağımsız bir kumanda merkezine sahip olmasıdır. O kumanda merkezi, İşçi Partisi’dir. Başka bir aday da bulunmamaktadır ve bundan sonra da ortaya çıkmaz. Ancak İşçi Partisi’nin bağımsız tarihi görevini yapması için önderlik birikim ve yeteneğini güçlendirmesi, yakıcı ve Türkiye’nin geleceği açısından yaşamsal görevdir. Öncüler Harekatı bu açıdan tam zamanındadır ve tarihsel önemdedir.

10. MİLLİ VE LAİK KİTLE HARAKETİNİN BAŞINA
Bugün yükselen milli ve laik halk hareketi, bize aittir; Türkiye’nin sağlıklı ve yapıcı güçlerini toplamaktadır. Bu hareketi ABD emperyalizminin denetimine vermemek, temel meseledir. Bu görev, ancak bağımsız bir milli strateji ve planla gerçekleştirilebilir. İşçi Partisi, Milli Hükümet Programı, strateji, plan ve örgütlü öncü gücüyle halk hareketinin başına geçme görevini başarabilecek tek seçenektir. Kitle hareketinin ABD emperyalizmine karşı mücadele zeminine oturtulması gerekiyor.

11. İŞÇİ PARTİSİ’NİN MİLLİ HÜKÜMET SEÇENEĞİ
Bu durumda İşçi Partisi öncü birikimi örgütleyerek halk hareketinin kumandasını alacak ve mücadeleyi Milli Hükümet hedefine yöneltecektir. ABD’nin milli ve laik maskeli senaryolarında rol alanların önemli bir kesimi, o mevzilerden ancak böyle kurtarılabilir.

12. ABD YENİLDİ
ABD emperyalizmi Irak’ta yenilmiştir. İran’a yönelttiği tehdit, yeterli kuvvetten ve ittifak birikiminden yoksundur. ABD, Avrasya kayasına çarpmıştır ve Latin Amerika’yı da kaybetmiştir. Çeşitli iniş çıkışlardan ve zorluklardan geçerek, Türkiye, ABD planlarını bertaraf edecek ve Kemalist Devrim rotasına girecektir.