İsviçre’nin saygın dergilerinden L’hebdo, “Soykırım uluslararası bir yalandır” dediği için İsviçre Ceza Kanunu’nu delmekle suçlanan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in 6/ 7 Mart 2007 günlerinde Lozan’da yapılacak olan duruşmasına geniş yer ayırdı.
İsviçre’nin Fransızca haftalık yayın yapan ciddi ve saygın dergilerinden L’hebdo, 11 Şubat 2007 tarihli nüshasında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in 6/ 7 Mart 2007 günlerinde Lozan’da yapılacak olan duruşmasına geniş yer ayırdı.
Michel Guillaume imzalı “Ermeni Soykırımı / Tansiyonu yüksek bir duruşma” başlıklı yazıda Doğu Perinçek, “İsviçre’nin soykırımı konu alan Ceza Kanunu’nu delmekle suçlanan Türk milliyetçisi”, “solcu-milliyetçi şahsiyet” olarak tanımlanıyor.
Haberin tam metni aşağıdadır,
ERMENİ SOYKIRIMI
TANSİYONU YÜKSEK BİR DURUŞMA
Lozan- Norman Stone ve Jean – Michel Tibaux gibi tanıkları olduğunu ilan eden Türk soykırım inkarcısı Doğu Perinçek’in duruşması önümüzdeki 6 Mart’ta gerçekleşecek.
Duruşma konusu tansiyonu yükseltiyor. Türkiye ve İsviçre arasındaki ilişkiler Ermeni Soykırımı meselesiyle birlikte giderek daha da bozuluyor. Federal Konsey üyesi Pascal Couchepin’in “havayı yeniden ısıtmak” için yaptığı Türkiye ziyaretine rağmen 6 Mart’ta Lozan’da uluslararası yankılar da uyandıracak bir dava dosyası açılıyor: İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in duruşması.
Bu solcu-milliyetçi şahsiyet, İsviçre Ceza Kanunu’nun ırkçılığı konu alan meşhur 261. maddesini pek çok kez delmekle suçlanıyor.
Türk Devleti Lozan’da 2005 Temmuz’da kuruluş kutlamalarını gerçekleştirirken, Doğu Perinçek şunları ifade etmişti:
“Ermeni Soykırımı uluslararası bir yalandır.” Perinçek kısa bir süre sonra, Opkifon’da ve Köniz’de (ZH), konuşma kayıtlarına dayanarak kendisini uyaran yerel otoritelerin ve kanton polis teşkilatına rağmen aynı suçu yeniden işledi.
İsviçre Ermeni Topluluğu bu duruşmayı sabırsızlıkla bekliyor. Derneğin başkan yardımcısı Sarkis Shahinian “İsviçre’nin bizim anılarımızı karartmayı ve halkımızı aşağılamayı bir cinayet olarak kabul edip etmediğini bu duruşmada göreceğiz” şeklinde konuştu.
Lozan Bölgesi Sulh Ceza Mahkemesi başkanı Pierre-Henri Winzap, bu olayda mahkeme içtihadının olmadığı bir durumda zor bir görevle karşı karşıya bulunuyor. Federal Konsey Üyesi (Adalet Bakanı) Christoph Blocher’nin 2006 Ekim tarihinde Ankara’da 261.maddeyi “karın ağrısı” olarak nitelendirmesi bu baskıyı daha da fazla arttırıyor.
Monthenon Adalet Sarayı, Ermeni dosyasını tarihin yargılanması üzerine mi kuracak? Taraflar, kendi tanıklarıyla birlikte bu tuzağa düşmemeye çalışıyor. Vaud Kantonu Başsavcısı Eric Cottier “Mahkemenin soykırım olduğu veya olmadığı yönünde tarih üzerine bir tartışma yerine dönüşmemesini diliyorum” şeklinde konuştu.
Hebdo, Doğu Perinçek’le İstanbul’da görüştü. Doğu Perinçek duruşmasını siyasi yargılamaya dönüştürme amacıyla Lozan’a geliyor. Ermeni soykırımının hiçbir zaman gerçekleşmediğine dair elle tutulur kanıtlar getirecek. Perinçek, “Ermeni ve Rus arşivlerinden çıkarılan binlerce sayfanın fotokopisini çıkarttım. Belgeler Batılı ve Rus emperyalistlerin Ermenileri şiddete yönelttiklerini gösteriyorlar. Türkler sadece kendilerini savundu” şeklinde konuştu ve ekledi: “İsviçre yargısına güveniyorum, beni suçlu bulmayacaklarına eminim”.
TANIKLAR
Doğu Perinçek tezini kanıtlamak için , Margaret Thatcher’ın eski danışmanı ve bugün İstanbul’da öğretim üyesi olan Norman Stone, 2006 Ekim ayında bu soykırımı inkar etmeyi cezalandırmayı öneren Ulusal Meclis’e karşı çıkan başarılı tarih romanları yazarı Fransız Jean-Michel Thibaux gibi pek çok uluslararası şahsiyeti tanıklık yapmaya çağırdı.
Kanton başsavcısı Eric Cottier Ermeni soykırımı üzerine iki metnin incelenmesini istedi; Andrew Goldberg’e ait olan TSR tarafından geçen 28 Ocak’ta yeniden yayımlanan metinler: “Soykırımın gerçekleştiğini düşünüyorum. Bana göre, bu sorun sonuçlandırılmıştır.”
Belgeleri, Doğu Perinçek’in avukatı da gördü. Vaud Barosu’na bağlı avukat ve Lozan Üniversitesi ceza hukuku kürsüsünde profesör olan M. Laurant Moreillon. Moreillon öncelikle “Ben bir revizyonist değilim ve bu halkın acılarına duyarlıyım”, diyor.
DOSYADAKİ BELİRSİZLİKLER
M. Moreillon’a göre bu “soykırım” teriminden neyin kastedildiği açıklık kazanmalı. “İnsanlığa karşı cinayetler olarak kaşımıza çıkan büyük katliamlar olduğu gerçektir. Fakat soykırımın tanımı önemlidir. Bugün ne Birleşmiş Milletler ne de Federal Konsey bu konuya eğilmemişlerdir.”
Fakat, Avrupa Konseyi ve Ulusal Konsey soykırımı tanımlamışlardır, tarihçilerin büyük bir kısmı gibi.
Bütün bu tartışma içinde İsviçre Ermeni Topluluğu Başkan Yardımcısı Sarkis Shahinian ise şu noktanın altını çiziyor: “Bay Perinçek aslında uluslararası bir hareket olan Talat Paşa Komitesi’nin başında yer alıyor ve bu komite Avrupa Birliği tarafından ırkçı ve yabancı düşmanı ilan edildi.”
Duruşmanın içeriği pek çok soru işareti taşıyor. Soykırımın resmi olarak tanınmasının, 261. maddenin uygulanmasında ne tür bir etkisi olacaktır? Bu davayla ilgili temel sorulardan birisi budur. Karar ne olursa olsun, taraflar bu konuyu Federal Mahkemeye (Temyiz mahkemesi) taşımakta ısrarlı.
Michel Guillaume