• İşçi Partisi’nin “Yeni Anayasa” konusundaki görüşleri 3,5 metrekarelik hücrede, bilgisayar kullanma hakkı kısıtlanan Doğu Perinçek tarafından el yazısıyla yazıldı.
• 1982 Anayasası, Amerikancı 12 Eylül darbesinin acı meyvesiydi. Şimdi 12 Eylül darbesiyle kuruluşu başlayan Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin anayasası hazırlanmaktadır.
• Önümüzdeki görev, Cumhuriyeti yeniden ayağa kaldırarak, halkçı, kamucu, devrimci, tam bağımsız ve demokratik Türkiye’nin inşasına öncülük edecek İşçi Partisi’nin merkezinde olduğu Milli Hükümeti kurmaktır.
• Milli Hükümet önderliğinde, Türkiye’miz Kemalist Devrim rotasına sokulacak, toplum ve devlet Atatürk Devrimi temelinde örgütlenerek, yeniden Atatürk Cumhuriyeti kurulacaktır.
İşçi Partisi, TBMM Başkanlığı tarafından istenen “yeni anayasa” hakkındaki görüşlerini içeren ve Genel Başkan Doğu Perinçek tarafından Silivri Cezaevinde 3,5 metrekarelik hücrede el yazısıyla hazırlanan 300 sahifelik çalışmayı TBMM Başkanlığı’na verdi. Ardından Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, TBMM’ye verdikleri yanıt hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Özbey, özetle şunları söyledi:
TBMM Başkanlığı, 11 Kasım 2012 tarihli yazısı ile Partimizden “yeni anayasa” konusundaki görüşlerini bildirmesi istenmiştir.
İstek tarafımızdan olumlu karşılanmış, Partimizin görüşlerinin, Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek tarafından iletileceği bildirilmiştir.
Siyasi liderliğinin yanı sıra aynı zamanda hukuk doktoru olan Sayın Perinçek’in konunun uzmanı olarak da, görüşlerimizi kapsamlı olarak sunması tabiidir.
Bilindiği üzere Sayın Perinçek, şahsının ve İşçi Partisi’nin Anayasal hakları ihlal edilerek, 21 Mart 2008 tarihinden bu yana, üstelik son 16 ayı da 1 No.lu Cezaevi’nde hücrede olmak üzere, Silivri L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunmaktadır.
Sayın Perinçek, daha önce Silivri 4 No.lu Cezaevinde kaldığı süre içinde, tutuklulara tahsis edilmiş olan bilgisayar salonundan her gün mesai saatleri içinde, sınırlama olmaksızın yararlanmakta ve bilgisayarla çalışabilmekteydi.
Bugün ise hücrede bu hakları da elinden alınmış, çalışmalarını el yazısıyla yazmak durumunda bırakılmış ve arşivinden yararlanma olanağı da engellenmiştir.
İŞÇİ PARTİSİ’NDEN TBMM BAŞKANLIĞINA BAŞVURU
16 Aralık 2011 tarihinde TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e yazılı bir başvuruda bulunduk ve bizzat ziyaret ettik. Kendilerine, son 16 ayı hücrede olmak üzere 5 yıldır cezaevinde bulunan Sayın Perinçek’in fiziki koşullarının yetersizliğini belirtip “Sayın Perinçek’in, 31 Aralık 2011 gününe kadar, bilgisayar salonundan, -önceki uygulamada olduğu gibi- günde asgari 5 saat yararlanabilmesinin sağlanması için, TBMM Başkanlığı’nca ilgili kurumlar nezdinde gerekli girişimlerde bulunulması” talebinde bulunduk.
Sayın Çiçek, sorunun çözümü için girişimde bulunacağını söylemişse de durumda bir değişiklik olmamıştır.
PERİNÇEK’TEN CEZAEVİ İDARESİNE DİLEKÇE
Sayın Perinçek, 19 Aralık 2011 tarihinde Cezaevi İdaresine bir dilekçe ile başvurarak, “Genel Başkanı olduğu İşçi Partisi’nden yeni Anayasa yapımı konusunda Meclis Başkanlığı’nın görüş ve önerilerini istediğini beyan ederek, 31.12.2011 tarihine kadar her gün 9.00-12.00 ile 13.30-17.00 saatleri arasında bilgisayarlardan yararlanma” talebini iletmiştir.
Ancak, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı, Sayın Perinçek’in bu talebini kanunsuz olarak reddetmiştir.
3.5 METREKARELİK HÜCREDE YAZILDI
Darbe dönemlerinde bile yararlanılan bu hakların kullanılmasına izin verilmemiş, 300 sayfayı aşan "Türkiye'nin Anayasa Birikimi – ‘Yeni Anayasa’nın Eleştirisi ve Cumhuriyetin Yeniden Örgütlenmesi” başlıklı çalışma, Sayın Perinçek tarafından 3,5 metrekarelik hücre ortamında, arşivinden yoksun bir şekilde, el yazısıyla hazırlanmıştır.
İşçi Partisi’nin “yeni anayasa” konusundaki bu çalışmayı TBMM Başkanlığı’na sunuyoruz.
TBMM Başkanlığı’na sunulan bu çalışma, aynı zamanda kitap haline getirilerek milletimizle de paylaşılacaktır.
Genel Başkanımız Sayın Perinçek tarafından kaleme alınan görüşlerimiz özetle şöyledir;
ANAYASALAR NAMLUNUN UCUNDAN ÇIKAR
Anayasa yapmak, devleti yeniden kurmak, yeniden örgütlemek demektir. Her devlet, ancak bir silahlı güçle kurulur. Çünkü devlet, silahlı yaptırım gücü olan örgüttür. ABD'nin 1776 Anayasası da, 1791 Fransız Anayasası da devrimin namlusundan çıkmıştır. Dünya anayasa tarihi, devrimler-karşıdevrimler tarihinin hukuk düzlemine yansımasıdır.
Bizim anayasa geleneğimizde de aynı gerçeği görülmektedir. Anayasalarımızı hep devrimler getirdi, 1971 ve 1980 darbelerine kadar.12 Eylül 1980'de yeni bir süreç başladı. "Dünya ekonomisiyle bütünleşme"nin anayasası da namludan çıktı. 1982 Anayasası, Amerikancı 12 Eylül darbesinin acı meyvesiydi.
DAYATILAN BÖLÜNME ANAYASASIDIR
Şimdi 12 Eylül darbesiyle kuruluşu başlayan Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin anayasası hazırlanmaktadır.
Bu bir Bölünme Anayasasıdır ve Türkiye'ye zorla dayatılmaktadır.
Bölücü, gerici ve emek düşmanı bir anayasa dayatılmaktadır.
"Namlunun ucunda" dediğimiz budur. Anayasa, devrimleri ve karşıdevrimleri izler. Önce eylemi gerçekleşir, başka deyişle yeni "devlet" kurulur, arkasından anayasası gelir. Eylem yazılı hukuka geçer.
Anayasa Mahkemesi tarafından “Cumhuriyet yıkıcısı” ve “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olarak ilan edilen AKP’nin tahakkümündeki bir meclisin yeni bir anayasa yazma yetkisi de yoktur meşruiyeti de.
“MUHAFAZA VE MÜDAFAA” EDECEĞİMİZ BİR CUMHURİYETİMİZ KALMADI
Şunu artık cesaretle saptamalıyız: Türkiye halkı, "muhafaza ve müdafaa" edeceği bir Cumhuriyete sahip değildir. Sistemin içinde, "çağdaş" bir çözüm yoktur. Bugünkü ABD güdümlü Gladyo-Mafya-Tarikat diktası, devrimle yıkılacaktır ve Türkiye halkı, Devrimci Cumhuriyetini yeniden örgütleyecektir. Bunun anlamı, Türkiye'nin önünde devleti ve toplumu Kemalist Devrim temelinde yeniden kurma görevi vardır.
TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE DEVRİM ANAYASASI VAR!
Birkaç yıl içinde bu görev önümüze çıkacaktır. Başka bir deyişle, Türkiye'nin yakın geleceğinde bir Devrim Anayasası vardır. Devrimci Cumhuriyeti yeniden örgütleme stratejisi doğrultusunda İşçi Partisi’nin halkımıza sunduğu bu Devrim Anayasasının ana hatları bu çalışmada ayrıntılarıyla işlenmiştir.
Önümüzdeki görev, Cumhuriyeti yeniden ayağa kaldırarak, halkçı, kamucu, devrimci, tam bağımsız ve demokratik Türkiye’nin inşasına öncülük edecek İşçi Partisi’nin merkezinde olduğu Milli Hükümeti kurmaktır.
Milli Hükümet önderliğinde, Türkiyemiz Kemalist Devrim rotasına sokulacak, toplum ve devlet Atatürk Devrimi temelinde örgütlenerek, yeniden Atatürk Cumhuriyeti kurulacaktır.
UZLAŞMA KOMİSYONU DAĞITILMALI
YENİ ANAYASA GİRİŞİMİNE SON VERİLMELİDİR!
Bölücü gerici ve emek düşmanı Anayasa girişimi, Anayasal suçtur ve vatana ihanete giden yoldur. Bu nedenle başta AKP olmak üzere Meclisteki tüm partileri “yeni anayasa” girişimine son vermeye çağırıyoruz.
Çağrımız dikkate alınmayıp ihanete yürümeye devam edilmesi halinde;
CHP ve MHP’yi bölünme anayasasını meşrulaştıran ve nihayetinde ihanete ortaklığa varacak olan “masaya yapışma” tavırdan vazgeçerek, Uzlaşma Komisyonu’ndan çekilmeye, AKP ve BDP/PKK’yı başbaşa bırakmaya davet ediyoruz.