Partisi Öncü Kadın İzmir İl Başkanı İncisel Aytar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında Türkiye’nin ve kadının özgürleşmesi için Milli Hükümetin gerekli olduğunu, kadının özgürleşmesinin vatanın özgürleşmesi ile birlikte olacağını açıkladı. Aytar açıklamasında şunları söyledi:
Ülkemizde kadınlar, 8 Mart’ı emekçi kadınların canları pahasına verdikleri onurlu mücadelenin yıldönümü olarak ele almalıdır. Bugün kadınların mücadelesi cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele ile sınırlandırılamaz.
Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyet Devrimi ile kazandığımız ekonomik, sosyal ve siyasal haklarımız birer birer elimizden alınmaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk 1921 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu: “Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı heyet-i milliyece mücadeleyi caiz gören bir mesleği takip eden insanlarız” Yurdumuz dört bir yandan emperyalist ordularla işgal edilmişti. Türk kadını sadece cephelere oğullarını göndermekle kalmadı. Cephelere cephane taşıyan kağnı taburlarının çoğu kadınlardan oluşuyordu. Elde silah savaşan Fatma Seher hanımlar, Gördesli Makbuleler destan yazdılar. Ve Zafer böyle kazanıldı.
Bugün de ülkemiz emperyalist bir saldırı ile karşı karşıyadır. ABD ve AB emperyalist devletleri vatanımızı parçalamak, milletimizi bölmek için çalışıyorlar.
Sadece mitingler yaparak ülkemizin bu felaketlerden kurtulamayacağını biliyoruz. Kurtuluşun Atatürk Devrimi ile ve Kemalist devrimlerin tamamlanmasıyla olacağını biliyoruz. Bu nedenle kadınların halkçı, devrimci, anti-emperyalist partilerde örgütlenmesi gerektiğini söylüyoruz.
Biz biliyoruz ki; Türkiye’nin ihtiyacı Milli Hükümettir. Cumhuriyet yıkıcılığına, bölücülüğe, teröre aman vermeyecek, kimsesizin kimsesi olacak güçlü bir devletin var olması kadınların sorunlarına biricik çaredir.
Milli Hükümet, erkekle kadın arasındaki yasal ve fiili eşitsizliği, kadına karşı ayrımcılığı, her türlü şiddeti ve cinsel tacizi bütün sosyal ve hukuki temelleriyle ortadan kaldıracaktır. Kadının toplum hayatında ve üretimde yer almasını ve gelişmesini engelleyen ortaçağ kurumlarını tasfiye edecektir. Milli Hükümet ekonomimizi çökerten, işsizliği artıran, sosyal güvencemizi ortadan kaldıran dışa bağımlılığa son verecek, AB’nin ve IMF’nin boynumuza doladığı zincirleri kıracaktır.
Kadınlar insanca yaşayacağı böyle bir aydınlık Türkiye için mücadele ediyorlar. Şimdi örgütlenme ve mücadeleye atılma zamanıdır. Kadınlar politikada ön saflarda yer almak için siyasi partilerde örgütlenmelidir.
Öncü Kadın Örgütü bütün kadınları İşçi partisi saflarında örgütlenmeye çağırıyor. Seçimden seçime partilere başvurup, kadınların ön sıradan aday gösterilmelerini istemek doğru bir anlayış değildir. Örgütlü kadınlar siyasi partilere canlılık ve yeni bir renk getirecektir.
Türk kadını kurtuluş savaşının ve cumhuriyet devrimlerinin geleneğini bugüne taşıyacak birikime ve tarih bilincine sahiptir. Ne mutlu bize ki, böyle bir coğrafyada böyle bir devrimci tarihe sahibiz