İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in, füze kalkanı, NATO, Türkiye-ABD, Türkiye-İran ilişkilerini değerlendirdi. Sayın Perinçek'in önemli yazısını aşağıda sunuyoruz.
Türkiye-İran cepheleşmesinin bedeli
UZAKTAN KUMANDALI CEPHE ÜLKESİ
Türkiye, emperyalizmin cephe ülkesi konumundadır. İran ise, yükselen Asya’nın ön cephesindedir.
Atatürk, Lenin ve Mao gibi devrim önderleri, 20. yüzyılın başlarında, dünyanın Zalimler ve Mazlumlar diye iki kampa bölündüğünü saptamışlardı. O saflaşma hâlâ geçerlidir. Ancak Türkiye, 1945 sonrasında Zalimler kampının ileri karakolu konumuna düşürüldü. Kore’de, Cezayir’de, Ortadoğu’da, Bandung’ta, bütün iklimlerde kurtuluş savaşlarına karşı cephe tutuldu.
“MUKADDES NATO”
AKP, CHP ve MHP’nin kutsal kabul ettiği NATO üyeliğinin anlamı budur. NATO’nun en önemli işlevi, ABD’nin sözde “müttefiklerini” denetleme örgütü olmasıdır. Türkiye, kendisine ve kendisi gibi ülkelere düşman bir örgütlenmenin piyonu olmuştur. Bu yüz kızartıcı görev, “Komünizm tehlikesi” tamtamları çalınarak yürütülmüştür. En önemlisi, bu dolduruşlarla ABD emperyalizmine bağlananlar, iç cephede Atatürk Devrimini tasfiye etmiş ve 1980’den sonra bir Gladyo-Mafya-Tarikat diktası kurmuşlardır. Bugün NATO, Türkiye’yi bölmektedir. İşte NATO’nun stratejik bilançosu budur.
SALDIRI-SAVUNMA TARTIŞMASININ HAFİFLİĞİ
Haklı savaş vardır, haksız savaş vardır.
ABD emperyalizmi, dünya gericiliğinin merkezi olarak haksız savaşların failidir. Bu zalime karşı, ülkelerinin bağımsızlığı ve vatanlarının bütünlüğü için savaşan herkes haklıdır.
Her saldırı savunmayı içerir. Her savunma da saldırıyı içerir. Mustafa Kemal Paşa, 26 Ağustos 1922 günü “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir, ileri!” diye saldırı emri verirken, saldırıyordu ve haklıydı. O nedenle Füze Kalkanı olayında, saldırı ve savunma kavramları üzerine yapılan gevezelikler aldatıcıdır.
Füze Kalkanı sistemi, ABD’nin haksız savaş stratejisinin bir parçasıdır. Türkiye, İran’ın kollarını tutacak; ABD ve İsrail de İran’ı vuracaktır. Süreç, yeni ve daha şerefsiz görevlere gebedir.
VURULAN TÜRKİYE OLUR
Kore, Cezayir, Irak ve Afganistan savaşlarından beri üstlenilen ihanet rolü bu kez pahalıdır. ABD emperyalizmi ekonomisiyle, siyasal rejimi, toplumsal değerleri, dünyadaki itibarıyla çöken ülkedir. Asya’dan bizim Kemalist Devrim değerlerini paylaşan yeni bir uygarlık yükseliyor. Çin, Hindistan, Brezilya ve Gelişen Dünyanın yükselişine artık kimse diş geçiremez. Washington’un savaş planlarına alet olanlar, ancak ve ancak bozgunu paylaşacaklardır.
Bir zamanlar Türkiye’nin üzerine sürülen Yunan yönetiminin sonu hatırlanmalıdır. Yunanistan, o savaşın sorumlularını idam etti ama “Küçük Asya faciası”nın bedelini Yunan halkı ödemişti.
Hitler’in savaş arabasına koşulan ülkelerin yöneticileri de kendilerini en sonunda infaz mangalarının karşısında buldular ama büyük acıları çeken kendi halkları oldu. O faciaları yaşadıktan sonra Hitler işbirlikçilerini lanetleyenler, kaybettiklerine kavuşamadılar. Koca koca milletlerin onurları yıkımın altında kalmıştı. Alman milletinin boynu o zamandan beri eğiktir.
STRATEJİ VE ARAÇLARI
Türkiye’nin ABD emperyalizminden bağımsız bir savunma stratejisi yok ve NATO içinde olamaz da.
Araçları, o araçları üreten stratejiden bağımsız tartışan o kadar çok strateji üstadı var ki, bütün ekranlarda hep onlar.
ABD’nin bir dünya stratejisi var.
NATO, bu stratejinin örgütsel aracıdır.
Füze Kalkanı sistemi, ABD emperyalizminin savaş stratejisinin emrindedir.
BUTONLARI WASHİNGTON’UN PARMAĞI ALTINDA
İçine düştüğümüz kapan tartışılmıyor; kapanın içinde “butona” kim basacak tartışması yapılıyor. Gerekirse elinize bir “buton” da verirler. Önce sizin butonunuza basarlar, siz de otomatik
olarak elinizdeki oyuncağa basarsınız.
Bizzat Erdoğan ve Güllerin “buton”ları ABD’nin parmaklarının altında değil mi? ABD devletinin BOP Eşbaşkanlığı’nda görev yüklenenlerin, ABD ile 2 sayfa 9 maddelik gizli hizmet sözleşmesi yapanların bağımsız bir iradeleri olabilir mi?
EN BÜYÜK ZARARI TÜRKİYE GÖRÜR
Çöküşe giden ABD’nin planı nedir? Saltanatının yıkılmasını barışçı yollardan sineye çekecek mi? Dünyanın önündeki büyük soru budur.
Kesin olan ise, ABD’nin Kuzey Irak’taki Kukla Devleti genişletmesi ve yasallaştırması planıdır. Bunun eşiğine geldik. ABD’nin İsrail’in yanına ikinci bir İsrail dikebilmesi için, Türkiye ile İran’ın karşı karşıya gelmesi gerekiyor. Çünkü Türkiyeİran işbirliği, ABD’nin bütün planlarını bozar; hatta dünyaya barış getirecek en önemli adım olur. Türkiye’yi İran’ın üzerine sürmek zor, neredeyse imkânsız gibi. Ama bir takım kışkırtmalarla hasım hale getirmek bile, ABD’nin Kukla Kürdistan planı için şarttır. İki ülke arasında sürekli bir gerginlik ve güvensizlik ortamı yaratılmasından en büyük zararı Türkiye görecektir.
İşçi Partisi olarak milletimizi uyarıyoruz: ABD’nin savaş uçağına binmeyin, çünkü iniş takımları bulunmuyor.