İşçi Partisi MKK Üyesi ve İşçi-Sendika Bürosu Başkanı Mehmet Akkaya:ATATÜRK DEVLET HASTANESİ, HASTANE DEĞİL, TAŞERON CEHENNEMİ!

İşçi Partisi MKK Üyesi ve İşçi-Sendika Bürosu Başkanı Mehmet Akkaya, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesinde yaşanan taşeron sorununa dikkat çeken bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması şöyle:

Burası Atatürk Devlet Hastanesi…
Türkiye Cumhuriyeti dev...

Tarih:

İşçi Partisi MKK Üyesi ve İşçi-Sendika Bürosu Başkanı Mehmet Akkaya, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesinde yaşanan taşeron sorununa dikkat çeken bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması şöyle:

Burası Atatürk Devlet Hastanesi…
Türkiye Cumhuriyeti devletinin hastanesi…
Cumhuriyetin kurucusunun adı verilmiş buraya.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, halkçı ve devletçidir, parasız sağlık hizmeti sunar ve işçisine insan gibi davranır.
Köylüyü milletin efendisi sayan Cumhuriyet, işçiyi de baş tacı etmiştir.
Ancak burada, devletin kurumunda, Cumhuriyeti cumhuriyet yapan anlayış, yani halkçılık, yani devletçilik, yani emekçiyi toplumun temel direği sayan anlayış, ayaklar altına alınmıştır.
Atatürk’ün adının verildiği bu kurumda, Atatürkçülük yerle bir edilmiş.
Sadece burası da değil,
Kadın ve Çocuk Hastanesi,
Bülent Ecevit Hastanesi,
Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi,
Yani, bilimin, tıbbın, insan sağlığının, insanlığa hizmetin merkezleri, insanlığı ayaklar altına alma merkezleri olmuş.
Çalışanların anayasal ve yasal olanaklardan bile mahrum edildiği, azgınca sömürüldüğü kurumlar haline getirilmiş.
Burada devlet yok, cumhuriyet yok, anayasa yok, kanun yok, hukuk yok, işçi hakları yok.
Devletin hastanesinde devlet yok edilmiş, taşeronlar devlet olmuş.
Hasta sevkiyatı, hasta kabul, sekreterlik, steril ve dezenfekte işleri, bakım-onarım, yemekhane, temizlik, güvenlik taşeronlara verilmiş.
Yakında doktorluk, hemşirelik ve ameliyatı da taşeronlara verecekler.
Burada, 600’den fazla işçi, taşeron cehennemlerinde...
Burada işçiler azgınca sömürülüyor.
Hafta tatili yok, öğlen paydosu yok, yemek molası, çay molası yok,
Burada sendika yok, toplu sözleşme yok.
Burada, bırakalım sendikayı, derneklere üye olmak bile işten atılma sebebi.
Burada, tatil günü bile zorla çalıştırma var, ama fazla çalışana fazla mesai ücreti yok.
Burada işçi servisi yok. Yol parası diye verdikleri günlük 4 lirayı bile 2 lira 75 kuruşa düşürdüler.
Burada taşeronda işe başlayan işçiye, okumasına izin vermedikleri sözleşmeler imzalatıyorlar. İşçi neye imza attığını bilmiyor, ellerine bir örneği verilmiyor.
Burada iş güvencesi yok. İşçi her an işten atılma korkusu yaşıyor.
Burada taşeronlar, işten atacakları işçiye, kendisi istifa etmiş gibi göstermek için, işe başladığında peşinen istifa kâğıdı imzalatıyorlar.
Burada işçinin gelecek güvencesi de yok. Kıdem tazminatı alma şansı yok. Her yıl işten atılıyor, yeniden başlatılıyor.
Burada, taşeron cehennemlerinde işçiler, aşağılanıyor, hakaret görüyor
Burada maaşlar, ancak ölmeden patrona çalışmaya devam edecek kadar. Ellerinden gelse asgari ücreti bile vermeyecekler.
Burada maaş bordrosu yok. Taşeron ne kadar verirse razı olmak zorundalar.
Burası ve devletin diğer hastaneleri, AKP’nin arka bahçesi haline getirilmiş.
İhale almak isteyen taşeron da, kölece çalışmaya mecbur kalan taşeron işçisi de, AKP’nin örgütlerinden referans getirmek zorunda.
Atatürk Cumhuriyetinin parasız sağlık kuruluşları, insan sağlığının pazara çıkarıldığı, hastaların ticari metaya dönüştürüldüğü merkezler haline getirildi.
İnsanlık ayaklar altına alınmış, aç gözlü hasta vurguncularının ise ensesi, giderek daha çok kalınlaşmakta..
İşçi Partisi, bütün taşeron cehennemlerini takibe almıştır.
Taşeron cehennemlerine karşı ülke çapında mücadele yürütmektedir.
Anayasayı, yasaları, hukuku ve insanlığı ayaklar altına alan aç gözlüler bilsinler ki,
Artık devleti soymaya izin yok.
Artık işçiye cehennem hayatı yaşatmak yok.
İşçinin sendikalaşma ve örgütlenme özgürlüğünü yok etmeye izin yok.
Devletin, cumhuriyetin kurumlarını işçinin azgınca sömürüldüğü taşeron cehennemlerine çevirmeye izin yok.
Ne var?
İşçi Partisi var.
Cumhuriyet devletini, Atatürkçülüğü yok edenlere bütün izinler kaldırılmıştır.
Bu ülke, Cumhuriyet devleti, Atatürkçülük, işçi sınıfı, insanlık ve hukuk, sahipsiz değil.
İşçi Partisi bu meseleye el koymuştur.
Bunu herkes böyle bilsin, adımını ona göre atsın!