İşçi Partisi Genel Sekreteri Osman Yılmaz, bugün Ankara’da bir basın açıklaması
yaparak Türkiye-Suriye ilişkilerinde gelinen aşamayı değerlendirdi. Yılmaz’ın
açıklaması şöyle:
Son gelişmelerle birlikte Suriye ile ilişkilerimizde tablo şudur:
1. Türkiye, Gül-Erdoğan ikilisinin, ABD hesabına giriştiği maceraların sonuçlarını
yaşamaya başlamıştır. Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD ve Barzanici bölücü güçlerin
etkinliklerini artırması, Suriye meşru hükümetine karşı Türkiye’nin de gırtlağına kadar
dâhil olduğu terörist ve yıkıcı faaliyetlerin bir sonucudur.
2. ABD, bu durumu fırsat bilerek Türk Ordusunu Suriye’ye sürme tuzağı
kurmaktadır. Sözde “Kuzey Suriye’deki tehlikeli gelişmelere seyirci kalamayız”
bahanesiyle, PKK ve Barzani ittifakıyla Suriye’nin meşru yönetiminin sonunu
getirme, Türkiye himayesinde resmi bir Kürdistan coğrafyası yaratma hedefi
güdülmektedir. Böylece; Türkiye, Irak ve Suriye’nin bölünmesi süreci
sonuçlandırılarak, Büyük Ortadoğu Projesi’ne işlerlik kazandırma hedefine ulaşılmak
istenmektedir.
Bu, mevcut koşullarda yapılabilecek en büyük ihanet olur.
Buna asla izin verilemez.
TSK komuta kademesi, Türkiye’nin bölünmesiyle sonuçlanacak bir süreçte rol almak
demek olan bu tuzağa düşmemelidir.
3. Büyük tehlikeler, aynı zamanda tarihin sunduğu büyük fırsatlara kapı
açmaktadır. ABD’nin bölgedeki hedefleriyle gücü ve etkisi arasındaki uçurum
büyümektedir. Suriye’de örgütlediği terörist guruplar Suriye yönetimi tarafından
temizlenmektedir. Bölgede inisiyatif Rusya, İran ve Çin’in öne çıktığı Avrasya
cephesine geçmektedir.
ÇIKIŞ VAR!
Türkiye’nin zaman kaybetmeden alması gereken tutum şudur:
Sınırlarımız dâhilindeki CIA terör kampları derhal kapatılmalıdır.
Türkiye topraklarının komşu ülkeye karşı yıkıcı terör saldırılarına üs yapılmasına ve
teröristlere yapılan her türlü para, silah, eğitim, sağlık, tedavi yardımlarına derhal
son verilmelidir.
Çapulcular sınır dışı edilmelidir.
Şam yönetimiyle temasa geçilerek Suriye vatandaşı sığınmacıların güvenlik içinde
evlerine dönmeleri sağlanmalıdır.
Suriye ile olan ticari ve ekonomik anlaşmalara en kısa zamanda işlerlik kazandırılmalı,
sınır kapıları ve gümrüklerdeki engellemelere son verilmelidir.
İran, Suriye, Irak ve Lübnan’la yakın işbirliği içine girilmeli, Atlantik ve Batı kaynaklı
teröre ve bölücü faaliyetlere karşı Ortadoğu çapında dayanışmaya geçilmelidir.
Rusya ve Çin’in Ortadoğu’da oluşturulacak bu büyük dayanışmaya desteği
sağlanmalıdır.
Türkiye’de barışın, güvenliğin ve birliğin korunması ancak bu şekilde mümkün olabilir.
Amerika’nın Ortadoğu’da bölge ülkelerine ve halklarına karşı yürüttüğü tahribatın
önüne ancak bu şekilde geçilebilir.
Bütün bu çözümlerin hayata geçirilebilmesi için birinci koşul, Türkiye’yi BOP
Eşbaşkanlığı’ndan kurtarmak ve bu programı uygulayacak Milli Hükümeti kurmaktır.