İşçi Partisi Genel Sekreteri Osman Yılmaz:Cumhuriyet Düşmanlığının Vardığı Son Nokta: Milleti Mezhepler Temelinde Bölme

İşçi Partisi Genel Sekreteri Osman Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in Milli
Eğitimde Kalite Yönetimi Uygulamaları 8. Paylaşım Toplantısı ve Ödül Töreni’ndeki,
cumhuriyet ilkelerini ve eğitim anlayışını hedef alan konuşmasına tepki göstererek
bas...

Tarih:

İşçi Partisi Genel Sekreteri Osman Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in Milli
Eğitimde Kalite Yönetimi Uygulamaları 8. Paylaşım Toplantısı ve Ödül Töreni’ndeki,
cumhuriyet ilkelerini ve eğitim anlayışını hedef alan konuşmasına tepki göstererek
basına bir açıklama yaptı. Yılmaz'ın basın açıklaması şöyle:


Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Milli Eğitimde Kalite Yönetimi Uygulamaları 8.
Paylaşım Toplantısı ve Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada “Farklı siyasi partilerden,
farklı ideolojilerden, farklı etnik yapıdan, farklı mezhep yapısında olmamız, farklı
sendikalara üye olmamız eğitimde kalite için bir engel” ifadesini kullanmıştır.

Dinçer’in açıklamaları cumhuriyet karşıtı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi
kararıyla tescillenmiş olan Tayyip Erdoğan iktidarının toplumu etnik kimlik ve mezhep
temelinde bölen girişimleri ile uyumludur.

Dinçer, daha 1995’lerde “Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün
temel ilkelerin laiklik, cumhuriyet, milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerine daha
ademi-merkeziyetçi, daha müslüman bir yapya devretmesi zorunluluğu ve artık
bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum” diyen sözleriyle cumhuriyet rejimine
ve anayasal rejime karşı olduğu tescillenmiş bir kişidir. Son açıklamaları, cumhuriyet
ve laiklik düşmanlığının nereye varabileceğini gösteren ibretlik ifadelerdir.

Tayyip Erdoğan İktidarı Milleti Bölmektedir

Türkiye’ye dayattıkları bölünme anayasası ile etnik ayrımcılığı kurumsallaştıran,
mezhep ayrılıklarını körükleyen Tayyip Erdoğan iktidarının kendisidir. Dinçer yaptığı
açıklama ile demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan farklı siyasi partilere, sendikalara
ve farklı ideolojilere olan tahammülsüzlüğünü de dışa vurmuştur. Bu açıklamalar aynı
zamanda cumhuriyet düşmanlığının milleti bölme noktasına vardığının da bir kanıtıdır.
Atatürk’ü ders kitaplarından çıkaran, cumhuriyet düşmanlarının itibarlarını iade eden
bir iktidarın toplumun yetişen bireylerine tarih ve millet şuuru vereceği iddiası ise
tamamiyle kandırmacadır.

Yurttaşların tarikat ve cemaatlerin kölesi yapıldığı koşullarda demokrasiden ve
çağdaş eğitimden bahsedilemez. Ortaçağ zihniyeti ile tasarlanmış ve piyasaya
uyumlu bir eğitim sisteminde bilimi kendisine rehber edinmiş, gerek mesleki yeterlilik
gerekse Türkiye’nin ihtiyaçlarına uygun bireyler yetiştirilemez.

Eğitimde kalite çağdaş, laik ve bilimsel bir yaklaşım ile mümkündür. Eğitim ve öğretim
tüm yurttaşlarımızın eşit imkanlardan yararlanabilmesi için anaokulundan üniversite
sonuna kadar parasız olmak zorundadır. Türkiye geleceğini emanet edeceği
kuşakların eğitimi için Tayyip Erdoğan iktidarından kurtulmak zorundadır.

Bütün yurttaşlarımızı, Türkiye’yi bölünme noktasına getiren bu Cumhuriyet düşmanı
anlayışa karşı birlikte mücadeleye çağrıyoruz.