İşçi Partisi Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey, bugün (9 Ocak 2011) Ankara'da bir basın açıklaması yaparak, dün Erzurum'da yaşanan utanç tablosuna tepki gösterdi. Özbey'in açıklaması şöyle;
• Tayyip Erdoğan, Denktaş’a düşman, Yorgo’ya dost!
• Erzurum’da yaşananlar, AKP’nin Kıbrıs açılımının sonucudur.
• Papandreu, Tayyip Erdoğan’ın verdiği sözlerden aldığı cesaretle, Türkiye’ye pervasızca saldırmıştır.
• Yorgo’nun saldırısını seyrederek onaylayan Erdoğan, Mehmet Ali Talat’la yaptığı gizli telefon görüşmesinde belirtilen stratejide kararlı olduğunu göstermektedir.
Dün, Erzurum'daki Büyükelçiler Toplantısı’nda konuşan Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Türkiye'yi, Kıbrıs’ta işgalci olmakla suçladı. Papandreu, Türkiye’nin Ege’deki uçuşlarına ise “durdurun” dedi. Tayyip Erdoğan da, “Dostu Yorgo”nun sözlerine itiraz etmedi.
Erzurum’da yaşanan bu utanç tablosu, AKP’nin Kıbrıs açılımı sonucudur.
Erdoğan’ın sessizliği, Büyük Ortadoğu Projesi’nde üstlendiği alt birim görevi nedeniyledir.
Papandreu’ya, uluslarası ilişkiler ve diplomatik nezaketle bağdaşmayan bu saygısız ve pervasız saldırıda bulunma cesaretini veren, Tayyip Erdoğanlar’ın teslimiyetçi tutumudur.
Papandreu’nun cesaretinin kaynağı, Tayyip Erdoğan’ın verdiği sözler, gizli taahhütleridir.
Tayyip Erdoğan “Dostu Yorgo” ile aynı cephededir. Her ikisi de, ABD’nin, Türkiye ve KKTC karşıtı BOP cephesindedir.
Tayyip Erdoğan, Yorgo’ya dost, KKTC’ye ve Denktaş’a düşmandır!
“Dostu Yorgo”nun saldırısını seyrederek onaylayan Erdoğan, Talat’la yaptığı gizli telefon görüşmesinde belirlenen stratejide kararlı olduğunu göstermiştir.
Anımsanacağı üzere Genel Başkan Vekilimiz Mehmet Bedri Gültekin, 19 Ekim 2009 günü İstanbul'da bir basın toplantısı düzenleyerek Tayyip Erdoğan ile Mehmet Ali Talat arasındaki KKTC'yi yok etme planları yaptıkları telefon görüşmesini gazetecilere dinletmişti.
Gündeme getirilen 'Kıbrıs Açılımı' ile amaçlananın ne olduğunu ortaya koyan bu telefon görüşmesinde, Tayyip Erdoğan, dönemin KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat’a, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları ile bağdaşmayan telkin ve önerilerde bulunmaktaydı.
Görüşmede KKTC’nin devlet olarak varlığına son verilmesi konuşulmakta, “1 numara” diye nitelenen, dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın “bitirilmesi”nden söz edilmektedir.
Anılan görüşmede sarf edilen sözlerin, gerek Türkiye Cumhuriyeti ve gerekse KKTC açısından ”devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararlarına” aykırı olması ve Erdoğan’ın bu eyleminin, Türk Ceza Kanunu’nun “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar” ile “Yabancı Devletlerle Olan İlişkilere Karşı Suçlar”a ilişkin bölümlerinde tanımlanan suçları oluşturması nedeniyle 2 Kasım 2009 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştuk.
Dün yaşananlar, Tayyip Erdoğan’ın ısrarla suç işlemeye devam ettiğini göstermektedir.
Tayyip Erdoğanlar, suç dosyalarına her gün yeni bir vukuat eklemektedirler.
Yüce Divan’da yargılanacaklar!
Erdoğan-Talat görüşmesinin tape metni
KONUŞMA METNİ:
Tayyip Erdoğan- Bizim değerlendirmeleri, yani iyi yapmamız lazım…
Mehmet Ali Talat- Tabii.
Erdoğan- Çünkü bundan sonraki süreci iyi işletmemiz lazım…
Talat- Doğrudur, doğrudur.
Erdoğan- Ve işte, Serdar'ın havasını, tutumunu görüyorsun.
Talat- Evet, evet, evet!
Erdoğan- Yani oradaki hükümet şeyini de tabii…
Talat- Maalesef
Erdoğan- iyi korumamız lazım. Çünkü…
Talat- Evet, onu düşüneceğiz biraz daha bakalım ne yapabiliriz,
Erdoğan- Hani öfkeyle kalkan zararla oturur şeyinde…
Talat- Yo, hayır tabi…
Erdoğan- Öyle bir şeye de düşmemek lazım. Ama… Tabi duygusallık hâkim şimdi onlarda…
Talat- Tabi, doğrudur.
Erdoğan- İstedikleri kadar sezdirmemeye çalışıyorlar ama tabi öyle değil, o hâkim, çünkü ilk yaptığı açıklama falan mesela çok duygusaldı, şimdi yaptığı açıklama daha farklı.
Talat- Evet, evet
Erdoğan- Yani, biraz daha frene basmış gibi bir hali var.
Talat- Doğru, doğru… Ben, şey tabi, önce teşekkür edeyim, çok büyük bir destek verdiniz Kıbrıs Türk halkına.
Erdoğan- Sağ olun, sağ olun!
Talat- Sağ olun. Halkım adına söylüyorum bunu, yani, çok büyük bir destek.
Erdoğan- Sağ olun!
Talat- Çok teşekkürler… İkincisi, eee, şeyi söylemek istiyordum, buu… Yani bu şimdi dünyanın, Avrupa Birliği'nin, Birleşmiş Milletler'in, bize işte ambargoları gevşetelim, yumuşatalım falan gibi yaklaşımları bizi tatmin etmez. Biz çözüm istiyoruz, sizin vurguladığınız gibi hep. Yani hedef çözümdür.
Erdoğan- Şimdi, burada işte Sayın Talat, bir şeye çok dikkat edeceğiz. Şimdi o nihai çözüm diyebileceğimiz çözüm, tabi bu birden gelmeyebilir.
Talat- Tabii tabii.
Erdoğan- Onun için şimdi, bu bir süreç başlıyor…
Talat- Doğru, doğru…
Erdoğan- Onun için, şimdi biz bu başlayan süreci kendi kontrolümüze getirebilmeliyiz.
Talat- Tabi
Erdoğan- Yani başkalarının kontrolünden çıkarmamız lazım.
Talat- Tam da bunu söylüyorum! Tam da bunu söylüyorum. Onun için vizyonumuzu kaybetmeden, yani çözüm vizyonumuzu kaybetmeden…
Erdoğan- Hiç asla onu kaybetmeden, mesela ben şimdi nasip olursa 6'yla 8'i arasında Yunanistan'a gideceğim…
Talat- Ne zaman?
Erdoğan- 6'sıyla 8'i arasında.
Talat- Öyle mi… çok iyi, çok iyi!
Erdoğan- Evet, evet.
Talat- Ben de 27… 27'si, 28'inde galiba… 27-28'inde Avrupa Parlamentosu Savunma ve İnsan Hakları Komisyonu'na referandum sonuçlarını değerlendirmek üzere davet edildim.
Erdoğan- Bunlar önemli şeyler işte… Talat- Tabii tabii… tabii. Erdoğan- Şimdi bak, şu anda Amerika'nın Kuzey Kıbrıs'a uçak indirmesi…
Talat- Evet
Erdoğan- düşüncesi… Güneyden Birleşmiş Milletler'in temsilciliğini kapaması kararı…
Talat- Hı hı… Hayır ama o başka bir şeydir ha…
Erdoğan- Ama şimdi…
Talat- Yani o temsilciliğin kapanması, biliyorsunuz, yani görüşme süreci bittiği içindir.
Erdoğan- Şimdi… Tamam, da şu var ama. Şimdi bütün bunların olmasını dünya kamuoyu, Türkiye ve Kıbrıs, yani Kuzey Kıbrıs çok farklı değerlendirir.
Talat- Hı hı…
Erdoğan- Lehte değerlendirir… Yani bunlar psikolojik netice itibariyle bize çalışır…
Talat- Tabii tabii… Ama şey çok güzel bir açıklama yaptı. Duydunuz herhalde. Kofi Annan'ın mesajını De Soto aktardı… Çok nefisti!
Erdoğan- Tabi tabi…
Talat- Teşekkür etti. Bize, Türkiye'ye vesaire… Çok güzeldi!
Erdoğan- Yani süreç şu anda lehte…
Talat - Evet çok lehte…
Erdoğan- Şimdi işte Aralık 2004'e kadar biraz sabırlı gitmemiz lazım.
Talat- Doğru, doğru…
Erdoğan- Yani o şeyi mesela, devlet mevlet işini hiç biz dile getirmeyelim. Başkaları getirsin dile…
Talat- Neyi, neyi neyi?
Erdoğan- Yani "iki devlet olarak tanımanız lazım", şudur budur… bunu!
Talat- Ha.. o çok zor, yani elde edilemeyecek şeyleri şimdi atmamak lazım!
Erdoğan- Hiç dile getirmeye gerek yok!
Talat- Evet, evet, evet!
Erdoğan- Bizim şimdi ilk etaptaki olayımız ambargolar.
Talat- Tabii, tabii, tabii… Ama…
Erdoğan- Bütün olay o…
Talat- Ama tabi lütfen şeyi hiç unutmayalım, çözümü.
Erdoğan- Bak ne diyorum…
Talat- Tamam…
Erdoğan- şimdi bunu düşünme sen…
Talat- Tamam, biliyorum, biliyorum…
Erdoğan- Mesela şimdi referandumu soruyorlar…
Talat- Biliyorum biliyorum.
Erdoğan- Bence hiç şimdi referanduma bizim yeşil ışık yakmamızın anlamı yok…
Erdoğan- Şey noktasında da bence 1 numarayla fazla dalaşma.
Talat- Kiminle?
Erdoğan- Yani… 1 numarayla, 1 numarayla.
Talat- Haaa… Yok… Şimdi bakın…
Erdoğan- İlkeyi, ilkeyi koyuyorsun ortaya ya… Bak şimdi bana sordular bu akşam, ben şunu söyledim…
Talat- Dinledim, dinledim dinledim.
Erdoğan- Ha dinledin değil mi… Yani o bir şeyi savundu.
Talat- Ama, ama… Ama bakın şimdi size bir şey söyleyeyim…
Erdoğan- Halk da yüzde 65'le karşısına dikildi. Olay budur.
Talat- Şimdi benim bütün maksadım şu. Bir kere Denktaş'la bu yeni diplomatik atak sürecini sürdüremeyiz.
Erdoğan- Zaten o artık…
Talat- Çünkü o insan orda… O orda olduğu sürece, resmin ortasında, bence kimse bize rağbet etmez.
Erdoğan- Mehmet Ali bey ben size bir şey söyleyeyim mi? Artık o bitmiştir!
Talat- İşte onu diyorum… Ben de onu söylüyorum.
Erdoğan- Yani onun… Ama artık onu sizin söylemenize gerek yok artık. Yani şu anda o artık muhatap olmaktan bile çıkmıştır!
Talat- Evet.. Yani onu… şey… ıııı.. Kaale almayacağız… Başka çaremiz yok.
Erdoğan- Tabii canım ya… Yani hayır yani, sizin onu şey yapmaya, söylemenize bile gerek kalmıyor artık. Dünyada o bütün itibar kaybına girdi. Nerede Burgenstock'da bir defa… Bitti o.
Talat- Doğru, doğru, tamamdır.
Erdoğan- Tabii, tabii tabii.
Talat-Tamamdır, tamamdır. Katılıyorum.
Erdoğan- Oldu.
Talat- Oldu peki.
Erdoğan- Peki. Sağolasın. Hayırlı akşamlar.
Talat- Kolay gelsin. Hayırlı akşamlar
Erdoğan- Hayırlı geceler