İşçi Partisi, bugün Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na başvurarak, Ergenekon Davasında aleniyeti ortadan kaldıran, avukatların görev yapmasını engelleyen Hakim Hasan Hüseyin Özese’yi şikayet etti. Şikâyet dilekçesinin verilmesinin ardından, İşçi Partisi Genel Sekreteri ve Doğu Perinçek’in avukatı Av. Hasan Basri Özbey, basın mensuplarına, konuya ilişkin açıklama yaptı. Özbey, açıklamasında şunları söyledi:
Bilindiği üzere tertip ürünü Ergenekon ve Balyoz Davaları, yerleşim merkezlerine onlarca kilometre uzakta, cezaevi duvarlarının arkasında yürütülmektedir.
Şimdi bu da yetmemekte, gizli yargılama yapılmak istenmektedir.
Ergenekon davasının 9 Eylül 2011 günlü duruşmasında Mahkemeye başkanlık eden Hakim Hasan Hüseyin Özese, keyfi ve kanunsuz uygulama ve kararlarıyla;
• Sözlü beyanlarını sunan sanık Bedirhan Şinal’la gereksiz polemiğe girmiş, söz ve davranışlarıyla mahkeme düzenini ve duruşmanın ahengini bozmuş,
• Tutumu nedeniyle birkaç kişinin istemsiz gülmesini bahane ederek, duruşmayı izleyen 200 yurttaşı salondan çıkarttırmış, salonu boşalttırmış, dışarıda duruşmayı izlemek üzere bekleyen bini aşkın yurttaşın salona alınmasına izin vermemiş,
• Bu uygulamaya karşı yasal itiraz hakkını kullanmak isteyen avukatı duruşmadan zorla çıkarttırmaya yeltenmiş, jandarma görevlilerini zor kullanmaya zorlamış,
• Kendi uygulamasıyla yol açtığı durumu bahane kılarak 4 yıla yakın süredir tutuklu olan sanıkların tahliye ve diğer beyanlarını almaksızın duruşmayı önceki uygulamalardan farklı olarak 51 gün sonraya ertelemiştir.
ALENİYET İLKESİ YOK EDİLİYOR
Özel Görevli Mahkeme, adil yargılamanın olmazsa olmaz koşulu, biricik güvencesi olan aleniyet ilkesini ortadan kaldırmaktadır. 9 Eylül 2011 günü yapılan duruşmada İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, keyfi ve kanunsuz uygulamalarıyla aleniyeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmiştir. Suç işlemiştir. Kendisini HSYK’ya şikâyet ediyoruz.
TÜRK YARGISI DEĞİL, ABD SENARYOSU
Silivri’de Türk Yargısı yoktur.
Uygulanan Türk Hukuku değildir.
Senaryosu Amerika’da yazılmış bir tiyatro oynanmaktadır.
Bu tiyatro, izleyiciler çıkarılıp duruşma kapıları halka kapatılarak, gizli yürütülmek istenmektedir.
UTANILACAK ŞEYLER GİZLİ YAPILIR
Her şeyden önce utanılacak şeyler gizli yapılır. Ergenekon ve Balyoz davaları, Türk Hukuku adına utançtır. Çöken tertibin altında kalanlar, kanunsuzluklarını, suçlarını gizli yargılamayla sürdürmek istemektedirler.
SAVUNMAYA SALDIRI
Aleniyeti yok edip, milletten gizli yargılama yapmaya yeltenenler bunu yaparken duruşmadan zor kullanarak avukatları atmaya çalışarak, savunmaya da saldırmaktadırlar. Milletten gizlenen yargılama, avukatsız sürdürülmek istenmektedir.
12 MART – 12 EYLÜL
Ergenekon Mahkemelerinin uygulaması, 12 Mart ve 12 Eylül de dahi görülmemiştir.
Tayyip Erdoğanların kurdukları yargı düzeni 12 Eylül’ün devamıdır. Ancak boynuz kulağı geçmiştir.
DAVALAR NAKLEN YAYINLANMALIDIR
Tertip ürünü olan Ergenekon, Balyoz, Andıç vd davaları milletten gizlenmek istenmektedir.
Bu davalar, radyo ve televizyonlardan naklen yayınlanmalıdır.
Yayınlanmalıdır ki; darbe mi yargılanıyor, yoksa Türk Ordusu’nu imha planı mı yürütülüyor, terör örgütü mü yargılanıyor, yoksa Türkiye’nin yurtseverlerine terör mü uygulanıyor milletimiz görsün.
Bilindiği üzere Tayyip Erdoğanların karşı çıktıkları Yassıada Duruşmalarının tamamı radyodan naklen canlı olarak yayınlanmış ve yargılama bütün milletin gözü önünde yapılmıştır.
Tayyip Erdoğanları, korkmaktan vazgeçip Ergenekon davalarının canlı yayınlanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çağırıyoruz.
ADALET BAKANI VE HSYK GÖREVİNİ YAPMALIDIR
Ergenekon Hâkim ve Savcılarının kanunsuz uygulamaları hakkında bugüne kadar yapılan 300’ü aşkın şikâyet hala sonuçlandırılmamıştır.
Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcılar hakkındaki uydurma şikâyetleri yıldırım hızıyla yürüterek onları görevden alan Adalet Bakanlığı ve HSYK, Ergenekon Hâkim ve Savcıları söz konusu olunca yavaşlıkta kaplumbağaları kıskandırmaktadır.
Bu duruma derhal son verilerek, Ergenekon Hâkim ve Savcılarının kanunsuz uygulamaları cezalandırılmalıdır.
ŞİKAYET DİLEKÇESİ
HÂKİMLER SAVCILAR YÜKSEK KURULU BAŞKANLIĞI’NA,
Konu :
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, 28298 sicil nolu Hâkim Hasan Hüseyin Özese hakkında şikâyetimiz
Açıklama :
1. ŞİKÂYETLİNİN GÖREVİ:
Şikâyet olunan 28298 sicil nolu Hâkim Hasan Hüseyin Özese, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı’dır. Anılan Mahkemede görülmekte olan 2008/209 esas sayılı “Ergenekon Davası”na Başkan sıfatıyla katılmaktadır.
2. OLAY:
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/209 E. da kayıtlı davanın 09.09.1011 günlü duruşmasında ekte bulunan İstanbul Barosu gözlemcilerince düzenlenen tutanak kapsamından da anlaşılacağı üzere;
Saat:15.15 sıralarında taleplerini sunan bir sanık ile şikâyet edilen Hâkim Hasan Hüseyin Özese arasındaki diyaloğa, izleyicilerden 2-3 kişinin insiyaki olarak gülmesi üzerine, Başkan Hasan Hüseyin Özese uyarıda bulunmaksızın duruşma salonunda bulunan 200 kişinin tamamını salondan çıkartması talimatı verip, duruşmaya 10 dakika ara vermiştir.
Verilen aradan sonra saat:15.40’da, Mahkeme Başkanınca salonda izleyici bulunmadığı hususunun saptanıp tutanağa geçirilerek oturuma izleyicisiz başlanması üzerine ben ve diğer sanık müdafileri söz alarak, salondan çıkarılan 200 kişinin yanı sıra, dışarıda duruşmayı izlemek için gelen 1000’i aşkın yurttaşın beklemekte olduğunu, bunların alınmaması ve duruşmaların izleyicisiz yapılması aleniyet ilkesine aykırı olduğunu, bu aykırılığa son verilerek, kapanan kapıların açılmasını ve izleyicilerin salona alınmasını talep ettik.
Ayrıca bu halin gizlilik kararını gerektireceğini, fiilen gizli oturum uygulandığını, buna ilişkin heyet kararı verilmesini talep ettik.
Bu talepler üzerine yeniden verilen aradan sonra, duruşma düzeninin Mahkeme başkanı tarafından sağlanacağından bahisle, Başkanın tasarrufundan olan bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar açıklanarak duruşmaya yeniden başlandı.
Bunun üzerine ben ve diğer müdafiiler, beyanda bulunmak istedik. Mahkeme Başkanı ısrarla söz vermeyeceğini, sıramız geldiğinde konuşmamızı söyledi. Biz de mahkeme düzenine ilişkin bir karar verildiğini, mahkeme düzenine ilişkin kararlara derhal itiraz hakkımız bulunduğunu, bu aşamada beyanda bulunmadığımız takdirde beyanımızın anlamsız kalacağını belirttik.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı; “Beğenin beğenmeyin bir karar verdik” diyerek beyanda bulunmamıza izin vermemiştir. Talebimde ısrar etmem üzerine bana hitaben “salondan çıkartırım, atarım” diyerek, salonda bulunan Jandarma görevlilerine dışarı çıkartılmam talimatını vermiştir.
Talimat üzerine 20 jandarma görevlisi yanıma gelerek salondan çıkartmaya yeltenmiştir. Salonda bulunan tüm sanık müdafileri, kanunsuz bir talimat verildiğini, buna uymamalarını, avukatın dışarı çıkartılamayacağını beyan ederek, beni çembere almış ve dışarı çıkartmak üzere gelen Jandarma görevlilerinin girişimini önlemişlerdir.
Yasal olmayan bu talimatı fark eden ve zor kullanmalarının kanunen olanaksız olduğunu gören jandarma görevlileri, Mahkeme Başkanı tarafından odaya çağrılarak zorla çıkarılmam konusunda ikna edilmek istenmiştir.
Ardından Mahkeme heyeti yeniden duruşma salonuna gelmiş ve Mahkeme Başkanı salondan çıkıp çıkmayacağımı sorarak, salondan çıkmamı yeniden istemiş ve zorla çıkartılacağımı beyan etmiştir.
Bunun üzerine söz alarak uygulamanın kanuna aykırı olduğunu, aleniyetin yok edildiğini ve savunma hakkının engellendiğini belirterek çıkmayacağımı belirttim. Diğer sanık müdafileri de avukatın dışarı çıkartılamayacağını beyan ederek, uygulamaya son verilmesini istemişlerdir.
Olayın İstanbul Barosuna haber verileceği heyete bildirilmiş ve durumun Baro Başkanlığına bildirilmesi üzerine; Av. Tülay Odabaşı ve Av. Nihal Gündoğan İstanbul Barosu Gözlemci Avukatları olarak atanmışlardır. Gözlemci Avukatlar talepte bulunarak; yargılamaya devam edilmesi gerektiği, Avukat Hasan Basri Özbey’in dışarı çıkartılması halinde, toplu olarak duruşma salonunun terk edilmesi yönünde Baro kararı mahkemeye bildirilmiştir.
Bu beyanlar üzerine duruşmaya yeniden ara veren Mahkeme, yargılamaya son vererek, duruşmayı 31.10.2011 tarihine ertelemiştir.
3. DEĞERLENDİRME
Şikâyetli Hâkim Özese, görev ve yetkilerini ihmal ve kötüye kullanarak, keyfi ve kanunsuz uygulama ve kararlarıyla;
• Sözlü beyanlarını sunan sanıkla gereksiz polemiğe girmiş, söz ve davranışlarıyla mahkeme düzenini ve duruşmanın ahengini bozmuş,
• Tutumu nedeniyle birkaç kişinin istemsiz gülmesini bahane ederek, duruşmayı izleyen 200 yurttaşı salondan çıkarttırmış, salonu boşalttırmış, dışarıda duruşmayı izlemek üzere bekleyen bini aşkın yeni yurttaşın salona alınmasına izin vermemiş,
• Bu uygulamaya karşı yasal itiraz hakkını kullanmak isteyen avukatı duruşmadan zorla çıkarttırmaya yeltenmiş, jandarma görevlilerini zor kullanmaya zorlamış,
• Kendi uygulamasıyla yol açtığı durumu bahane kılarak 4 yıla yakın süredir tutuklu olan sanıkların tahliye ve diğer beyanlarını almaksızın duruşmayı önceki uygulamalardan farklı olarak 51 gün sonraya ertelemiştir.
4. SES VE GÖRÜNTÜ KAYITLARI İNCELENMELİDİR:
Bilindiği üzere söz konusu yargılamanın her aşaması sesli ve görüntülü olarak kaydedilmektedir. Yüksek Kurul üyeleri, 09.09.2011 günü saat 13.30’da başlayan ikinci oturuma ait ses ve görüntü kayıtları izlediğinde, durumun yukarıda anlatılandan daha vahim olduğu anlaşılacaktır. Bu nedenle soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi bakımından öncelikle anılan duruşmanın ses ve görüntü kayıtlarının getirtilmesini talep etmekteyiz.
İSTEM :
Şikâyet olunan 28298 sicil nolu Hâkim Hasan Hüseyin Özese hakkında soruşturma açılarak; hâkimlik mesleği ile bağdaşmayan, adil ve aleni yargılamayı ortadan kaldıran, savunma hakkını yok etmeye yönelik, yargının güvenilirliğini zedeleyen bu eylemi nedeniyle cezalandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Şikâyetçi
Avukat Hasan Basri Özbey
Ek: Baro gözlemci tutanağı
BARO GÖZLEMCİ TUTANAĞI
TUTANAK
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/209 E.da kayıtlı davanın 09.09.1011 günlü duruşmasında;
Saat:15.15 sıralarında sanık Bedirhan Şinal ile Mahkeme Başkanı Hâkim Hasan Hüseyin Özese arasındaki diyaloga, izleyicilerden 2-3 kişinin gülmesi üzerine Başkan Hasan Hüseyin Özese duruşma salonunda bulunan 200 kişinin tamamını salondan çıkartması talimatı verip, duruşmaya 10 dakika ara vermiştir.
Verilen aradan sonra saat:15.40’da Mahkeme Başkanınca salonda izleyici bulunmadığı hususun saptanıp tutanağa geçirilerek oturuma izleyicisiz başlanması üzerine söz alan sanık müdafiileri salondan çıkarılan 200 kişinin yanı sıra, dışarıda duruşmayı izlemek için gelen 1000’i aşkın yurttaşımız vardır. Bunların alınmaması ve duruşmaların izleyicisiz yapılması aleniyet ilkesine aykırılıktır. Bu aykırılığa son verilerek, kapanan kapıların açılmasını ve izleyicilerin salona alınmasını talep etmiştir.
Bu talep üzerine verilen aradan sonra, duruşmanın intizamından bahisle, Başkanın tasarrufundan olan bir hususta karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği açıklanarak duruşmaya devam edilecek iken tekrar söz alan sanık müdafileri, avukatın dışarı çıkartılamayacağını beyan ederek, Av. Hasan Basri Özbey’i dışarı çıkartmak üzere gelen Jandarma görevlilerine karşı Avukat Hasan Basri Özbey’i çembere alarak dışarı çıkartılmayı önlemişlerdir.
Bu sırada İstanbul Barosuna haber verileceğinin heyete bildirilmesi ve durumun Baro Başkanlığına bildirilmesi üzerine; Av. Tülay Odabaşı ve Av. Nihal Gündoğan İstanbul Barosu gözlemci avukatları olarak atanmış ve talepte bulunarak; yargılamaya devam edilmesi gerektiği, avukat Hasan Basri Özbey’in dışarı çıkartılması halinde, toplu olarak duruşma salonunun terk edilmesi yönünde Baro kararı mahkemeye bildirilmiştir.
Talepler üzerine ara veren Mahkeme, yargılamaya son vererek, duruşmayı 31.10.2011 tarihine ertelemiştir. 09.09.2011 saat. 17.15
Av. Tülay Odabaş
(Baro gözlemcisi)
İmza
Av. Nihal Gündoğan
(Baro gözlemcisi)
İmza