İşçi Partisi Genel Bşk. Yrd. Bülent Esinoğlu bugün yaptığı basın açıklamasıyla, Star gazetesi köşe yazarı Eser Karakaş'ın gerçekleri ters yüz eden iddasını, belgelere dayanarak yanıt verdi ve yasal girişimde bulunacaklarını açıkladı. Basın Açıklaması şöyle:
Star gazetesi köşe yazarı Eser Karakaş, 16 Mart 1978’de gerçekleştirilen ve 7 öğrencinin ölümüne yol açan katliamla ilgili olarak, görevli polislerin bombayı atanların üzerine gitmesini engelleyen polis şefinin Aydınlık dergisi ve Doğu Perinçek tarafından korunduğu iddiasında bulunmuştur.
Karakaş’ın sözünü ettiği polis şefi, o tarihte komiser yardımcısı olan Reşat Altay’dır.
Karakaş, bütün arşivlerin yok olduğu sanısına kapılarak bu iddiada bulunabilmiştir.
REŞAT ALTAY’IN ÇATLI İLE GÖRÜŞMESİNİ AÇIKLAYAN AYDINLIK DERGİSİ
Eser Karakaş’ın iftira attığı Aydınlık dergisi, 26 Ekim 1997 tarihinde, Reşat Altay’ı “bombacıların yakalanmasını önleyen Komiser Altay şu anda Niğde Emniyet Müdürü” başlığı ile okuyucularına hatırlattıktan sonra, “Reşat Altay’la Çatlı’nın Görüşmeleri Belgelendi” haberini yapıyor, Reşat Altay’ın 16 Mart katliamında oynadığı rolü belgelere dayanarak yazıyor.
Haberde “16 Mart katliamı sırasında komiser yardımcısı olan Reşat Altay’ın, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı görevi sırasında Abdullah Çatlı ile 6 kez telefonda konuştuğu belgelendi. Nevzat Amasyalı adına kayıtlı 0532 313 80 95 no’lu Ali Alptekin adına kayıtlı 0532 275 44 53 no’lu telefonların Abdullah Çatlı tarfından kullanıldığı belirtildi” denmektedir.
REŞAT ALTAY’IN KATLİAMDAKİ ROLÜNÜ AYDINLIK AÇIKLIYOR!
Eser Karakaş’ın karalamaya çalıştığı Aydınlık dergisi, yine aynı haberinde, Reşat Altay’ın 16 Mart katliamındaki rolünü açıklıyor ve Altay’ın nasıl ödüllendirildiğini şu satırlarla okurlarına duyuruyor: “Bombalama olayı gerçekleşir, takviye kuvvvet gönderilmez. Hatta faillerin peşinden koşan birkaç polis, komiser muavini Reşat Altay tarafından engellenir. Reşat Altay bu hizmetinin karşılığını meslek hayatının daha sonraki yıllarında alır. Altay, son birkaç yıl içinde solcu öğrencilerin öldürülesiye dövüldüğü üniversite olaylarında İstanbul Terörle Mücadele Müdürlüğü görevini yürütüyordu. Emniyetin mahkemeye bir türlü ulaştıramadığı belgeler de o dönemde Altay’ın imzası ile geliyordu. Altay şimdi Niğde Emniyet Müdürü.”
AYDINLIK, EMNİYETİN ARAMADIĞI FİRARİYİ DE AÇIKLIYOR!
Aydınlık dergisi, yalnızca Altay’ın katliamdaki rolünü açıklamakla yetinmiyor. Olayda adı geçen polis memuru Mustafa Doğan’ın Emniyette bazı güçler tarafından nasıl korunduğuna da yer veriyor haberinde.
Şöyle yazılmış 26 Ekim 1997 tarihli Aydınlık dergisinde: “Olayda adı geçen eski polis Mustafa Doğan bir firari. Hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartılıp bütün Emniyet birimlerine dağıtılır. Ancak Emniyet Genel Müdürlüğünün başka bir soruşturma sırasında ‘Mustafa Doğan’ın aranan şahıslardan olmadığı’na ilişkin yazısı ortaya çıkar. Bu belge Emniyet teşkkilatının suçlu polisleri korumasının resmi belgesi olarak tarihe geçer.”
BOMBANIN NEREDEN TEMİN EDİLDİĞİ DE AYDINLIK’TA!
Bu kez Aydınlık gazertesi, katliamcıların izini sürüyor ve katliamda kullanılan bombanın nereden, nasıl temin edildiğini açıklıyor.
8 Ağustos 1980 tarihli Aydınlık gazetesi, 16 Mart katliamında kullanılan TNT’yi Yüzbaçı Çevikel’in sağladığını ortaya çıkartıyor ve bunu manşetinden kamuoyuna duyuruyor.
Yüzbaşı Çevikel’in Ökkeş Çokuçkun ve Gabriel Aktürk’le silah ve bomba temin eden bir şirket kurduklarını açıklıyor. Bu şebekenin ilişkileri bir bir yer alıyor gazetede.
KARAKAŞ, BU ARŞİVLERİN OLMADIĞINI SANIYOR
Arşivlerde yerini almış bütün bu belgelere karşın, Eser Karakaş, Aydınlık dergisini ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i fütursuzca karalayabileceğini sanmaktadır.
Bütün bu gerçeklerin bir kez daha ortaya çıkmasını sağlamak ve Karakaş’ın yalanlarının hesabını yargı önünde vermesi için gerekli yasal girişimlerde bulunulanacaktır.