İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey : BÖLÜNEREK DEĞİL, BİRLEŞEREK ÖZGÜRLEŞECEĞİZ!

İŞTE APO!
Kürdümüzü Özgürleştiriyoruz:
VARAN - 5
“Sosyal zenginlik açısından Türk ile Kürt iç içe
geçmiştir, ayrılamaz. Ayırdın mı gövdeden kolu
koparmış gibi olursunuz”
Kurulacak küçük bir devleti hiç kimse kabul etmez.<...

Tarih:

İŞTE APO!
Kürdümüzü Özgürleştiriyoruz:
VARAN - 5
“Sosyal zenginlik açısından Türk ile Kürt iç içe
geçmiştir, ayrılamaz. Ayırdın mı gövdeden kolu
koparmış gibi olursunuz”
Kurulacak küçük bir devleti hiç kimse kabul etmez.

İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, bugün İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında Abdullah Öcalan’ın sorgu görüntülerinin yeni bölümünü(5.Bölüm) basın mensuplarıyla paylaştı. Özbey’in açıklaması şöyle;

Abdullah Öcalan’ın 1999 yılındaki İmralı sorgulama görüntülerini Milletimizle paylaşmaya devam ediyoruz.

AYRI DEVLET
Abdullah Öcalan, İmralı konuşmalarında “ayrı devlet” çözümüne son derece net cevaplar veriyor.
- “Ekonomik olarak gereği yok. Dağlarda ekonomi falan kurulamaz.”
- “Sosyal zenginlik açısından Türk ile Kürt iç içe geçmiştir, ayrılamaz. Ayırdın mı gövdeden kolu koparmış gibi olursunuz.”
- “Kurulacak küçük bir devleti hiç kimse kabul etmez.”
Öcalan’ın “hiç kimse” derken, en başta Türkiye, İran, Irak ve Suriye’yi düşündüğü anlaşılıyor. Bütün Asya, Afrika ve Latin Amerika dünyası bu konuda bölge ülkelerinin yanındadır.
ABD ve Avrupa ülkeleri ise her ne kadar bölge devletlerinden parçalanmasından ve ikinci İsrail rolü oynayacak bir devletçiğin kurulmasından yana iseler de, bugünün koşullarında açıktan böyle bir politika izleyememektedirler.
Bunun yerine Türkiye, Suriye, Irak ve İran’da bugün, etnik ve dinsel çelişmeleri kaşımakta, bölücülüğe destek olmakta ve koşulların daha uygun hale geleceği günü beklemektedir.

PKK’nın izlediği politika, emperyalistlerin bu genel yaklaşımına uygundur.
Abdullah Öcalan, İmralı’daki ilk yıllarında, Türk Ordusunun bölücülük karşısında kazandığı başarı ve karşısındaki sağlam anti-emperyalist irade karşısında “ayrı devlet”e karşı çıkıyor.
PKK’nın 2003 sonrasında ABD’yle uyum içinde izlediği bölücü ve yıkıcı politika biliniyor.
Gerek Türkiye’nin yasadışı pratik, gerekse benzer sorunlarla yüzyüze olan bütün dünya ülkelerinde yaşananların ortaya koyduğu gerçek şudur:
- Bölünme, kendi ayakları üzerinde duramayan ve kaçınılmaz olarak emperyalist boyunduruk altına giren “vilayet devlet”e razı olmak demektir.
- Bölünme, sonu gelmez etnik ve dinsel çatışmalara kapıyı aralamaktır.
- Bölünme, ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal ve askeri açıdan fakirleşmektir.
- Onun için bölünerek değil ancak birleşerek özgürleşebileceğiz.
- “Neden ayrılma gereği doğsun ki, ekonomik olarak, hiç gereği yok. Dikkat edelim, tam tersine dağlarda ekonomi falan kurulamaz, iki sosyal zenginlik desem, zaten iç içe geçmişiz. İnanılmaz düzeydedir.
Hiç kimse bu sosyal dokuları parçalayamaz. Parçalasa bir gövdenin kolunu koparmış gibi olur…koparsa siyasal olarak daha geri duruma düşeriz.
Hatta küçük bir devlet bile kurmak istediğinde hiç kimse kabul etmez. Velev ki kurduk dağın başında bu devletin hiçbir şekilde gelişme şansı yoktur. (19 Aralık 2013 Aydınlık)