• İstanbul Başsavcılığını işlemini geri alması için uyarıyoruz:
Cumhuriyetin savcısı, bölücülüğün aleti olamaz!
• Apo’nun “müşteki” olduğu soruşturmada ifade vermeyi kabul etmiyoruz: Bölücülüğe değil, milletimize hesap veririz!
• Zaman Üç B zamanıdır: Birlik, Bütünlük, Bağımsızlık!
• Halkımız, PKK / BDP’nin ayaklanma kışkırtmalarında rol üstlenmeyecektir.
İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, bugün Ankara’da düzenlediği basın toplantısında, Abdullah Öcalan’ın şikayetine yanıt vererek, İstanbul Başsavcılığı’nın ifadeye çağırmasını eleştirdi. Özbey’in açıklaması şöyle;
Abdullah Öcalan’ın 1999 yılındaki sorgu görüntülerini Milletimizle paylaştık.
İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi olan E. Albay Hasan Atilla Uğur’un yaptığı sorguda teslim alınmış olan Apo’nun beyanlarını milletimizle paylaşarak Öcalan ve PKK’nın gerçek yüzünü ortaya koyduk.
Halkımızı bilgilendirdik, Kürdümüzün bileklerindeki Amerikan Kelepçesini kırdık.
AKP + PKK ortaklığıyla “Barış” yalanlarıyla sürdürülen açılıma dur dedik.
Açılıma dur diyerek, kanlı kalkışmayı önlüyoruz!
APO MÜŞTEKİ,
İŞÇİ PARTİSİ SANIK
İmralı’daki sorgu görüntülerini açıklamamızın ardından Öcalan suç duyurusunda bulundu.
Şikayet dilekçesini alan İstanbul Başsavcılığı, Öcalan’ı müşteki kabul ederek, İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey’i sanık sıfatıyla ifade vermeye çağırdı.
Savcılık, aracı kurum değildir. Önüne her gelen kağıdı işleme koyamaz. İnceler, suç varsa işleme koyar. Hukuksuz, haksız, dayanaksız suçlamalarla ifadeye çağıramaz.
İstanbul Başsavcılığı’nın şikayeti otomatik işleme koyarak, Özbey’i ifadeye çağırması haksızdır, yanlıştır.
Apo’nun “müşteki” olduğu soruşturmada ifade vermeyi kabul etmiyoruz!
Bölücülüğe değil, milletimize hesap veririz!
İstanbul Başsavcılığını işlemini geri alması için uyarıyoruz.
Cumhuriyetin savcısı, bölücülüğün aleti olamaz!
“BARIŞ” DEĞİL KANLI SAVAŞ AÇILIMI
Öcalan şikayetinde, görüntüleri yayınlamamızın amacının “barış sürecini bitirmek” olduğunu söylüyor.
Evet, süreci bitirmek! Ancak “barış” değil, kanlı kalkışma, kardeş kavgası, yani savaşa giden süreci bitirmek!
BÖLÜCÜĞÜN YILANI:
ERMENİ SOYKIRIM YALANI
Apo, Ermeni soykırım yalanını çözdüğümüz gibi Kürt sorununu da çözeceğimizi ilan etmemizden rahatsızdır. Dilekçede “Ermeni soykırım yalanına” sarılmaktadır.
APO SÜRECİN MİMARI DEĞİL
TAŞERONU VE ENSTRÜMANIDIR
Şikayet dilekçesinde AKP+PKK ortaklığıyla yürütülen “Açılım”ın, sözde “barış sürecinin” mimarının Öcalan olduğu iddia edilmektedir.
Abdullah Öcalan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın enstrümanı durumundadır. Enstrüman olduğunu söyleyen PKK liderinin kendisidir. Sözlü ve yazılı başvurularla enstrüman haline geldiğini itiraf etmiştir.
MONTAJ DEĞİL GERÇEK!
Şikayet dilekçesinde ses ve görüntü kayıtlarının montaj olduğu, farklı zamanlardaki konuşmaların cımbızlanarak, aldatacak şekilde, mevcut olmayan konuşmaların teknoloji kullanarak mevcutmuş gibi üretildiği iddia edilmektedir.
Görüntülerin tamamının ham halini basına dağıttık. PKK/BDP/HDP yetkililerine ve Öcalan’ın avukatlarına gelin size de verelim dedik. “Alın, izleyin, montaj mı değil görün” dedik. “Almayacağız” dediler.
Görüntülerin tamamı, ham haliyle internet sitelerinde yayındadır. Ulusal Kanal ve bazı televizyonlar tarafından yayınlanmıştır.
Ham hali izlendiğinde açıkladığımız görüntülerin montaj olmadığı, aslının aynısı olduğu, Apo’nun ifadelerinin bütünlük arzettiği görülmektedir.
Apo’nun avukatları araştırmadan, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olup erken konuşmuşlardır. İzlesinler, gerçeği kendi gözleriyle görsünler!
GÖRÜNTÜLER NASIL KAYDEDİLDİ:
KAYIT CİHAZI APO’NUN ÖNÜNDE
Apo’nun sorgusunun yapıldığı İmralı’daki cezaevi yüksek güvenlikli olup, her noktası kameralar tarafından kayıt altına alınmaktadır. Görüntülerin kaydedildiği odada tabandan ve tavandan 4 adet kamera vardır ve sürekli kayıt halindedir. Yasal kayıtlardır.
Görüntülerde açıkça görüldüğü üzere, sorguların başlangıcında Albay Hasan Atilla Uğur ses kayıt cihazını çalıştırıp, Apo’nun önündeki sehpaya koymaktadır. Apo da bunu görmektedir. Apo, önüne konulan ses kayıt cihazı ve kaldığı odada sürekli kayıtta bulunan kameralar nedeniyle sorgunun kayıt altına alındığını bilmektedir. Kayıtlar Apo’nun bilgisi ve kabulü dahilindedir.
HANGİ ÖZEL HAYAT:
SÖZ KONUSU OLAN MİLLETİN HAYATI
Apo’nun avukatları şikayetlerinde “özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği”ni iddia etmektedir. Hangi özel hayat?
30 bin yurttaşın ölümüyle sonuçlanan kanlı sürecin baş sorumlusu, devlet yetkilileri tarafından sorgulanıyor. Kamusal alanda, kamu görevlisinin bir sanığı sorgulaması, bu sorgulama sonrasında bütün dünyanın gözü önünde televizyonlardan canlı yayınlanan yargılama süreci…
Bunun neresi özel hayat? Milletin yaşamı tehdit altındayken hangi özel yaşam?
HANGİSİ KOMPLO VE KAOS
Dilekçede, komplolarla kan ve gözyaşı için kaos yaratılmak istendiği iddia ediliyor.
Komplo, taşeron gerçeğinin açıklanmasında değil, taşeron gerçeğinin kendisindedir.
Komplo, kaos gazetelerden ilan ediliyor.
PKK ve BDP sözcüleri, aylardan beri “özerklik” ilan edeceklerini söylüyorlar.
BDP Eşbaşkanı Demirtaş birkaç gün önce, 30 Marttan sonra özerklik ilan edeceklerini açıkladı.
“ÖZERKLİK” KANSIZ OLMAZ
Özerklik ancak silahla olur, kan dökerek olur.
Silahlı kalkışma olmadan özerklik olmaz.
Güneydoğu’da “özerklik” ancak kanlı kışkırtmalarla kurulur.
Öcalan’a göre bunun maliyeti 500 bin ölüdür.
Apo’nun görüntülerini yayınlamanın bir tek amacı vardır: Kanlı kalkışmayı önlemek!
BÖLÜNME AÇILIMINA DUR
Öcalan’ın 1999 yılındaki sorgu görüntülerini kamuoyunun bilgisine sunmamız üzerine AKP-PKK ittifakı, “niçin şimdi” sorusunu ortaya attı.
BDP Genel Başkanı Demirtaş’ın “Özerklik” açıklaması, BDP’nin Meclise verdiği “Toplumsal Barış Kanunu” önerisi ve Apo’nun “Eğer AKP adım atmazsa, 500 bin kişi ölür” tehdidi tam zamanı olduğunu göstermiştir.
KANLI KALKIŞMALARI ÖNLÜYORUZ
İşçi Partisi, işte bu koşullarda sorumluluk üstleniyor.
Zamanlama budur!
Kanlı kalkışmaları daha plan aşamasında önlüyoruz. Tam zamanı!
Ateşe sürülecek olanlar, bizim yurttaşlarımızdır.
Onların canı bizim canımız, onların kanı bizim kanımızdır!
Seyredemeyiz.
Düşman cephelere bölünmek istenen, bizim halkımızdır!
Yandaş muhalefet değiliz, halkın muhalefetiyiz!
MİLLETİ BİLGİLENDİRDİK,
HALK KANLI KOMPLODA PİYON OLMAYACAK
Apo ve PKK gerçeğini ortaya koyarak, milletimizi, Kürdümüzü bilgilendirdik. Bileklerdeki ABD kelepçesini kırdık.
Halkımız, PKK / BDP’nin ayaklanma kışkırtmalarında rol üstlenmeyecektir.
Güneydoğu halkı ve gençliği, aydınlanmaktadır, gerçekleri görmektedir ve taşeronlara, entrümanlara alet olmayacaktır. Karanlık senaryoların piyonu olmayacaktır.
Halkın sağduyusuna güveniyoruz.
Halkı aydınlatıyoruz.
Yapılan iş budur: Komployu bozuyoruz.
3B= BİRLİK, BÜTÜNLÜK, BAĞIMSIZLIK
Bölücülük, kesin yenilgiye uğrayacaktır.
Bu kararlılığı İşçi Partisi olarak, siyasal düzlemde tek başımıza temsil ediyoruz. Ancak yalnız değiliz. Büyük bir milletin birlikte barış içinde yaşama isteği bizimledir.
Türkiyemizi birleştireceğiz!
Barışı, kardeşliği ve özgürlüğü getirecek olan, birliktir!
Türkiye’yi bölenler, yıkılıyor! Türkiye’yi birleştirenler yönetecek!
Özgürleşen ve birleşen halkımızla birlikte halk hükümetini kuracağız.
Zaman Üç B zamanıdır: Birlik, Bütünlük, Bağımsızlık!