5 Temmuz günlü gazetelerde PKK’nin fiili lideri Murat Karayılan’ın önemli bir açıklaması vardı. Aynı zamanda KCK Yürütme Konseyi Başkanı olan Karayılan, “Eğer Türkiye Kürt sorununu çözmezse, Kuzey Irak ile birleşiriz.” diyor.
Bu açıklamayı kimileri bir tehdit olarak yorumlayabilir, kimileri de AKP ile pazarlık kapsamında değerlendirebilir. Ancak bu açıklama, ABD’nin asıl planını hatırlatmaktadır.
Kuzey Irak ile Diyarbakır’ın birleştirilmesini ilk kez duymuyoruz. Kamuoyuna yansıyan kadarıyla 1963 yılından beri ABD’nin böyle bir plan içinde olduğu biliniyor.
En son Recep Tayyip Erdoğan, 2004 yılı 15 Şubat gecesi “ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde Diyarbakır’ı merkez yapacağız” diyerek, bu planda görev aldığını ilan etmiştir. Abdullah Gül – Tayyip Erdoğan ikilisi ile PKK’yi birleştiren plan budur. Ve plan ilerliyor. Özellikle ABD’nin 2003 baharında Irak’ı işgalinden sonra süreç hızlanmıştır. AKP’nin 2002 Kasımında Türkiye’nin başına oturtulması da bütünüyle bu nedenledir.
Kuzey Irak’ta kukla bir devlet yaratılırken, Türkiye’nin Güneydoğusu da fiilen özerkleştirilmiş ve Kuzey Irak ile bütünleştirilen bir sürecin içine itilmiştir.
Son zamanlarda TÜSİAD çevrelerine dikkat ediniz, Irak’ın bölünmesinden çok memnun ve Kerkük-Musul petrol ve doğalgazının Kuzey Irak’ın denetiminde bulunmasını Türkiye’nin ekonomik kurtuluşu olarak reklam etmektedirler. Böylece Türkiye Murat Karayılan’ın dile getirdiği çözüme hazırlanmaktadır.
Önümüzde AKP ve PKK üzerinden yürütülen bir süreç var.
Hedeflenen, Güneydoğudaki fiili durumun hukuki bir statüye kavuşturulmasıdır. O zaman belki geçici bir barış süreci olabilecektir.
Bu plan yürürse, o barışın geçici olacağı görülecektir. Arkasından öngörülen Diyarbakır merkezli ve Akdeniz’e de açılan İkinci İsrail’dir.
Ancak bu plan şuanda Suriye kayasına çarpmış gözüküyor. Plan, pek yakında Türkiye’de büyük dirençle karşılaşacaktır.
Önümüzdeki süreçte, Suriye, Irak ve İran arasındaki birliğe Türkiye’nin de katıldığını göreceğiz. Bu kaçınılmazdır.
Türkiye, Kuzey Irak’ın ötesinde Basra Körfezi’ne kadar uzanan bir ekonomik bütünleşmenin içinde olacaktır. Irak da İstanbul’a kadar uzanan bir ekonomik bütünleşmeye ulaşacaktır.
Türkiye, Kuzey Irak’la bütünleşme adına kurulan tuzağa düşmeyecektir; Suriye Irak, İran, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti coğrafyasını kucaklayan bir ekonomik bütünleşmenin öncülerinden olacaktır. O durumda Kürt meselesi köklü çözüme ve bölge de güvenilir ve kalıcı barışa ulaşacaktır.