Yüzde 60, yeni parti ve yeni lider arıyor.
Yüzde 60’ı tanımaya ve anlamaya çalıştık.
Peki o yüzde 60’ın aradığı önderliği de tarif etmek gerekmez mi?
Yeni parti talebi nedeniyle hakim güçler hemen harekete geçti. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun adı yine piyasada, Cemil Çiçek’in Millî Mutabakat Bildirisi çeşitli yorumlara yol açtı. Arkada kalan süreçte yıkılan merkez sağı diriltme girişimleri de var. Göçüğün üzerine bina yapmak için kollar sıvandı.
1. Millete savaş açanları yıkma kararlılığı
Oysa yüzde 60, AKP, CHP ve MHP’ye benzeyen partilerden vazgeçmiştir. Varolan parlamento statükosunun dışında bir örgütlenme ve önderlik arıyor. Önce bu saptanmalıdır.
Yüzde 60’ın özellikleri, kaygıları, umutları ve özlemleri, aradığı önderliklerin niteliklerini de belirliyor.
Öncelikle Ahmet Davutoğlu’nun ağzından Millete karşı açılan savaşı göğüsleyecek, gayrimillî karakterini her gün her saat ortaya koyan Tayyip Erdoğan - Abdullah Gül yönetimini yıkacak bir önderlik aranmaktadır.
2. Cesaret ve özgüven
Yüzde 60, kurtarıcı görevini üstlenen, kararlı ve kendine güvenen bir önderlik talep ediyor. Bugünkü CHP ve MHP yönetimleri gibi, gidişatın farkında olmayan, sorumsuz ve sıradan tavırlar artık geçersizdir. Milletin iktidarına talip olan önderlik, zorlukların üzerine gidecek kararlılık ve cesarete sahip olmak durumundadır. Bu önderlik, gemileri yakacak ve sistemin mevzilerine kaçış seçeneklerini yok edecektir. Milletin bağımsızlığı ve aydınlığa kavuşması için, her zorluğu göze aldığını millete bildirecek ve eylemiyle gösterecektir.
Kriz dönemlerinde cesaret, en önemli önderlik özelliğidir. Artık millet, yalnız cesur bir önderliğe güvenebilir.
3. Birleştirici ve dönüştürücü önderlik
Önderliğe talip olan kadro, büyük kuvveti birleştirme kararında olduğunu duruşuyla ve eylemleriyle göstermelidir. CHP, MHP, Sol partiler ve AKP örgütlerini ve kitlesini doğru programa ve eyleme kazanan bir çizgi izlemelidir. Milletin büyük kitlesi, vatan ve Cumhuriyet temelinde birleşme eğilimine girmiştir. Bu sürece önderlik, sistemin toplum üzerindeki bozguncu ve yozlaştırıcı etkilerine teslim olmayacak, toplumu kendi tecrübeleriyle eğitecek ve dönüştürecektir.
Öncelikli görevler
Kararlı, cesur ve birleştirici bir Millî Merkez, öncelikli olarak şu görevleri yerine getirmelidir:
1. AKP’ye karşı gerçek muhalefet örneği
Yüzde 60’ı birleştirecek öncü, AKP’ye karşı etkili ve vurucu muhalefet örneğini eylemiyle gösterecektir. İktidar seçeneği olmak, buna bağlıdır.
2. Halk hareketiyle Meclisteki muhalefet çalışmasını birleştirmek
Millî Merkez, hem Emekçi ve Cumhuriyet hareketinin ön mevzilerinde olmalı, hem de Mecliste etkin bir grup oluşturarak, AKP iktidarını yıkacak mücadeleye önderliğiyle kendini kanıtlamalıdır.
3. Bölünme anayasasını önlemek
Millî Merkez, ABD güdümünde AKP’nin Türkiye’ye dayattığı bölünme anayasasını önleyerek ilk siyasal başarısını kazanmalıdır. Bu başarı, karşıdevrimin bozgununun başlangıcı olacaktır. Millî Anayasa Forumu’nun yürüttüğü mücadele örnektir ve sürdürülmelidir.
4. Suriye’ye karşı tertiplere son vermek
Millî Merkezin, ikinci önemli siyasal görevi, AKP iktidarının Suriye’ye karşı terör saldırılarına son verecek etkin bir direnmeyi örgütlemek ve hayata geçirmektir. Hatay’da İşçi Partisi önderliğinde kitleselleşen büyük halk hareketi, Türkiye’yi ayağa kaldıracak gizil güce sahiptir.
5. Türk Ordusunun İstiklâl Savaşı değerlerini pekiştirmek
Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD güdümlü ve AKP iktidarı marifetiyle yürütülen çok etkili bir operasyonla kuvvet ve itibar kaybetmiştir. Bunun yarattığı tehlikenin ağır sonuçlarını millet büyük acılarla yaşayacaktır. Bu tertibi bozguna uğratmak ve Türk Ordusunu İstiklâl Savaşı değerleri temelinde güçlendirmek, bugün tarihî bir görevdir. Yüzde 60 bu olayın farkındadır. Ancak AKP’yi “Darbeciler temizlensin”, “Askeri vesayet kalksın” teraneleriyle destekleyen CHP ve MHP yönetimleri, Türkiye’yi savunmasız bırakma tertibinin suç ortağıdırlar.
Millî Hükümet hedefiyle oluşacak Millî Önderlik, halkın Millî Ordu talebini siyasal düzlemde temsil etmelidir.
Bugün Korku İmparatorluğu, Silivri ve Hasdal duvarları üzerinde duruyor. Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, 28 Şubat, Deniz Kuvvetlerinde casusluk gibi tertiplere son verilmesi ve subayların özgürlüğe kavuşturulması, halkın özgürlüğü için belirleyici önemdedir.
İçine girdiğimiz kargaşalık döneminde, ABD’nin darbe girişimlerini önlemek için de, Türk Ordusunun ve Komuta Kademesinin Cumhuriyet değerlerine sahip olması, ülkenin geleceği açısından yaşamsal değer taşıyor.
Millî Merkez, Milletin iktidarı için mücadeleyi başarıya ulaştırmak için Türk Ordusunun İstiklâl Savaşı değerlerinin pekişmesine destek olmalıdır.