İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:YOĞURTÇU HALK MECLİSİ’Nİ SELAMLIYORUZ

Yoğurtçu Halk Meclisi, Türk bayrağı altında birleşti ve “Mustafa Kemal’in askeri” olduğunu ilan etti. Ulusal Kanal’da izlediğimiz yurttaşlar, Türkiye Devriminin tunç yasalarını ve dünya ölçeğindeki değerini ortaya koydular.
Bir: Türkiye’de devrim, Türk bayra

Tarih:

Yoğurtçu Halk Meclisi, Türk bayrağı altında birleşti ve “Mustafa Kemal’in askeri” olduğunu ilan etti. Ulusal Kanal’da izlediğimiz yurttaşlar, Türkiye Devriminin tunç yasalarını ve dünya ölçeğindeki değerini ortaya koydular.
Bir: Türkiye’de devrim, Türk bayrağı altında yapılır.
İki: Türkiye’de her devrimci, Mustafa Kemal’in askeridir.
Sıla Ay, Yoğurtçu Halk Meclisi’nden bildiriyor.

10 Temmuz 2013 günü bu köşede soruyorduk:
“Yoğurtçu Parkı’ndaki o başıbozuklar, nereye kadar bayrak ve Atatürk düşmanlığı yapabilirler.”

Yoğurtçu Halk Meclisi Atatürk’te birleşti
Bir hafta geçmeden Yoğurtçu Halk Meclisi, Türk bayrağı altında birleşti ve “Mustafa Kemal’in askeri” olduğunu ilan etti. Ulusal Kanal’da izlediğimiz yurttaşlar, Türkiye Devriminin tunç yasalarını ve dünya ölçeğindeki değerini ortaya koydular (17 Temmuz 2013).

Türkiye’de devrimin tarihsel-toplumsal yasaları
Bir kez daha belirtiyoruz:
Bir: Türkiye’de devrim, Türk bayrağı altında yapılır.
İki: Türkiye’de her devrimci, Mustafa Kemal’in askeridir.
Bunları vurgulamanın milliyetçilikle bir ilgisi yoktur. Türk düşmanları da bu gerçeği bilir. Türkiye Devriminin karakterini bilen herkes, ister Hint’te, ister Çin’de, isterse Maçin’de olsun, bu saptamaları yapar. Biz, devrimin tarihsel-toplumsal içeriğinden söz ediyoruz. Bu millet, üç-beş başıbozuğun peşinden gitmez, ancak Türk bayrağı altında toplanır ve devrime yürür.
Bilmeyenler, öğreneceklerdir ve öğrenmeye başlamışlardır.
Bu arada Yoğurtçu Parkı’nda doğru tavır konusunda, Sıla Ay’dan çok esaslı bir mektup aldım. 12 Temmuz 2013 günü yazmış. Hepimiz için çok öğretici. İşte Sıla Ay’ın mektubu:

Yoğurtçu Forumu’na katılım niçin düştü
Ben Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi Sıla. Şuan Kadıköy Öncü Gençlik ve Kadıköy TGB Başkanlığı görevlerini yürütüyorum. Yoğurtçu Parkı’yla ilgili yazınızı okuduktan sonra bu mektubu yazmaya karar verdim.
Yoğurtçu Parkı’ndaki Forum başladığından beri oraya gidiyorum. İlk günlerde gerçek bir halk meclisi niteliğindeydi. 2000’in üzerinde bir katılımla, hükümet istifa talebi çerçevesinde halk düşüncelerini ifade ediyor, seçim barajından yerel seçimlere kadar halkın talepleri konuşuluyordu. Hatta halk sistem partilerine şiddetle karşı çıkıyor, seçim barajının kaldırılmasını en öncelikli talep olarak ortaya koyuyordu. Eylem kararları alınıyor, Taksim’deki eylemlere Yoğurtçu Forum’u olarak örgütlenerek gidiliyordu.
Bugün ise katılım, yanlış önderlik ve kitlenin taleplerini kucaklamayan siyasetler nedeniyle 200-300 civarına düşmüş durumda. Sizin yazınızın büyük bölümüne katılıyorum.

Hatayı kendimizde aramalıyız
Ama ben katılımın düşmesinde ve şu an oraya bayrak ve Atatürk düşmanı grupların önderlik etmesinde hatayı kendimizde aramamız gerektiğini düşünüyorum. Benim gözlemlediğim kadarıyla biz Yoğurtçu Parkı’na yeterli önemi vermedik. Orada oluşturulan komisyonlarda görev alan çok az sayıda üyemiz oldu, yeni komisyon kurma önerileri götürmedik ve parka katılımı örgütlemedik. Biz gençlik olarak Foruma katıldık, Organizasyon Komitesinde, Güvenlik Komitesinde yer aldık. Ama pratik bize gösterdi ki biz de özel siyasetler üretememişiz, parka özel çalışma yapamamışız. Konuşmalarımızda ne zaman kendi siyasetlerimizi temellendirerek anlatıysak, her seferinde çok olumlu tepkiler aldık, birçok kişiyle tanıştık. Ama şunu da gördük, parklarda slogan tarzı konuşmalar, siyasetlerimizi sadece “bayrak”, “Atatürk”, “Mustafa kemal’in askerleriyiz” diye aktarmak halkı ikna etmemiz için yeterli değil. Ne yazık ki, Parti üyelerimiz çoğunlukla böyle yaptı. Eminim orada Milli Hükümet programımızı anlatsak kitlenin çoğunluğu bizi destekleyecektir. Haziran Ayaklanması bizim programımızı, bizim siyasetlerimizi doğruladı. Şimdi üzerimize düşen halk meclislerini örgütlemek ve bunların en önemlilerinden biri de Yoğurtçu Halk Meclisi.

Kışkırtmalara karşı üslubumuzu bozmamalıyız
Gazdanadam Festivali çalışmaları sırasında Yoğurtçu Parkı’nda festival için çadır açtık. Parkın Organizasyon Komitesinden birinin çağrısı üzerine açtık çadırımızı. Tabi bir takım gruplar hem böyle bir ittifaktan hem de Park’a kalabalık katılımımızdan rahatsız olarak bize karşı tutum takındılar. Bir kişinin kürsüden kışkırtma amacıyla yapıldığı çok belli olan konuşmasında “Gazdabadam Festivalini Gezi direnişinin geri eğilimleri düzenlediği için ben katılmayı reddediyorum ” demesi üzerine, Kadıköy İlçe Örgütü üyelerimizden birkaç arkadaşın bizim tarzımıza uymayan tutumları nedeniyle Forum’da bir gerginlik yaşandı. Bizim üyelerimizin kürsüde konuşma yapan kişinin sözünü kesmesini, üstüne yürüyüp konuşmasını tamamlamasına fırsat vermemesini ben kesinlikle yanlış buluyorum. Zaten kışkırtma amacıyla konuşmayı yapanın istediği tavrı sergilemiş oldu. Orada Öncü Gençlik yöneticisi bir arkadaşımızın festival bileşeni bütün kurumları sayarak “bu kurumlar halka doğru bilgiyi ulaştırmak için çatışmaların sürekli ortasındaydı, bunlar mı geri eğilim” diye yaptığı konuşma olumlu örnekti. Ama bir arkadaşımızın azarlar tarzda konuşması hatalıydı. Bizim gibi yıllardır psikolojik savaşa göğüs geren bir Parti’nin üyelerinin böyle ufak şeylerle kendini kaybetmesini zaaf olarak görüyorum. Bu üslubu bizim üslubumuz olarak kabul edemiyorum.

Kadıköylüler Yoğurtçu Parkını bayrak düşmanlarına bırakmayacaktır
Yoğurtçu Parkı’nı kazanabilir bir mevzi olarak görüyorum. Parkı örgütlemek için harekete geçtiğimiz takdirde Kadıköylüler, Yoğurtçu Halk Meclisini ne bayrak düşmanlarına ne de Atatürk düşmanlarına bırakacaktır. Yerele yönelik siyasetler üreterek Yoğurtçu Halk Meclisinden “Kadıköy’ün iradesi Yoğurtçu Parkı’dır. Kadıköy’de bir şey yapılacaksa kararı burası verir.” kararlılığını çıkarabileceğimize inanıyorum. Daha sonra Haydarpaşa Garı’yla ilgili harekete geçtiklerinde karşılarında Yoğurtçu’yu bulacaklardır, Kuşdili Çayırı’na AVM yapmaya kalktıklarında karşılarında yine Yoğurtçu Halk Meclisi olacaktır. Ve biz buralarda Milli Merkezi örgütleyebiliriz. En geniş cepheye ulaşma fırsatına birkaç başıbozuk yüzünden sırtımızı dönemeyiz.
5 Ağustos’ta Silivri’ye Yoğurtçu Halk Meclisi olarak gelmeyi de önümüze hedef koymayı görev biliyoruz.
Devrimci selamlar.