İstiklâl Savaşında komutanlar arasındaki anlamlı tartışma. Birinci ve İkinci Komutanlar toplantılarının gündemi. Padişahın teşkilâtıyla mı, Anadolu’daki Millî Teşkilâtla mı? Düzene bağlı kendiliğindencilik mi, devrim için öncü örgütlenme mi? İç savaşın devrimciler içindeki ayrılıklarda beliren yansıması. İstiklâl Savaşının teşkilât dersleri.
İstiklâl Savaşının başlarındaki teşkilât tartışmasına pek ilgi gösterilmez. Oysa o büyük deneyim, bugüne de ışık tutuyor.
Önce siyasal teşkilâtlanma
Ali Fuat Paşa, “Bilinmeyen Hatıraları”nda, İstiklâl Savaşı’nın başındaki görüş ayrılığını anlatır. ‘Hepimiz önce Orduyu teşkilâtlamak gerektiği görüşündeydik. Bir tek O, Orduya da hükmedecek bir siyasal teşkilâtlanmayı öncelikli görev olarak önümüze koyuyordu’ diye özetleyebiliriz.
Çünkü Kurtuluş Savaşı Padişah hükümetiyle başarılamazdı. Önce Millî Teşkilâtla Anadolu’da bir Millî Hükümet kurulacaktı.
O hükümet, milletin bütün kuvvet ve imkânlarını seferber edecek ve silahlı kuvveti de yeniden teşkilâtlayacaktır.
Mustafa Kemal Paşa’nın planının özü, teşkilâtlanarak devrim yapmak ve o devrimin hükümeti ve enerjisiyle ülkeyi kurtarmaktır.
16-21 Haziran 1919 Birinci Komutanlar Toplantısı ve 16-29 Kasım arasında 13 gün süren Heyeti Temsiliye toplantısının gündemi budur.
“İkinci Komutanlar Toplantısı” diye de anılan Sivas Heyeti Temsiliye toplantısı tutanakları, İstiklâl Savaşının iç cephesini anlamak için en önemli metinlerdir (Uluğ İğdemir, Heyeti Temsiliye Tutanakları ve Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.5).
Mustafa Kemal Paşa ve Alfred Rüstem, o toplantıda bir Milli Hükümet kurmak için, siyasal parti olarak örgütlenmesinin şart olduğunu vurgularlar. En başta parti adını vermeseler de, en sonunda Mustafa Kemal Paşa, Milli Teşkilâtın bir siyasal Parti olduğunu belirtir. Padişah hükümetiyle iktidar savaşının başka bir aracı olamaz.
Esasen mesele buradadır. Çünkü Padişah hükümetinden vazgeçemeyenler, İkinci Komutanlar Toplantısının çoğunluğudur.
Mustafa Kemal Paşa’nın Millî Teşkilât (Parti)>Millî İhtilâl>Millî Hükümet stratejisini Kâzım Paşa (Karabekir) ve Rauf Bey’in itirazları vardır. Sonunda Meclisi Mebusan’ın İstanbul’da toplanması görüşü ağır basar.
Teşkilât tartışması, aslında İstanbul hükümeti mi, Anadolu hükümeti mi tartışmasıdır. Ve iç savaşın devrimciler içindeki kamplaşmaya yansımasıdır.
Millî Teşkilâtın iç savaş zaferi
Sivas Komutanlar Toplantısından 2 ay geçmeden Meclis İstanbul’da çalışmalarına başlar. 1920 Ocak-Mart dönemi, Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’daki yalnızlık aylarıdır.
Ama tecrübe, İstiklâl Savaşı’nın Padişah teşkilâtıyla yürütülemeyeceğini öğretir.
İngilizler, 16 Mart 1920 günü İstanbul’u fiilen işgal ederler. İşgalin amacı, Saltanat makamını, yeni Padişahın teşkilâtını pekiştirmektir. Meclis son toplantısını 18 Mart günü yapar. Meclis, İstanbulsuz kalır. İstanbul ise meclissiz.
Artık Meclis Ankara’dadır ve milletindir. Millî Teşkilât, Anadolu’da iktidara elkoymuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın Millî İhtilâl>Millî Hükümet planı zafer kazanır.
Ankara’yı boğmak için, İngiliz altınlarıyla harekete geçirilen yobaz kalkışmaları da ezilir. İç savaş Ankara’nın zaferiyle sonuçlanır.
Teşkilât dersleri
Bu büyük deneyimden şu dersler çıkarılabilir:
1. İstiklâl Savaşı sistemin içinde kalarak, Padişahın teşkilâtıyla başarılamazdı.
2. Önce Millî Hükümet kuracak, o sayede kurtulacaktık.
3. Millî Hükümet ise, ancak siyasal parti önderliğinde kurulabilirdi. Bu görevi, Müdafaa-i Hukuk Teşkilâtı yerine getirdi.
Atatürk, CHP’nin 4 Eylül 1919 günü Sivas Kongresi’nde kurulduğunu hep vurgular. Çünkü İstiklâl Savaşı, Devrimin Öncü Örgütlenmesinin önderliğinde başarıldı.
Devrim, çürüyeni yıkmak, filizleneni kurmaktır. Yıkmak için de, kurmak için de teşkilâtlı olmak zorundasınız. Hatta devrimin özü, kısaca örgütlenmedir.
Yeni toplumu ve yeni devleti örgütlemektir devrim!
Teşkilâtlanmadan kaçmak, aslında devrimden kaçmaktır.