İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek yazdı: ABD yetkililerinin Türkiye’de devrim tahlili

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, "ABD yetkililerinin Türkiye’de devrim tahlili"ni yazdı. Sayın Perinçek'in Aydınlık'ın son sayısında yayımlanan başyazısını aşağıda sunuyoruz.

“KİLİT ADAM”IN TAHLİLİ
Ahu Yalçın ve Şafak Terzi’nin geçen ...

Tarih:

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, "ABD yetkililerinin Türkiye’de devrim tahlili"ni yazdı. Sayın Perinçek'in Aydınlık'ın son sayısında yayımlanan başyazısını aşağıda sunuyoruz.

“KİLİT ADAM”IN TAHLİLİ
Ahu Yalçın ve Şafak Terzi’nin geçen sayıdaki görüşmeleri çok aydınlatıcı idi. Larrabee, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın kilit adamlarından. “Tayyip Erdoğan’ı yönlendiren yedi Amerikalı”dan biri. Başka deyişle BOP Eşbaşkanlığı’nın üstündeki yöneticilerden.
Larrabee, RAND Corperation’ın son Türkiye raporundaki tahlilini daha açık ifadelerle dile getiriyor:
“Beş-on yıl sonra Türkiye’nin nerede olacağını ölçmeye kalkarsanız, Türkiye’nin çıkarlarını ön plana koyacak şekilde bağımsız ve dengeli bir siyaset izleyeceğini söylerim. (…) Türkiye’nin Batı ile bağları zayıflayacak, daha çok bölgesel bir rol oynamaya çalışacak ve kendi çıkarlarını ön plana koyacaktır.” (Aydınlık, 2 Mayıs 2010, s.12).

“MİLLÎ HÜKÜMET” GELİYOR!
Larrabee, Türkiye’nin “orta vadeli” geleceğindeki yeni yönetimi, “millî yönetim” diye adlandırıyor; “ulusal” diye de çevrilebilir. Buna bağlı olarak, önümüzdeki dönem bağımsızlıkçı partilerin güç kazanacağını belirtiyor ve yükselen “ulusalcılığın” adresini de tarif ediyor:
“Ulusalcılık derken, MHP ya da bazı durumlarda CHP tarzı bir milliyetçiliği vurgulamıyorum. Türkiye’nin çıkarlarını ön plana koyan bir ulusalcılıktan söz ediyorum. Türkiye’nin çıkarlarını geliştiren, Batı ile ilişkilerini devam ettiren, ancak eskisinin aksine, AB ve ABD’ye daha az bağımlı olarak siyaset yürüten bir ulusalcılıktan söz ediyorum.”

MHP VE CHP
“ULUSALCILIĞIN” NERESİNDE
Larrabee’nin şu itirafları dikkat çekiyor:
1.Bugün Türkiye’de Türkiye’nin çıkarlarını ön planda tutan bir yönetim yoktur.
2.Türkiye’de beş-on yıl içinde Türkiye’nin çıkarlarını ön plana koyan bir yönetim kurulacaktır.
3.Kurulacak millî hükümet, MHP ve CHP tarzı bir Milliyetçiliği temsil etmeyecektir. MHP ve CHP de Batı’ya bağlıdır.
4.Kurulacak millî hükümet, Avrasya ülkeleriyle birlikte olan, ancak Batı ile de ilişkilerini sürdüren, bağımsız ve dengeli bir siyaset izleyecektir.

ABD’NİN TÜRKİYE’DE DEVRİM KORKUSU
Stephen Larrabee’nin daha iki ay önce yayımlanan Troubled Partnership/ US-Turkish Relations in an Era of Global Geopolitical Change başlıklı raporunun tamamını da okudum ve okunmasını öneririm. Rand Corperation, bu çalışmayı ABD Hava Kuvvetleri için yapmış. Raporda, ülkemizin önündeki olasılığı en yüksek seçenek tahlil ediliyor: Türkiye, orta vadede Avrasya’da konumlanacak; hatta NATO’dan ayrılabilecektir.
Bu rapor, ABD’nin Türkiye’deki devrim korkusunu ortaya koyan ilk resmî rapor değil. Hatırlanacaktır, 2000’li yılların başında, CIA’nın “21. Yüyıl Türkiye Perspektifleri” raporu da aynı tahlili yapıyordu. Türkiye’nin 21. yüzyıldaki çıkarlarının Rusya, İran ve Çin ile ortak olduğunu açıkça saptıyor ve Avrasya ülkeleriyle yakınlaşacağını belirtiyordu.

TÜRKİYE DEVRİM KORKUSUYLA AB KAPISINA BAĞLANDI
Daha önemlisi, Türkiye’nin 1999 yılı Aralık ayında AB’ye niçin aday üye yapıldığıdır. Avrupa liderleri, Türkiye’nin hiçbir zaman AB’ye alınmayacağını, ancak ABD’nin zoruyla aday üye yapıldığını açık yüreklilikle belirtmişlerdir. Gerekçe de açıklanmıştı: Eğer Türkiye AB kapısına bağlanmazsa, Kemalist Devrim rotasına girecek ve Avrasya’da yer alacak. Daha geniş bilgi ve kaynaklar için Karen Fogg’un E-postalları adlı kitabıma bakılabilir.
ABD yetkililerine göre, Türkiye’nin “beş on yıl içinde” yöneleceği program, bir devrim programıdır. Türkiye’nin yeniden millî demokratik devrim rayına girmesidir.
ABD ve Avrupa emperyalizminin tepelerini, Türkiye’de devrim korkusu sarmaktadır. Bu, 21. yüzyılın eşiğinde ortaya çıkan yeni bir korku. ABD yönetimi, 1945’ten bu yana, “Rusya tehdidi” dışında, Türkiye üzerindeki denetimini hep sağlam görmüştür. Son on yılda Türkiye’nin ellerinden kurtulacağı tahlilini yapmaktadırlar. Veriler, doğrudur. Bu tahlil gerçekçidir.

“2000’E DOĞRU” DOĞRULANIYOR
İlginçtir, Atlantik yönetimini Türkiye’de devrim korkusu sararken, sol adına siyaset yapanlar ve millî güçler, “yorgun demokrat” halini sürdürüyorlar. Elbette İşçi Partisi bunun dışında. İşçi Partisi, bu süreci 2000’lerin eşiğinde görmüştür. Cemal Süreya, Necati Cumalı, Melih Cevdet Anday, Turan Dursun’larla çıkardığımız dergiye 2000’e Doğru adını bu tahlili konuşarak vermiştik. Öğlen saat 12.00’de Sirkeci’deki lokantada başlayan görüşme, Melih Cevdet Anday’ın evinde sabaha doğru 03.00’e kadar 15 saat sürmüştü. Anday, bizi kapıdan “Erken gidiyorsunuz” diye uğurlarken, “Daha konuşacaklarımız bitmedi” diyordu.
İşte 21. yüzyılın başında sıra “o bitmeyen söz”e gelmiştir.
www.doguperincek.info
www.doguperincek.com.tr