Liderlerden milletvekilliği dilenmek ile dört karıdan biri olmak için yalvarmak arasında hiçbir fark yoktur!
Dilenen kadın, tuzağa düşürülen kadındır.
Dilenen kadın, yatağa atılan kadındır. Erkek için de geçerlidir bu. Siyasal yatağa atılmaktan söz ediyoruz.
Kadın, kendisini tuzağa atan lidere, “Beni unutma” diyecek yerde, kendi onurunu unutmamalıdır.
Tuzağa düşmek, her zaman bir eşitsizlik durumunu içerir.
Kurulmuş bir tuzak vardır. Başka deyişle tuzağa düşüren vardır, tuzağa düşen vardır.
İnsan ile hayvan arasındaki tuzak ilişkisinde de böyledir; insan ile insan arasındaki ilişkide de.
Yaşadığımız iklimde kadınların tuzağa düşürüldüğü hikâyeleri pek yaygındır. Erkek için böyle bir tehlikeden söz edilmez. Cinsler arasında tuzağa düşen ve tuzağa düşürülen rolleri böyle paylaştırılmıştır.
Koltuk uğruna tuzağa atlayan kadın
En son Meclis’te görüldü. Kadının başına türban geçirdiler.
Dışardan baktığınız zaman, AKP’li dört kadın kendi istekleriyle tuzağın içine atlamış gibi gözüktüler. Oysa onları tuzağın içine iten parti liderleriydi. Gazeteler, “artık milletvekili koltuğu onlar için garanti” diye yazdı.
Kendilerine yapıştırılmış olan milletvekili koltuğuyla birlikte tuzağa düştüler.
Meclis’te türbandan sonra sürekli tekmelenen kadın
Denebilir ki, orası tuzak değil.
Hatta Kılıçdaroğlu, şunu bile söyledi: “Tuzağa düşmedik, mutluyum.”
Kadını tuzağa itenlerin bulunduğu yerden söylendiği zaman, samimi bir açıklama.
Ama kadının ve insanın olduğu yerden bakarsanız, o günden beri yaşananlar çarpıcıdır.
Meclis’e türban bir başlangıçtı.
Arkasından üniversitedeki kadınların evlerine polis kontrolü geldi.
Yetmedi, öğrenci yurtlarında kız-erkek ayrımı geldi.
O da yetmedi kantinler ayrıldı.
Hızını alamadı sitemin efendileri, erkek-kız okullarını ayırma müjdesi ilan ettiler.
Bakalım yarın tuzaktaki kadına hangi tekme vurulacak?
Tuzağa düşürenler pek mutlular! Kendileri tuzağın dışında, ama kadın tuzağın içinde.
Kadını tuzağa düşüren kadın
Kadının başına türban geçirme eyleminde dört partinin erkek liderleri işbirliği halindeydi.
İlk bakışta “sıradan bir erkek eylemi” diye düşünenler olabilir.
Oysa kadını tuzağa düşürenler arasında kadınlar da vardı.
AKP, BDP, MHP ve CHP’nin kadın milletvekilleri, hep birlikte kendi cinslerinden dört arkadaşlarının tuzağa düşürülmesinde erkeklerle eylem birliği içindeydiler. Bir veya iki milletvekili dışında elbette.
Bir de Meclis’ten kaçanlar olmuş, gazeteler öyle yazdı. Onlar, cinayet mahallinde bulunmama akıllılığını gösterenler!
“Kadını tuzağa düşüren kadın” rolünden kaçabildiler mi acaba?
Peki CHP’nin bir pantolon karşılığında Cumhuriyeti satan milletvekillerini anladık. İyi de “Atatürkçüyüm”, “Ulusalcıyım” diyenleri de anladık mı?
Kadını tuzağa iten kadın olmanın ya da bu eyleme sessiz kalmanın bir kazancı olmalı! Bizim tanımadığımız bir kazanç!
Milletvekili atamaları parti liderlerinin elinde.
Beklenti bu!
Haremdeki kadının beklentisine benzeyen bir beklenti!
Telefonun zili ne zaman çalacak?
Dilenen kadın
Kazanç emekle olur.
Veya başkasının emeğine elkoyarak.
Dilenmek de bir kazanma yöntemidir.
KADER adındaki derneğin yöneticileri bir kampanya başlatıyor.
Tayyip Erdoğan’dan, Kılıçdaroğlu’ndan ve Devlet Bahçeli’den kadınları milletvekili yapmalarını talep ediyorlar.
Hanımlar, görücüye çıkıyor!
Meclis’teki türbanlı ve pantolonlu kadınları gibi, KADER kadınları da, Türkiye’nin hakiki anayasasını biliyorlar. Milletvekilini millet seçmez, erkek liderler atar.
Başvuru makamı doğru saptanmıştır.
Dört karıdan biri olmak isteyen kadın
Peki kimlerdir bu hanımefendileri milletvekili koltuğuna oturtacak olanlar?
“Kadın erkeğin eşiti olamaz” diyen Tayyip Erdoğan!
Kız ve erkek çocukların okullarını ayırmak peşindeki Tayyip Erdoğan!
Meclisin başına türban geçirme cinayetinin ortağı olan Devlet Bahçeli!
Kadınsız millet projesinin, Türbanlı Milliyetçilik ideolojisinin lideri olan Bahçeli!
Meclisin başına türban geçirilmesinden “çok mutlu” olan Kılıçdaroğlu!
O günden beri kadının her gün tekmelenmesinin sorumluluğuna ortak olan Kılıçdaroğlu!
Liderlerden milletvekilliği dilenmek ile dört karıdan biri olmak için yalvarmak arasında hiçbir fark yoktur!
Dilenen kadın, milletvekili olsa ne olur? Bir türban da onun başına giydirirler. En fazla Tansu Çiller olur!
Onurunu unutan kadın
Dilenen kadın, tuzağa düşürülen kadındır.
Dilenen kadın, yatağa atılan kadındır. Erkek için de geçerlidir bu. Siyasal yatağa atılmaktan söz ediyoruz.
Bin yılların deneyimidir: Aşağılandıkça erkeğin ayaklarına kapanan kadın, aşağılamaya razı olmuştur.
Kadın, kendisini tuzağa atan lidere, “Beni unutma” diyecek yerde, kendi onurunu unutmamalıdır!