İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 3 Eylül 2009 günü Ergenekon davasının 110. Duruşmasında sözlü açıklamalarda bulundu. Perinçek konuşmasında özetle şunları söyledi:
Sayın Yargıçlar,
Duruşmaların başında Sayın Mahkeme Başkanı, “burada hakikaket hep birlikte ulaşacağız” demişti. Kovuşturma aşamasında toplanan delillerle benim ve diğer İşçi Partisi yöneticileri hakkında konu berraklığa kavuştu.
Emniyette ve savcılıkta söylediğim her şey, sorular verdiğim her yanıt, her şey kovuşturma sırasında doğru çıkmıştır.
Bunlardan bazıları şunlardır:
• Özgeçmişim soruldu. Türkiye tarihinin en büyük gençlik eylemleri benim sonradan adı DEV-GENÇ olan Fikir Kulüpleri Federasyonu genel başkanlığını yaptığım dönemde gerçekleşmiştir. Bu dönemde benim önderliğimde gençlik hareketi milletin desteğini, sevgisini kazanmıştır. Bu dönemde bir tek terör eylemi, şiddet yoktur. Bu dönemle, 71’in bireysel şiddet eylemi, darbeci çizgisini karıştırmayın. Ben 71’in bu çizgisine, 9 Mart cuntacılığına, darbeciliğine kimi sol çevrelerin tepkisini çekmek bahasına karşı çıktım. Tam bir Gladyo tavrıyla 68 ile 71’i bilerek karıştıran İddia makamı, şimdi benim karşı çıktığım 71 çizgisinin sahipleriyle birlikte bana karşı iddialarda bulunuyor. Bu çok ilginçtir.
• Bana tanıdığım insanlar soruldu. İlhan Selçuk, Kemal Alemdaroğlu vb. 40 yıldır tanığım dostlarım… Emin Gürses namuslu aydın, bilim kadrosu… İnkar etmem… Suçlama gelir korkusuyla saklamam… Ama Veli Küçük’le bir kez dışında karşılaşmadığımı, tanışmadığımı söyledim. Türk Ordusunun bir generaliyle tanışmaktan onur duyarım. Nitekim bir Genel Başkan Yardımcım Korgeneral, bir diğeri tümgeneraldir… Ama V. Küçük’ü tanımadığımı söyledim ve doğru olduğu burada ortaya çıktı.
• Tuncay Güney soruldu. Burada İşçi Partilileri tanıdınız. Tuncay Güney’le bu insanlar arasında en ufak bir benzerlik var mıdır? Tuncay Güney İşçi Partisi’ne sızabilir mi? Nitekim sızamadığı, sızmasının bilgi almasının olanaksızlığı burada kanıtlandı.
• Ergenekon Yeniden Yapılanma Belgesi soruldu. Bunun 1 Haziran 2006’da Yavuz Donat’ın daveti üzerine Sabah Gazetesine yaptığım ziyaret sırasında Aslı Aydıntaşbaş hanımın verdiği belgelerle kanıtlandı. Bu konuda söylediğim de doğru çıktı!
• Gladyo-kontrgerilla hakkında ne yanıt verdiysem hepsinin doğru olduğu burada ortaya çıktı
• Ergenekon belgelerinin İşçi Partisi’ne, Doğu Perinçek’e karşı yazıldığı kanıtlandı.
• Susurluk araştırmasını benim başlattığım kanıtlandı. TBMM Susurluk Araştırma Komisyonunun benim Cumhurbaşlığına sunduğum klasörün, Başbakanlığa, oradan TBMM’ye gönderilmesi üzerine başladığı kanıtlandı.
• PKK ile ilgili cevaplarımın da doğruluğu gelen belgelerle, mahkeme kararlarıyla kesin olarak doğrulandı. PKK’ya polisten, TSK’dan önce ilk şehitleri partimizin verdiği de kanıtlandı.
• PKK’ya yardım, teşekkür mektubu iddialarının yalan ve iftira olduğunu emniyette-savcılıkta belgelere, mahkeme kararlarına dayanarak söylememe karşın savcılar bu iftiraları iddianamede de sürdürdüler. Ancak gelen mahkeme kararları belgelerle bunları iftira olduğu kanıtlandı.
• Genelkurmay-PKK görüşmesine aracılık ettiğim yalanı, o tarihlerde başka bir tertiple Haymana Cezaevinde olduğuma dair belgelerin gelmesiyle kanıtlandı.
• MİT’in Hizbullah’ı kullandığını söylemiştim. Bu da kanıtlandı. MİT Müsteşarının açıklamasıyla bu doğrulandı.
• Emniyet sorgumda yalan dediğim Tuncay Güney mülakatının “saçma sapan” olduğunu MİT Müsteşarı açıkladı. Genelkurmay “rezalet, rezillik” diye niteledi.
• Tuncay Güney’in Aydınlık’ta çalışmadığı, benim onunla hiçbir zaman görüşmediğim doğrulandı.
• Kuzey Irak’a benim referansımla TSK’nın 24 bin silah gönderdiğinin yalan olduğu, Genelkurmay, Jandarma Gen. Kom. Yazıları ile kesinlik kazandı.
• Telefon kayıtlarımız soruldu. Teşekkür ediyorum telefon görüşmelerimiz kayıt altına alanlara. Onları kitap olarak yayımlayacağız. Görülsün İşçi Partililer nasıl konuşur, ne düşünür, nasıl haberleşir…
• TOPLANTILAR soruldu… Çatalca, Taksim, Patalya… Hepsinin ne olduğu ortaya çıktı…
• 4 ADET CD meselesi… Burada aşırı liberal, özgürlükçü bir tutumla vakit kaybediyoruz. Savunma konuşmalarımız yarım saatle sınırlandı ama arama tutanaklarında olmayan 4 adet CD için aylardır zaman harcıyoruz. Arama tutanağında olmayan bir delil olur mu? BU olmayan kanıtla hüküm kurulabilir mi? Hem tutanaklar da yok hem de içerikleri saçma sapan, İşçi Partisine yakışmayan. CD’lerin düzenlendikleri tarih de ilginç; Nusret Senem’in Emniyet içinde örgütlenen Fethullahçıları Cumhuriyet Savcılığına şikayet ettiği günün akşamı…
• Zamanı yarım saatle sınırlandırmanız nedeniyle diğer örnekleri atlıyorum. Ancak ne söylediysek doğru çıktı. Burada sizin de katkılarınızla kanıtlandı. Benim burada tutulmamı gerektiren hiçbir hukuki neden yoktur. Burada tamamen siyasi nedenlerle tutuluyorum.
• Sayın Yargıçlar
Türkiye yangına verilmiştir. İşte açılımlar ortada!
Yurtseverliğinize, hukukçuluğunuza, vicdanlarınıza sesleniyorum:
TÜRKİYE’NİN BİZE İHTİYACI VAR
Sizden gerekçe istemiyorum. Tutukluluğumun gerekçesi Türkiye’ye karşı uygulanan plandır. Bunu bozunuz!