30 Ağustos 2011 tarihinden bugüne kadar istifa eden TSK mensuplarına, yaş durumları elverişli ise, yeniden görevlerine dönmek için başvuru olanağı tanınacaktır.
Yüksek Askerî Şura, Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş yeteneğini korumayı esas alarak, varolan asker birikimini değerlendirerek, terfileri, tayinleri ve emeklilik işlemlerini yeniden düzenleyecektir.
TSK, “30 yılını kaybetti” deniyor.
Niçin?
Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Casusluk, 28 Şubat kovuşturmalarıyla yapılan tasfiyeler nedeniyle!
TSK’dan yüzlerce pilotumuzun ve subayımızın istifaları da elbette bu tasfiyeler kapsamındadır.
Gemi var, ama kumanda edecek amiral ve subay yok, donanmayı Hasdal’a demirletmişler. Millî Savaş sanayisi planları çöpe atılmış.
F-16’lar var, pilotları yok.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı bir yabancı devlet, ancak 30 yılda onarabilecek ağır kayıplar verdirdi, acı hakikat budur!
Deniz Kuvvetleri’nin yenilgisi İnebahtı, Navarin, Sinop facialarıyla karşılaştırılıyor.
Hava Kuvvetleri’nin tarihinde böyle bir facia yok, ilk kez yaşanıyor.
TSK’nın vatan savunması yeteneğinin
tahrip edilmesini kabul edecek miyiz?
Türk Silahlı Kuvvetleri, görünüşe bakarsanız, Beşiktaş’taki düzmece divana yenilmiş oluyor.
Gerçekte, bir yabancı devlet Ankara’yı ele geçirerek, Türk Ordusu’na kendi vatanında operasyon yaptı.
TSK, komutanlarının gafletiyle ve ihanetiyle tarihinin en büyük subay kaybına uğradı. 70’in üzerinde general ve amiralini ve 1000’in üzerinde subayını tek bir kurşun atmadan esir verdi.
Buraya kadarını hepimiz biliyoruz.
Eğer zihinler zincirliyse…
Ancak asıl acayip olan, TSK’nın savaş yeteneğine indirilen bu ağır darbenin kabul edilmesidir.
Niçin sorusunu asıl burada sormak gerekir.
Çünkü zihinler, hâlâ “Hukuk devleti” ve “yargı çözer” zincirinden kurtulmuş değildir. Yenilginin nedeni olan gaflet hâlâ yürürlüktedir.
Ve o zincirlenmiş zihinlerle önümüzde yenilgiden başka bir şey göremeyiz.
Norveçliler bu konuda ne diyor
Norveçlilerin bir sözü varmış, Atatürkçülerimiz sık sık söylerler, ama uygulamazlar. İskandinavyalı, zor durumlarda, “Mustafa Kemal gibi düşünmek” diyormuş. Ben olsam, “Mustafa Kemal gibi çözmek” derdim, daha yakışırdı.
Gordiyum’da Kral Midas’ın düğümü çözmesi gibi.
Veya Kristof Kolomb’un yumurtayı dik oturtması gibi.
Bu kadar sadedir Mustafa Kemal’in çözümü!
Mesele, yapmaktadır.
Mustafa Kemal, Nutuk’un başlarında “asi olduk” der, varolan duruma asî olmuştur. İşte Mustafa Kemal’in çözümü buradan başlar.
Bütün çareler bittiği yerde, son çare gündeme gelir, devrim çözer.
O zaman yumurta yuvarlanmaz, dik durur.
Asî olmayacak mıyız?
Peki, şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 30 yılını kaybetmesine asî olmayacak mısınız?
Bunu askerlere değil, her yurttaşa tek tek soruyorum.
“Hukuk devleti var”, öyleyse Doğu Akdeniz’de egemenlik haklarımızı teslim edelim.
Vatanımıza yönelen tehditler karşısında iki ellerimizi havaya kaldıralım, çünkü “yargı” böyle istedi.
Bugün bize “hukuk” diye, “yargı” diye dayatılan çözümlerin içine hapsolduğumuz zaman, milletçe ayak altında kalmak var!
YAŞ’ın riyaseti F’nin elindedir
2008 yılından beri bağır bağır bağırıyoruz, “Yüksek Askeri Şura”nın riyasetini Fethullah Gülen ele geçirmiştir.
TSK’daki tayin ve terfiler, F polisinin, F savcılarının ve F kadılarının eline geçmiştir.
Hepsinin tepesinde Washington emperyalistleri ve onların BOP Eşbaşkanları, Çankaya’yı ele geçiren “Sözleşmeli personelleri” bulunuyor. Hukuk dedikleri budur.
Padişah efendimizin fermanları yürürlüktedir
Tarih deneyimiyle söyleyecek olursak, İstanbul’daki Padişah hükümetinin hukuku ve Şeyhülislamın ve de kadıların fermanları meriyettedir. Yani bu milletin boynuna idam fermanını asanlar, bugün hükmü ellerinde tutmaktadırlar!
Öyleyse bu durumdan çıkmanın tek bir yolu vardır: Mustafa Kemal gibi yapmak.
TSK 30 yılını kaybetmeyecek!
Türk Silahlı Kuvvetleri 30 yılını kaybetmeyecektir.
1 Ağustos 2011 tarihinden bu yana Yüksek Askerî Şura’nın Fethullah Gülen riyasetinde aldığı bütün kararlar yasayla iptal edilecektir.
Yüksek Askerî Şura, Millî Hükümetle yeniden düzenlenecektir.
30 Ağustos 2011 tarihinden bugüne kadar istifa eden TSK mensuplarına, yaş durumları elverişli ise, yeniden görevlerine dönmek için başvuru olanağı tanınacaktır.
Yüksek Askerî Şura, Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş yeteneğini korumayı esas alarak, varolan asker birikimini değerlendirerek, terfileri, tayinleri ve emeklilik işlemlerini yeniden düzenleyecektir.
Merak etmeyin donanma Hasdal’dan demir alacak
Uçaklar uçacak
Başka deyişle gemiler Türkiye’ye yönelen tehditlere bayrak gösterecek, uçaklar uçacak ve Kara Kuvvetleri yüksek komutan birikimi ve üstün komuta yeteneğiyle göreve hazır olacaktır.
Türk Milleti ayak altında kalmayacaktır!
Millî Hükümetin çıkaracağı yasa, uzmanlar tarafından hazırlanmaktadır.
YARIN
MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN ÜNİFORMASI