İşçi Partisi’nin 8. Genel Kurultayı - Muhyettin Öksün Kurultayı 17-18 Nisan’da Ankara'da toplanıyor. Aydınlık dergisi Kurultay öncesinde Genel Başkan Doğu Perinçek’le İşçi Partisi’nin görevleri üzerine görüştü. Aydınlık'ın son sayısında yayımlanan bu önemli röportajı aşağıda sunuyoruz.
Aydınlık - İşçi Partisi’nin örgütlenmek anlayışı nedir?
Doğu Perinçek - Örgütlenme görevlerimizi somut konuşmalıyız. Örnek verecek olursak:
1. TEKEL mücadelesiyle özdeşleşmek, mücadelenin hamalı, öğrencisi ve önderi olmak; 4-C konusunda başarıya ulaşmak. Bu mücadelede, Muş, Bitlis ve Diyarbakır’dan Samsun ve İzmir’e kadar eylemci işçilerin önderlerinden 100’ünü partiye kazanmak.
2. Beş yeni ARSLANOĞLU köyü yaratmak. Daha sonra 10, 20, 100’e doğru bu hedefler ilerletilir. Bu amaçla Diyarbakır, Urfa ve başka elverişli örgütleri güçlendirmek. Nitelikli kadro görevlendirmek, olanak sağlamak, sorunlarını çözmek. Bismil Sinan ve diğer köyler, Urfa Akçakale, Erzurum Çat ve diğer uygun köylük alanlara yeniden yönelmek, geziler yapmak, bilgi almak, tahlil etmek. Yeni alanlar araştırmak. Bu alana propagandacı ve örgütçü yollamak. Muhsin Vural gibi Arslanoğlu köyünden yetişmiş önderleri profesyonel olarak görevlendirmek, ikna etmek, MKK’ya almak.
3. Muğla Yatağan Enerji İşçileri mücadelesinin başarısına hizmet, 10 işçi önderini kazanmak ve partiyi inşa etmek.
4. Taksim’de yapılacak 1 Mayıs Eylemine güçlü ve disiplinli olarak katılmak. Bu eylemin Ayyıldızlı bayraklarla, emekçi örgütlerini birleştiren, kışkırtmalara olanak tanımayan bir zeminde başarıya ulaşmasını ve 26 Mayıs eylemine güç katmasını sağlamak.
5. 26 Mayıs Genel Eyleminin başarısına hizmet etmek, parti örgütlerini bu amaçla seferber etmek, bu mücadelelerde yeni üyeler kazanmak, yeni örgütler kurmak.
6. Öncü Gençlik’in gençliğin kitle hareketine önderlik etmesine ve gençliğin Kitle Örgütlenmesinin mücadeleler içinde büyümesine yol göstermek, örgütlenme sorunlarını çözmek, olanaklar sağlamak.
7. Ataması yapılmayan öğretmenlerin mücadelesine hizmet ve yüz öğretmeni partiye kazanmak. Milli Hükümet, özel dersaneleri kapatacak ama okuldaki eğitimi yeterli kılacak. Bu amaçla derhal ilk yılında 300 bin yeni öğretmeni görevlendirecek. Bu, bir milyon insanımıza ekmek demektir, iş demektir. Bunun programlarını anlatmak ve en az yüz öğretmen adayını partiye kazanmak.
8. Zonguldak’taki özelleştirmeye karşı mücadelenin başarısına hizmet, 100 işçi önderini kazanmak ve partiyi inşa etmek.
9. TARİŞ işçileri mücadelesinin başarısına hizmet, 40 işçi önderini kazanmak ve partiyi inşa etmek.
10. Eczacıların ve sağlık çalışanlarının mücadelelerine hizmet etmek, bu mücadelelerde 100 yeni üye kazanmak, Partiyi örgütlemek. Hekimlerin örgütlenmesinde önder konumlarda olmak. Hekim kitlesi içindeki öncüleri yeniden dinamikve örgütleyici bir çalışmaya seferber etmek.
11. Üniversite öğretim kadrolarının AKP iktidarına, YÖK’e karşı mücadelelerinde yer almak, yeni 50 üye kazanmak.
12. Yargı mensuplarımızın ve baroların hukuk devleti mücadelesine omuz vermek, bu alanda örgütlenmek.
13. İstanbul İSKİ ve İtfaiye işçileri mücadelesinin başarısına hizmet, 10 işçi önderini kazanmak ve partiyi inşa etmek.
14. İzmir Torbalı Pancar köyünde başlayan köylü mücadelesine önderlik etmek, 10 köylü önderini partiye kazanmak.
15. Ergenekon’dan Çıkışın örgütlenmesine hizmet etmek, Ergenekon yürüyüşlerine omuz vermek, bu yürüyüşlerin bir halk hareketine dönüşmesini sağlamak. Bu mücadelenin somut görevlerini yerine getirmek.
16. Aydınlık, Teori ve diğer yazılı ve görsel medyanın bu halk hareketlerine hizmet içinde gelişmelerini ve birer örgütlenme aracı olarak da görev yapmalarını sağlamak, bunu örgütlemek.
17. Tek tek nerede Emekçi ve Cumhuriyet hareketi var, Belirlemek, gelişmelerini sağlamak, başladığı her yerde başarıya ulaşmaları için kendimizi örgütlemek ve eylemin başarısını örgütleme işlevini yerine getirirken örgütümüzü güçlendirmek.
Aydınlık - Bunlar pratik işler, peki örgütlenmenin teorisi yok mu sizde?
D.Perinçek - Bu somut mücadele görevlerini çözmeye yönelirseniz, örgütlenirsiniz. Örgütlenmek, mücadeleyi örgütlemektir; işi örgütlemektir; yoksa lafı örgütlemek değil. Masabaşı plan yapmak değil. Başarıya ulaşmak için, plan ve siyasetlerden başlayıp, kadro, olanak tahsisi, düzenimizi değiştirip mevzilere girmek, zorlukları aşmak, güvenliği sağlamak, o kadar çok iş var ki. Bu işi konuşmalıyız. İş dışı bir örgütlenme konuşmak laf ebeliğine götürür bizi. Partimiz, lafı değil, işi örgütlemeli.
Aydınlık - Örgütlenmede hataları yok mu Partinin?
D.Perinçek - Örgütlenmeyi hayattan kopuk bir mesele olarak ele alıyoruz. Teori dergisindeki yazılar bunun örnekleri. Somuta inmiyoruz. Mücadelerin adını bile anmadan, büyük örgütlenme teorileri üretiyoruz. Yazılarda Tekel, Arslanoğlu, Tariş vb mücadelelerin adları bile geçmiyor. O mücadeleleri örgütlemek üzerine kafa yormak yok. Baştan aşağı metafizik! Eylemin içinde olmadan, eylem gerçeğini bilmeden, merkezlerden büyük teoriler üretiyoruz. Eylemin içinde olanlarımız bile, kendi örgütledikleri mücadeleleri kenara atıp, onların meselelerini çözmeye değil, büyük teori yarışına katılıyorlar, hayatın dışına çıkıyorlar. İstisnalar da var elbette. Örneğin Ferit İlsever arkadaş, mücadelenin somut zemininde görüş ve plan üretmeye çalışıyor, mücadelenin ihtiyaçlarına cevap vermeye yönelik bir örgütlenme üzerine kafa yoruyor. Mehmet Bedri Gültekin arkadaşımız, mücadelenin somut görevlerini çözmeye ve yönetmeye çalışıyor.
Aydınlık - Hatalı örgütlenme anlayışları somut olarak nerde görülüyor?
D.Perinçek - Mücadele alanlarını örgütleyeceğimize,genel merkezden ilçelere kadar binaları güçlendirmeye kafa yoruyoruz. Merkezden bakarsanız, merkezi güçlendirme ihtiyacının sonu gelmez. Gider halk hareketinin içinden bakarsanız, yerelliği örgütlemenin, yerel alana nitelikli önder kadro yığmanın önemini görürsünüz. Biz Aydınlıkçılar, eskiden beri merkezimizle güçlüyüzdür. Zayıf yanımız, yerelliktir. Bu zayıf yanımızı aşmamız gerekir. Çay ocağı işleten ve arada bir Atatürk heykeli önünde basın bildirisi okuyan beş il örgütümüz olacağına, bir yeni Arslanoğlu köyü örgütü olsun; Tekellere Tersanelere önderlik eden o temel örgülerimiz yeniden olsun.
Aydınlık - Sizde bir Ceketi Sırtında Kadro tartışması var?
D.Perinçek - Geçmişte doğru yaptığımız işler, Pazarcık, Söke, Tunceli, Zonguldak gibi yerel alanlara ve büyük kentlerin varoşlarına nitelikli kadrolar göndermekti. Ramazan Duran, Niyazi Işık, Bedri Gültekin, Bayram Yurtçiçek, Şamil İlter ve isimlerini burada saymaya gerek yok, diğer gerçek fedailer, önderler. Örnek işler başardılar. Bunlar yetenekli kadrolardı. Ceketi Sırtında ama nitelikli kadrolardı. Partimiz, geçen kongrede yeniden profesyonel devrimcilik tanımı yapalım derken, Ceketi Sırtında olmayı eleştirmedi, önderlik yeteneği olmayan kadrolara “Ceketi Sırtında” tanımıyla yapamayacağı işler verilmesini eleştirdik. Hata bizim, kadroların değil. Önderlik, önder kadrolarla olur. Öncülük, önder kadrolarla yapılır. Tekrar yanlışlarımıza dönmeyelim. Kendimiz merkezlerde kurulup, sıradan ama fedakâr arkadaşlarımızı kaldıramayacakları görevlere yollayarak, kendi hatalarımızın sonuçlarını başka arkadaşlarımızın sırtına yıkar durumuna düşmeyelim. Sonra örgütlenemeyiz. Nitelikli kadrolar, mücadele alanlarına gitmeye üşenir ve sıradan arkadaşları bu görevlere yöneltmek için, merkezleri güçlendirelim derler. Geçmişte o kadar çok örneği var ki, sızlatmayın benim yaramı.
Aydınlık - Teori’de çıkan yazılarda merkezi güçlendirme önerisi var, yerinde mi?
D. Perinçek - Merkezleri güçlendirmek, bu dönemin en hatalı önerisidir. Merkezimiz partiye göre fazlasıyla güçlü. Kafamız büyük, ellerimiz ve kollarımız ve ayaklarımız kafamıza göre zayıf; büyütmemiz gerekli. Merkezleri güçlendirmek, bugünün koşullarında (yarını bilemem), bürokratlaşma önerisidir; mücadele içinde örgütlenme anlayışına hizmet etmez. Geçmişe bakalım. Pazarcık ve Söke’yi alın, yüzlerce kadro üretmiştir. Bir Durmuş Uyanık, Mehmet Günay, Pazarcık’tan yetişen yüzlerce önder… Denizli Bekilli’den, Gördes’ten az kadro mu yetişti? Tunceli Burmageçit ve Körtan önderleri, Malatya Doğanşehir’de İzzetler, Abuzerler, Samandağ’da Fuat Terziler, mücadele alanlarında üretildi. Ahmet Uyanık bir daha nasıl gelir bu dünyaya? Ya Köprüler beldesi? Hangi sayede? Merkezi güçlendirerek değil, yerele önder kadro yollayarak; oralara yerleşerek; yerinden önderlikle. Muğla İl Başkanımızı merkezlere çekip bürokratlaştırmayı düşüneceğimize, bu değerli arkadaşı Yatağan işçi hareketinin başarısı için görevlendirmek gerekmez mi? Merkezdeki arkadaşları da binaya hapsetmek yerine, Yatağan gibi mücadele alanlarında görevlendirmek gerekmeyecek mi? Partiyi merkezlerden mücadele alanlarına
seferber etmek önümüzdeki görev değil mi? Partinin genel başkanı arkada kalan yıllarda niçin yılda ortalama yüz köye gidiyordu? E. Alb. Dinçer Kömekler, niçin Ege köylerinden Bismil köylerine kadar koşuyordu? Prof. Cengiz Çakırlar, Uçkun Geraylar az mı köy yolu tepti? E Gen. Servet Cömertler niçin Bismil’e koşuyor, Urfa Akçakale köylerini Suriye sınırına kadar geziyordu.
E. Korg. Yaşar Müjdeci değil mi, Ödemiş’in 69 köyünü tek tek gezdi. Bismil’e her tehlikeyi göze alarak kaç kez gitti? Yerel faaliyeti ve örgütlenmeyi geliştirmek için değil mi? Zayıf yanımızı böyle
geliştirmeye çalışıyorduk. Demek ki yerelin nitelikli önderlere ihtiyacı var. O zaman yereli güçlendirmek zorundayız. Genel Merkez Müfettişliği kurumunu, merkezlere yığılan arkadaşlarımızı biraz yerel alanlara yöneltmek için icat etmedik mi? Böylece nitelikli önder kadroları, kısmen de olsa, mücadele ve örgütlenme alanlarına yönlendirmedik mi? Bunda ısrar etmeliyiz. Hatta bu arkadaşların adım adım yerel mücadele alanlarına doğru kaymalarını özendirmeli, bu yönde kararlar almalıyız. Bütün bunları merkezi güçlendirerek yaparız itirazını doğru bulmuyorum. Tersine merkezdeki arkadaşların Yatağan’a, Tekel’e, Arslanoğlu’na gitmesi gerekecek. Oralara yerleşmeleri bile gerekebilecek. Merkezdeki önderlerin mücadele alanlarına ziyaret yapmaları ve oralarda konuşma yaparak dönmeleri yerine, yerel mücadele alanlarında daha kalıcı çalışma yapmaları gerekiyor. Devrimcileşmek de böyle olur. Kimse binalarda devrimcileşemez. Bu, adım adım merkezin yerele kuvvet kaydırılmasıdır. O zaman mücadele içinde örgütleniriz ve temel örgütler kurarız.
Aydınlık - Başarılarınız yok mu?
D.Perinçek - Başarılarımızı inceleyelim. Arslanoğlu ve Sinan köyleri başarısı, büyük ölçüde Partinin ısrarı ve Ulaş Gencer arkadaşın Diyarbakır İl Başkanlığı sayesindedir. İkinci olarak Bayram Yurtçiçek arkadaşın zaman zaman oralarda çalışması sayesindedir. Arslanoğlu köyüne hep birlikte gitmemiz sayesindedir. Örneğin Bayram Arkadaş, genel merkezde değil de, Ulaş Gencer gibi Diyarbakır’da olsa, şimdiye kadar beş Arslanoğlu köyü olurdu. Bu, beş çok sağlam, örnek düzeyde temel örgüt demektir. Diğer bir örnek, Urfa Akçakale köyleri. İzmir MKK toplantısında isteksizliği yendik, karar verdik ve yöneldik. Yüksel Sarı arkadaşımız, Muğla ve Ortaca’da olduğu için oralarda adam gibi parti örgütleri var. Partiyi bu alanlarda kazanacağımız emekçi önderleriyle büyütmek ve öncüleştirmek ve devrimcileştirmek, biricik başarı yoludur.
Muğla İl Başkanını niçin Genel Merkeze çekelim, tekrar Yatağan işçileri mücadelesine yöneltmek için mi? Öyleyse Ankara’ya getirmeden, doğrudan Muğla’da Yatağan’a yönlendirsek, daha doğru olmaz mı? Bugün görev, merkezi değil, mücadele alanlarını güçlendirmek, merkezdeki görevlileri
de mücadele alanlarına, Yatağan’a, Tekellere, Zonguldak’a, Arslanoğlu köylerine, Tariş’lere, gençlik eylemlerine yöneltmektir. Bize bürokratlar değil, mücadele içinde partiyi örgütleyecek arkadaşlar gerekli. Örgütlenmeyi biz, hep genel merkezin görevi olarak düşünüyoruz. Kafamızda seçime katılma hakkı ve parlamenter mücadele ağır bastığı için. Örgütlenmeyi, halk hareketi açısından düşünürsek, yerinde önderlik ve yerinde örgütleme anlayışı hakim olur.
Aydınlık- İşçi Partisi gençlik içinde nasıl örgütleniyor?
D.Perinçek - En başarılı alanlarımızdan.1968 Gençlik hareketinin önderiydik; şimdi 40 yıl sonra yeniden o koşullara geliyoruz. Gençliği merkezlere çekmediğimiz için. Örgütlenmede gerekli kararları aldığımız için. Partiyi gençleştirmeyi, gençlik mücadelesinden Parti binalarına adam çekmek olarak anlamak yanlıştır. Tek tek görevlendirmeleri tartışmıyorum. Anlayışları tartışıyorum. Gençlik mücadelesini büyütmeyi planlarsak, orada kadro ihtiyacı olacağını görürüz. Durumla yetinirsek oradan kadro alırız. Gençlikte önemli mücadeleler gelişecek, önder kadrolara ihtiyaç olacak.
Aydınlık - Şu temel örgütü açar mısınız? Sizin partide çok konuşuluyor?
D.Perinçek - Temel örgüt, örgütlenmenin esasıdır. Halk içindeki parti önderliğidir. Kuracağımız demokrasinin, halk iktidarının özüdür, habercisidir. Mücadele dışı örgütlenme ve temel örgüt kurma anlayışı vardır. Hatta bu anlayış, zaman zaman mücadele zeminlerini bırakarak, örgüt kurmayı önerir. Mesela “Yayıncılığı bırakalım, örgütlenelim” der. Oysa yayın yapmak da bir örgütlenmedir ve ikincisi yayın olmadan örgütlenemezsin. Yayın yapmak, mücadele içinde örgütlenme ve mücadeleyi örgütleme işinin örneklerindendir ve bizim iyi becerdiğimiz iştir. İyi yaptığın örgütleri bozarak, yeni örgütlenme yapamazsın. Atatürk, Müdafaai Hukuk’u İradei Milliye ve Hakimiyeti Milliye ile örgütlemiştir. Lenin, Bolşevik Partisini Iskra ile örgütlemiştir. Temel örgütler de yayınla örgütlenmiştir. Yayınların Arslanoğlu köyünün mücadelesindeki başarısı ve bugün Tekel, Zonguldak, Yatağan, Tariş gibi mücadelelerde özellikle görsel medya aracına sahip olmanın önemi belirleyicidir. O mücadelenin içinde olanlar bilirler, saptamışlardır. Merkezlerden bu gerçek, o arkadaşların verdiği bilgilerle öğrenilir. Partimizin en başarılı temel örgütünü örnek alalım. Arslanoğlu temel örgütünü nasıl kurduk? Bunu somut olarak tartışırsak, Teori’de yayımladığımız o örgütlenme yazılarının yanlış olduğunu daha iyi görürüz. O yazılarda, somut zeminde, örnekler zemininde, başarılar zemininde tek bir söz yok. Hayatın dışından yazılmış yazılar onlar. Teori dergisi, temel örgüt kurma görevimize hizmet etmek için, Arslanoğlu gibi başarılı temel örgütleri incelemeli. Bu temel örgüt nasıl yaratıldı sorusuna cevap vermeli. O zaman önümüz açılır ve boş laflarla zaman kaybetmeye ve kendimizi yıpratmaya son veririz. Teori’deki örgütlenme yazılarının yanlışlıkları dışında tartışılacak bir yanları yoktur. Çünkü somutluk yok. Ben bile anlayamadım o yazıları. Onlar, birkaç kişi içinde tartışılır. Parti tartışmaz ve tartışamaz o yazıları. Çünkü hayatın içinden değil. Ama Tekel mücadelesinde partiyi nasıl örgütleriz konusunda tecrübeleri özetlersek, tartışma çıkar ve verimli olur. Mehmet Akkaya’nın hatırımda kaldığına göre, 10 maddelik bir tekel mücadelesi bilançosu vardı. Örgütlenme konusuna girmiyordu ama mücadele içinden yazılmış bir yazıydı. 1989 işçi hareketinin temel örgütlerini örnek alalım: Tersaneler, Tekeller, silah fabrikaları, denizcilik işletmeleri vb. Onları
inceleyelim. Yazıları Zeynel Coşarlar, Haliçten Erkanlar, Tayfunlar; Deniz işyerlerinde Aliler, İstinyeli Osmanlar, İzmir Tekelden Mehmetler, Cevizliden Nurhayat Boyrazlar, Nurcan Karadağlar, Mehmet Evcimenler, Milas ve Yatağan’dan Gülabiler, Mehmetler, Kazımlar yazsınlar. O tecrübelerden örgütlenme ve temel örgüt teorileri üretelim. Pratik-teori ilişkisi, bilginin biricik
kaynağıdır. Bayram Yurtçiçek’ten böyle bir yazı beklenirdi.
Aydınlık - Genel Kurultay’ın adı niçin Muhyettin Öksün?
D.Perinçek - Ne güzel soru. İşte bunu anlatmaya çalışıyorum. Muhyettin Öksün, örnek temel örgütümüzün başkanı. Öyle bir temel örgüt kurdular ki, bütün köyü kazandı. Oyların 158’inin 158’ini de aldı. Ağanın silahlı güçleri biksi silahlarıyla saldırdılar, yıkamadılar o örgütü. Ne yazık ki Jandarmayla bastırmaya çalıştılar, yine yıkamadılar. Milyarlar döktüler yıkamadılar. Kürt kitlelerinin içinde elinde ayyıldızlı bayrak ve Atatürk posterleriyle mücadele veriyor. Bölücülüğün karşısında dimdik. Diyarbakır mitingine koşuyor, Silivri kapılarına gelip eylem yapıyor. İşte örgütlenme modeli budur. Temel örgüt dediğin budur. Bu örgüt nasıl kurulmuş, nasıl çelikleşmiş, halkı nasıl kazanmış? Türkiye’yi nasıl etkiliyor? Beş, on, yirmi Arslanoğlu köyü örgütü daha nasıl kurulur? Temel Örgüt üzerine yazı yazanlar bunu incelemeli. Gerçek teori budur.