Kayseri yolundan nereye gidilir? Sezar’dan önce kimin anasının karnını kestiler?
Sezar’ın dedesini tanıyor musunuz? Sağlık hizmeti piyasaya düşünce…
Sezaryen, biliyorsunuz Sezar’dan geliyor.
Peki Sezar nerden geliyor?
Kayseri yolu öneriliyor
Sezar’ın kökünü bulmak için Kayseri yolundan gideceksiniz.
Kayseri, Kayzer’den geliyor. Yani imparator kenti.
Peki biz niçin Sezar diyoruz? Çünkü Sezar’ı Kayseri’den değil Paris’ten
öğrenmişiz. Fransızlar, Latince Caesar, Sezar okuyorlar.
Sezar’ın dedesini tanıyor musunuz?
Oysa Kayseri’den gitsek, Sezar’ın dedesinin bizim Keser olduğunu öğreneceğiz.
Latince Caesar, Türkçe okunuşuyla Kayezar. Tam adı: Gaius Julius Caesar.
Biliyorsunuz MÖ 100-MÖ 44 arasında yaşadı. Peki, Caesar Latincede ne anlama
geliyor. Kökü caedo, caedere, cecidi, caesum eylemleri. Türkçesi kesmek. Arapçası
kat.
Sizin anlayacağınız Sezar’ın dedesi keser çıktı.
Latince, Arapça ve Türkçe kes kökünün aynı olması ayrı bir fasıl. O bahse
ilerde gireriz.
Anasının karnı ilk yarılan Sezar’dan önce Rüstem
Caesar (Sezar)’ı doğurtabilmek için annesinin karnını kesiyorlar. İlk sezaryenin
Sezar’la başladığı yazılır. Oysa adı sezaryen ama tarih bunu doğrulamıyor.
İlk Sezaryenin Roma’dan önce İran’da yapıldığını Şahnamelerden öğreniyoruz.
Firdevsi, Şahname’sini gerçi 23 yıllık emekle MS 1004 yılında tamamlamıştır. Ancak
anlattığı olayların Eski İran Şahnamelerinden derlendiğini yazıyor. Ve orada
Rüstem’in Sezar’dan önce anasının karnı yarılarak çıkarıldığı anlatılıyor.
Uzmanlardan öğreniyoruz
Gelelim bugüne.
Sezaryenin diğer ameliyatlar gibi annenin ve bebeğin hayatını kurtaran,
sağlığına hizmet eden bir tıbbi müdahale olduğunu uzmanlardan öğreniyoruz,
biliyoruz.
Yine hekimlerimizden öğreniyoruz ki, sezaryen uygulaması, tıpkı başka
ameliyatlar gibi, tıbbi gerek olmadan uygulanabiliyor.
Sağlık hizmeti piyasaya düşünce
Bunun nedeni, “bıçak parasıdır” deniyor. Söyleyenler, hekimler ve uzmanlar.
Hekimlerimizin yıllardır yürüttüğü mücadeleyi hatırlayalım. En birinci talep:
“Sağlık hizmeti kâr amaçlı olamaz!”
Bugün mafyalaşan emperyalist-kapitalist sistemde sağlık sektörü, insan
sağlığından ve çevre sağlığından kopmuş, ilaç satmaya ve sağlık satmaya
dönüşmüştür. O sistemde, insanı iyileştirme amacının yerini, müşteriye sağlık satma
faaliyeti almıştır.
Türkiye’nin Refik Saydan’lardan Nusret Fişek’lerden gelen hekim geleneği,
sağlık hizmetinin piyasa faaliyetine dönüşmesine karşı on yıllardır canla başla
mücadele ediyor.
Kimler kamu sağlık sistemini yıktı?
Peki Türkiyemizde Atatürk Devriminin kamucu sağlık hizmetini kimler piyasanın
acımasız işleyişine teslim etti: Turgut Özallar, Tansu Çillerler, Tayyip Erdoğanlar.
Yalnız sezaryeni değil insan vücuduna yapılan her türlü tıbbi müdahaleyi
özelleştirenler, hastane zincirleri kurarak bunun kârıyla zengin olanlar, şimdi yavuz
hırsız rolündedirler.
Dizginsiz özel çıkar sistemi, yalnız sağlık alanında değil, her alanda, namuslu
yaşamın düşmanıdır.
Ve bugün bu gözü dönmüş çıkar sisteminin en büyük patronu, BOP Eşbaşkanı
Tayyip Erdoğan’dır.