Dışta ve içte mezhep kavgası. Ortadoğu hangi hatlardan bölünüyor. Sünni ve
Alevi’yi bağnazlaştırma ziyareti. Mafya-Tarikat rejimi sorgulanmalı
Malatya ili Doğanşehir ilçesi Sürgü beldesindeki olaylar, ciddi bir uyarıdır.
Suriye politikasının yurt içindeki etkileri
Sünni ve Alevi yurttaşlar arasındaki gerginlik, AKP’nin Suriye politikasının yurt
içindeki sonuçlarının nerelere varabileceği konusunda işaretler taşıyor.
Tayyip Erdoğan, Suriye’de bir “Alevi yönetimi” olduğuna sık sık vurgu yaptı ve
Suriye düşmanlığı üzerinden Aleviliğe karşı kışkırtmalarda bulundu.
Dışta ve içte mezhep kavgası
Zaten ülkede yobazlık kol geziyor. Dışa karşı mezhep kavgası ile içte mezhep
kavgası birleşti. Kahramanmaraş, Erzincan, Malatya, Çorum ve Sivas Madımak’ta o
büyük acıları yaşamış bir ülkede, yöneticilerden duyarlı olmaları beklenir. Ancak bu
tür kışkırtmalar da, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamındadır. Bu açıdan Eşbaşkanlık
ve Sözleşmeli Personel görevi kapsamındadır.
Ortadoğu hangi hatlardan bölünüyor
Bölünmüş Ortadoğu haritasına baktığımız zaman, ülkelerin yalnız milliyetler
ekseninde değil, mezhepler zemininde de bölündüğünü görüyoruz.
Bu açıdan Türkiye, Suriye, Irak ve Lübnan birbirine benziyor. Dördünde de
farklı mezheplerden insanlar yaşıyor. Bu nedenle Ortadoğu’nun laikliğe öncelikle
mecbur ülkeleri onlardır. Laikliğin en çok bu 4 ülkede gelişmiş olması da anlamlıdır.
Sünni ve Alevi’yi bağnazlaştırma ziyareti
12 Eylül 1980’den bu yana kurulan Mafya-Tarikat rejimi, Sünni yurttaşlara
daha bağnaz Sünni, Alevi yurttaşlara da daha bağnaz Alevi olmayı aşılıyor.
AKP döneminde bu politika dizginlerinden boşandı ve buraya geldik.
Kemalist Devrimin tasfiyesi, bölgede barışı dinamitlediği gibi yurtta barışı da
ateşe atmıştır.
Bu sürecin iç çatışmalardan başka sonuçlar getirmeyeceğini öngörmek için falcı
olmaya gerek yok.
Mafya-Tarikat rejimi sorgulanmalı
Önümüzdeki sorun, yurttaşlara barış çağrılarıyla üstesinden geleceğimiz türden
değildir. Sorun, temeldedir.
Sürgü’den gelen uyarı, bugün Türkiye’de kurulan Mafya-Tarikat rejiminin
sorgulanması gereğini yeniden milletin önüne koymuştur.
Laiklik, Türkiyemizde yalnız özgürlük için değil, birlik ve barış için de şarttır.
Laiklik olmadan demokrasi olmayacağı gibi barış da olmaz.
Bütün nedenler bir yana, Türkiye’de Sünni ve Alevi yurttaşlar yaşıyor. Din
ekseninde politika, kaçınılmaz olarak mezhep yobazlığını ve şiddeti getirir,
getirmiştir.
Türkiye halkı, Kemalist Devrimin değerini yaşarken yeterince anlamadı; artık
anlayacağı bir sürecin içine girmiştir.
Çin atasözü, “Bir halk feleğin sillesi ayağa kaldırır” diyor. Yazık ki öyle!
Türkiye, Kemalist Devrim temelinde barış ülkesi olmuştu. Bağımsızlık ve Orta
Çağ bölünmelerinin tasfiyesi, yurtta barış ve bölgede barışı getirmişti.
Mezhep bağnazlığının bizi hangi tehlikelerin içine atacağını, Maraş, Erzincan,
Çorum ve Sivas acıları içinde öğrenmiş olmalıydık.
Türkiye, laikliğe mecburdur.
Türkiye, Kemalist Devrimi tamamlamaya mecburdur.
Sürgü’den gelen uyarının bildirisi budur.