• SüperNATO, NATO ülkelerine yuvalanmış gizli hükümetlerdir. Vitrinde manken hükümetler bulunmaktadır. Ancak asıl hükmeden, ABD’nin derin devleti SüperNATO’dur.
• Her ülkede SüperNATO’ya genellikle o ülke tarihinden “milli” isimler verilmiştir. Böylece ABD’nin Derin Devleti, sözüm ona millileştirilmiş olmaktadır.
• E. Org. Sabri Yirmibeşoğlu, 6-7 Eylül 1955’te İstanbul’da azınlıklara karşı uygulanan terör ve yağmayı “Dört dörtlük” bir SüperNATO operasyonu olarak nitelemişti.
• 12 Mart 1971 öncesi arabalı vapurların batırılması, şiddet hareketlerinin kışkırtılması, Sunay-Tağmaç darbesini hazırlayan eylemler ve arkasından getirilen ünlü müdahale ve uygulamalar da, toplam olarak SüperNATO’nun istikrarsızlaştırma ve “Huzur Operasyonu” idi.
• SüperNATO’nun Türkiye’deki en büyük başarısı, 1977–1980 arasındaki istikrarsızlaştırma operasyonu ve 12 Eylül 1980 darbesidir.
• SüperNATO’nun daha sonraki operasyonu ise, 1990 arifesinde başlar. Prof. Dr. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Uğur Mumcu, Org. Eşref Bitlis, Prof. Ahmet taner Kışlalı ve diğer şehitlerimiz, işte SüperNATO’nun 1990’lı yıllardaki operasyonunun unutulmaz kurbanlarıdır.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek bugün (10 Şubat 2007) yazılı bir basın açıklaması yaparak Derin devlet - SüperNATO ilişkisine ve SüperNATO’nun Türkiye’deki faaliyetlerine dikkat çekti. Perinçek’in açıklaması şöyle:
NATO söylendiğine göre, Kuzey Atlantik ülkelerini Sovyetler Birliği tehdidine karşı savunmak için kurulmuştu. Ancak iki blok arasında bir savaş olmadı ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra aslında NATO’nun kuruluş gerekçesi de ortadan kalkmıştı. Ne var ki NATO devam ediyor. Çünkü NATO’nun dün olduğu gibi bugün de geçerli olan asıl önemli işlevi başkaydı. NATO, ABD’nin “müttefiklerini” kontrol örgütüdür. ABD, imparatorluğunu NATO üzerinden genişletmiş, üye ülkeleri bu askeri anlaşmaya dayanarak yönetmiştir.
ABD’NİN DERİN DEVLETİ: SÜPERNATO
ABD’nin NATO ülkelerini yönetmede kullandığı mekanizmaya kendi içlerinde SüperNATO diyorlar. Öyle bir “Derin Devlet” ki, Norveç ve Almanya’dan Yunanistan ve Türkiye’ye kadar bütün NATO ülkelerinin içinde gizli anlaşmalarla örgütlenmiştir.
SüperNATO, üye ülkelere yuvalanmış gizli hükümetlerdir. NATO ülkelerinde vitrinde manken hükümetler bulunmaktadır. Ancak asıl hükmeden, SüperNATO’dur. Manken hükümetin görevi ise, ülkeyi yönetiyormuş gibi yapmaktır. Ülkenin ekonomisinden, dış politika, eğitim ve kültürüne kadar bütün temel politikaları SüperNATO’da belirlenmekte ve görünürdeki hükümetin önüne konmaktadır. SüperNATO, yıllık programlarını Haziran ayında yazılı hale getirmektedir. SüperNATO takviminde Haziran ayı niçin önemlidir, bu sorunun cevabını saptayabilmiş değilim.
SÜPERNATO’NUN İTALYANCASI
Her ülkede SüperNATO’ya genellikle o ülke tarihinden “milli” isimler verilmiştir. Böylece ABD’nin Derin Devleti, sözümona millileştirilmiş olmaktadır. ABD’nin emperyalist milliyetçiliği, örneğin İtalya’da Gladyo adını alarak İtilyanlaştırılmış olmaktadır. Bilindiği gibi, Gladyo, Latince kılıç anlamına gelmektedir ve Roma imparatorluğunu çağrıştırmaktadır.
TÜRKİYE’DEKİ SÜPERNATO
SüperNATO, bir bakıma ülke mafyasıdır. En başta Koç ve Sabancı gibi TÜSİAD’ın kıdemlileri, bazı hükümet üyeleri, MİT’in içindeki CIA-MOSSAD ekibinin elebaşıları, TSK ve polis içindeki bazı ABD yanlısı unsurlar ve önemli devlet kurumlarını denetim altında tutan kimi kodamanlar, SüperNATO’yu oluştururlar. “Derin Devlet” dedikleri işte bu heyettir.
SÜPERNATO’NUN MARİFETLERİ
SüperNATO, en büyük marifetlerini Türkiye’de göstermiştir.
E. Org. Sabri Yirmibeşoğlu, 6-7 Eylül 1955’te İstanbul’da azınlıklara karşı uygulanan terör ve yağmayı “Dört dörtlük” bir SüperNATO operasyonu olarak nitelemişti.
12 Mart 1971 öncesi arabalı vapurların batırılması, şiddet hareketlerinin kışkırtılması, Sunay-Tağmaç darbesini hazırlayan eylemler ve arkasından getirilen ünlü müdahale ve uygulamalar da, toplam olarak SüperNATO’nun istikrarsızlaştırma ve “Huzur Operasyonu” idi. Neyin yolunu açtığını Türkiye’nin bugünkü haline bakarak saptayabilirsiniz.
SüperNATO’nun Türkiye’deki en büyük başarısı, 1977-1980 arasındaki istikrarsızlaştırma operasyonu ve 12 Eylül 1980 darbesidir. O sabah CIA İstasyon Şefi Paul Henze’nin “Bizim oğlanlar işi yaptı” diye patronlarına yolladığı rapor, bir SüperNATO raporudur denebilir. ABD İstasyon Şefi’nin “oğlanları”, 1 Mayıs 1977 katliamından başlayarak onlarca seçkin aydınımızı öldürtmüş, binlerce gencimizi birbirine vurdurtmuş, PKK’yı kurup Doğu Anadolu’da sol örgütleri tasfiyede kullanmıştır. Böylece Türkiye, 1980 yılında “Dünya ekonomisiyle bütünleşme” programının içine itilmiştir. Kemalist Devrim’in tasfiyesinde, 1945’ten sonraki ikinci belirleyici adımın başlangıcı işte oradadır.
SüperNATO’nun daha sonraki operasyonu ise, 1990 arifesinde başlar. Prof. Dr. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Uğur Mumcu, Org. Eşref Bitlis, Prof. Ahmet taner Kışlalı ve diğer şehitlerimiz, işte SüperNATO’nun 1990’lı yıllardaki operasyonunun unutulmaz kurbanlarıdır. Hedef, küreselleşme programı gereği, Kemalist Devrim’in bütünüyle yıkılması ve milli devletin ortadan kaldırılmasıdır. Tayyip Erdoğan yönetimi bu operasyonun sonucunda SüperNATO eliyle Türkiye’nin tepesine oturtulmuştur.
FİTNEULLAH HOCA’NIN PEMPE DİZİSİ
Geldik Fitneullah Hoca’nın “Pembe dizisi”ne. Van, Şemdinli, Danıştay, Atabeyler tertipleri ve en son Hrant Dink suikasti: ABD’nin Türkiye’de kurduğu Derin Devletin son dizisi budur ve “turpun asıl büyüğünün heybede” olduğunu herkes kestirebiliyor. İşte ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi böyle sahnelenmektedir. Bilindiği gibi, Tayyip Erdoğan o projenin eşbaşkanı olmakla gurur duyuyor. SüperNATO, Diyarbakır’ı o proje kapsamında, Irak’ın Kuzey’inde kurulan İkinci İsrail devletine “merkez yapacağını”, Tayyip Erdoğan’a söyletmiştir. Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanlığı SüperNATO içinde verilen bir görevdir; bir derin devlet görevdir. O derin devletin şu an görünürdeki önde gelen liderleri, Fethullah’tır; Tayyip Erdoğan’dır vb. Emniyet örgütü içine yuvalandırılmış Fethullahçı çete ise, operasyon görevlileridir.
SÜPERNATO’NUN MİLLİ DEVLETE KARŞI SAVAŞI
Atatürk’le kurduğumuz milli devlet, son 60 yılda, özellikle 1980’den bu yana büyük ölçüde yıkıma uğratılmıştır. Düşman kesin hesaplaşma için düğmeye basmış bulunmaktadır. “Polis asker çatışması” veya “tarikatlar arası çatışma” diye sunulan olay, aslında SüperNATO’nun Milli Devletimize ve Türk milletine karşı açtığı savaştır. ABD güdümlü “Derin Devleti”, başta Türkiye’nin siyasal iradesini temsil eden İşçi Partisi ve Türkiye’nin silahlı direnme gücünü oluşturan Türk Ordusu olmak üzere milli güçleri hedef almıştır. Türk ordusunu “Derin devlet” olarak göstermek de, bir derin devlet uygulamasıdır.
SÜPERNATO’NUN KÖKÜ KAZINACAK
Türkiye’de SüperNATO’nun kökünü kazımadan ne bağımsızlık olur, ne refah olur, ne de iç barış! Kemalist Devrim’i tamamlamanın can alıcı görevi, ABD kumandalı Derin Devletin tasfiyesidir. Önümüzdeki vatan savunması döneminde İşçi Partisi’nin önderliğinde kurulacak Milli Hükümet, bu görevi önüne koymuştur ve başaracaktır. Milli Devleti yeniden yapılandırmanın başka bir yolu yoktur.