BOP Eşbaşkanlığı’nın başarısı. AKP’nin hangi politikaları? Mevzi savaşında ABD’li
askerî uzmanların rolü. Bölünmeye cevap olmayacak mı? Bölünmeyi dayatanlar
devrimi dayatıyorlar.
Şemdinli’de 2 haftadır süren çatışma, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yeni bir olaydır.
BOP Eşbaşkanlığı’nın başarısı
Geçmişte isyanlar olmuştur ve PKK’nin 1984 yılından bu yana şiddet eylemleri var.
İlk kez mevzi tutulmuş ve cephe kurulmuştur. Bu, BOP Eşbaşkanlığı iktidarının 10 yıl
içinde, Türkiye’yi bölme sürecinde ulaştığı doruğu belirliyor.
2002 yılında PKK’nin eylemlerinin neredeyse sıfıra indiğini hatırlayalım. Dönüm
noktası, AKP’nin iktidar koltuğuna oturtulması ve ABD’nin 2003 baharında Irak’ı işgal
etmesidir.
AKP’nin hangi politikaları
AKP’nin hangi uygulamalarının PKK’yi bugünkü konumuna taşıdığını sıralamakta
yarar var:
- Kuzey Irak’ın bir PKK üssüne dönüştürülmesi,
- Kürt Açılımları,
- PKK’ye sunulan yasal faaliyet zemini ve yerel yönetimler,
- Ergenekon-Balyoz tertipleriyle TSK’nin saygınlığına indirilen darbeler ve
Ordunun savaş yeteneğinin zayıflatılması,
- Son 1 yıldır Suriye’nin yasal Esad yönetiminin yıkılması için yürütülen faaliyet.
Elbette en önemlisi, AKP iktidarı döneminde, Ankara yönetiminin BOP
Eşbaşkanlığı’na dönüşmesi ve Türkiye’nin AB kapısına bağlanmasıdır. PKK’ye imkân
sağlayan uygulamalar, bu zeminde gelişti.
Mevzi savaşında ABD’li askerî uzmanların rolü
PKK’nin Şemdinli’de mevzi savaşı yürütmesinde ABD’li askerî uzmanların rolüne
dikkat çekiliyor. TSK’nin bu saptamanın altını çizdiği önemle vurgulanıyor. PKK’nin,
kendi silahlı eylem tecrübeleriyle Şemdinli’deki mevzi savaşını yürütme yeteneğine
ulaşamayacağı belirtiliyor. Burada eğitim ve ağır silah desteğinin ABD kaynaklı
olduğu, tahmin değil, bilgiye dayanıyor.
Bölünmeye cevap olmayacak mı?
Kritik bir noktaya ilerlediğimiz konusunda şüphesi olan var mı?
Peki, Türkiye’nin bölünme sürecine bir cevabı olmayacak mı?
İşte o güne hızla yaklaşıyoruz.
Şunlar olacaktır:
1. Türkiye, Suriye’ye karşı yıkıcı faaliyet yürüten ABD merkezli harekâttan ayrılacak
ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekleyecektir.
2. Türkiye, Irak’ın toprak bütünlüğünü ve kendi petrol kaynakları üzerindeki
egemenliğini kabul edecek, bugünkü Irak yönetimiyle iyi ilişkiler içine girecektir.
3. Türkiye, İran ile güvenlikten enerji ve ekonomiye kadar her alanda işbirliğine
yönelecektir.
Bölünmeyi dayatanlar devrimi dayatıyorlar
Bu 3 madde, bir başlangıçtır ve kaçınılmazdır. Türkiye bu cevabı üretecek
birikime sahiptir.
Ve bu cevap, kuşkusuz Türkiye’de bir millî hükümet kuruluşunu gündeme
getirecektir.
Türkiye’ye bölünmeyi dayatan ABD ve AB, aslında devrimi dayatmaktadırlar.
Türkiye, devrimle kurulmuştu; yeniden devrimle birleşecektir.
Herkes çözüm arıyor. Türkiye, Suriye, Irak ve İran biraraya geldiği zaman,
Kürt sorununun da çözüm süreci başlayacaktır. Bu ülkeler hazır, Türkiye’nin onlarla
birleşmesi ise kaçınılmazdır. O birlik, bölge Kürtlerini de kucaklayacaktır.
O zaman, yönünü ABD ve AB’ye dönen Kürt örgütlerinin, hızla bölge ülkeleri ve
halklarıyla kardeşlik içinde büyük çözüme yöneleceğini göreceğiz. Hem de şaşırtıcı bir
hızla!
Şemdinli’de karşılaştığımız çıkmaz, bizi büyük çözüme zorluyor.