1. Sıcak para diktasının sonuna geldik! 2. Milli sanayiciyi sahil beylikleriyle kandıramazlar! 3. Yeni Ortaçağ rejimiyle barış ve istikrar kuramazlar! 4. ABD’nin kendi donunu bağlayacak hali yok! 5. Türkiye’ye dağılmayı dayatanlar devrimi dayatıyorlar! 6. Koskoca bir milleti kâğıt kalemle yok edemezler! 7. Türkiye, Suriye, Irak ve İran birleşince ABD ve PKK kendi açmazlarını görecekler! 8. Kürdümüz bütün Türkiye halkıyla birlikte Milli Hükümette olacak! 9. Alevilik milletin ve çağdaşlığın kültür hazinesidir, bölücü projelere katılmayacak! 10. Ekonomik kriz dincilerin zenginler saltanatını sallayacak! 11. “Laik orta sınıflar” emekçi hareketiyle birleşecek! 12. Cumhuriyet Hareketi Emekçi Hareketiyle birleşecek! 13. Gençliğin ayak sesleri devrimin ayak sesleridir! 14. Emekçiler Mafya-Tarikat rejimine karşı birleşiyor! 15. Kemalist Devrim Halk Hükümetiyle tamamlanacak!
Dün Kadri Gürsel’in plaj kumunda kurduğu şatoyu anlatmıştık. Hem dünkü Rota’yı, hem de Gürsel’in Milliyet’te 9 Temmuz günü çıkan yazısını okuyun lütfen.
Dün Ortaçağ şatosunun iskambille kurulduğunu söylemiştik. Benzetme uygun, çünkü kumar var.
Ama plaj kumunda kurulduğunu saptamak, bir başka olguya işaret ediyor. Küresel merkezler, “laik orta sınıflara”, “Yeni ortaklık” projesinde, Bodrum, Çeşme, Kuşadası ve Antalya plajlarında özerk hükümetçikler vaat ediyor. Bunun için laiklere Kürt ayrılıkçılığı ve Alevicilik ile anlaşma öğüdü veriyor. Dahası elbette Haçlı Ortaçağ diktasına boyun eğmeyi dayatıyor.
Bu proje niçin gerçekçi değildir?
1. Sıcak para diktasının sonuna geldik!
Projenin temeli çürüktür. Bugün Türkiye’nin tepesindeki Haçlı irtica rejimi, aynı zamanda Sıcak Para Komisyoncularının diktatörlüğüdür. Sıcak para diktasının sonuna gelinmiştir. Türkiye ekonomisini sıcak para bularak sürdürme şansı yoktur. Kumdan Şatonun ekonomik zemininin dağılması süreci bu sonbaharda başlayacaktır. 2013 yılı ve devamında onları çöküş bekliyor.
2. Milli sanayiciyi sahil beylikleriyle kandıramazlar!
Kadri Gürsel’in “laik orta sınıflar” dediği milli sanayici ve tüccarı sahil beylikleri vererek ABD’nin Yeni Ortaçağ rejimine dahil etmek mümkün değildir. Bu proje, ancak Kılıçdaroğlu’nun ufku kadar geniştir.
3. Yeni Ortaçağ rejimiyle
barış ve istikrar kuramazlar!
Evet, ABD emperyalizmi Kemalist Devrimi Haçlı İrtica eliyle yıkmıştır; milli devleti tasfiye etmiştir; devlet kurumlarını BOP Eşbaşkanlığı’nın kurumlarına dönüştürmüştür. Ancak Türkiye’nin geleceğini bu statüko içine hapsetme şansları ve Yeni Ortaçağ zemininde barış ve istikrar kurma şansları yoktur.
Bu savaş, 150 yıldır sürüyor. Demek ki, karşı karşıya kurulan cepheler yapay değildir. Bağımsız ve çağdaş Türkiye ile Mafya-Tarikat sınıflarını aynı “Ortaklıkta” birleştiremezler.
4. ABD’nin kendi donunu
bağlayacak hali yok!
Projenin yapımcısı olan ABD’nin ve yamağı AB’nin kendileri ekonomik çöküşün eşiğindedirler. İflah olmaz durumdadırlar. Kendi donlarını bağlayacak halleri yoktur; değil ki Türkiye’ye ve Ortadoğu’ya nizam versinler. ABD, insiyatifi kaybetmiştir. Türkiye’de kurduğu Mafya-Tarikat rejimini yaşatacak güçten yoksundur.
5. Türkiye’ye dağılmayı dayatanlar
devrimi dayatıyorlar!
Kadri Gürsel’in dillendirdiği Haçlı Projesi, “adem-i merkeziyet” üzerinden dinci ve etnik hükümetçikler kurarak Türkiye’yi bölmeyi, gerçekte dağıtmayı öngörüyor. İşte açmazları buradadır.
Dağılma dayatması, aslında DEVRİM DAYATMASIDIR! Cevabını devrimle alacaklardır! Devrimin direkleri ufukta gözüküyor!
6. Koskoca bir milleti
kâğıt kalemle yok edemezler!
Bu özerklik projesi, Kürt ayrılıkçılığına (PKK’ye) fazlasıyla bel bağlamıştır. Düş kırıklığı pek yakında!
Türkiye’nin birlik birikimini hesap edemiyorlar. Kadri Gürsel’in “Türkiyelilik” veya “Anayasal vatandaşlık” kavramları, ancak Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Kılıçdaroğlu’nun “tarih bilinçleri” kadar geçerlidir. Bu kavramların peşine düşenler, koskoca Türk milletinin varlığını kâğıt kalemle yok etme umuduna kapılacak kadar zavallıdırlar. Milletler, anayasalarla kurulmaz ve anayasalarla dağıtılamaz! Öğreneceklerdir!
7. Türkiye, Suriye, Irak ve İran birleşince
ABD ve PKK kendi açmazlarını görecekler!
Kürdümüz ilk fırsatta PKK’yi terk edecektir. PKK’nin gücü, esas olarak ABD’nin Ortadoğu’daki varlığına bağlıdır.
İkincisi, Türkiye-Suriye-Irak ve İran ittifakı kaçınılmazdır. Türkiye, ABD’nin “adem-i merkeziyet” ve bölme tehdidine, bölge ülkeleriyle birleşerek cevap verecektir. Bunu önleyebilecek bir babayiğit görünmüyor. Önlemeye kalkan Mafya-Tarikat ağaları, Türkiye’nin birlik iradesi karşısında mahvolacaklarıdır. Onları ABD de, İsrail de kurtaramayacaktır. Sonları Hitler ve Mussolini ile işbirliği yapanların sonudur.
Türkiye, Suriye, Irak ve İran işbirliği başlayınca, ortada kuşatılmış olan ABD’dir, İsrail’dir, Barzanistan’dır ve PKK’dir.
O zaman PKK, “taktik kabiliyetini” göstererek, Türkiye’nin birliğinden yana olduğunu ilan edecek, Barzani de yeni sürece dahil olma çarelerini arayacaktır. Zor, oyunu bozar; bozacaktır!
8. Kürdümüz bütün Türkiye halkıyla
Milli Hükümette olacak!
Ankara’da bağımsızlık ve birlik iradesine sahip olan bir hükümet, her emekçi gibi, Kürt emekçisini ve halkını da, Türkiye’nin Milli Hükümet sistemine dahil edecektir.
Türkiye, Türkiye’den, Türkiye halkı tarafından yönetilecektir.
Toprak ağalığı ve şeyhlik temizlenecek, Kürdümüz özgürleşecek ve yerel yönetimler, o yerin özgür halkının elinde olacaktır. Bu, adem-i merkeziyet ve özerklik değildir. Etnik temelde yönetim ve siyaset olmayacaktır. Yönetim, tam eşitlik ve gönüllü birlik temelinde, her kademede özgürleşen halkın olacaktır.
9. Alevilik milletin ve çağdaşlığın kültür hazinesidir,
bölücü projelere katılmayacak!
Alevi yurttaşlarımızı dinsel ve etnik özerklik projelerine dahil etmeye kalkanlar, boylarının ölçüsünü alacaklardır.
Alevilik, Türkiye halkının, Türk milletinin, Türkiye çağdaşlığının kültür hazinesidir. Emperyalizmin, Alevi kitlesini yobaz diktası altındaki yapay ortaklıklara katma şansı yoktur. Bin tane Kılıçdaroğlu bulsalar, bunu yine başaramazlar. Hiç kimse büyük milletleri iskambil beyleriyle güdemez.
10. Ekonomik kriz
dincilerin zenginler saltanatını sallayacak!
Türkiye derin bir ekonomik krize giriyor. Bunu ABD, İsrail, Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, hepsi biliyor. Kıdem tazminatlarını kaldırmak gibi girişimler, bu krizin hazırlığıdır. Daha beterleri planlanmıştır.
Buldukları çare, işçiyi ve işsizi tarikat ve cemaatlerde köleleştirmek ve sadakayla boyunduruk altına almaktır.
İşçi de, işsiz de, köylü de, esnaf ve zenaatkâr da önümüzdeki kriz koşullarında, dinciliğin bir zenginler saltanatı olduğunu görecek, laiklik ile emeğin hakkı arasındaki ilişkiyi Cumhuriyet güçlerinden öğrenecektir.
11. “Laik orta sınıflar”
emekçi hareketiyle birleşecek!
Cumhuriyet güçleri ise, bu süreçten yüzeysel, halkı ilgilendirmeyen bir “laiklikle” çıkılamayacağını öğrenecektir. “Laik orta sınıflar”, plaj beyliklerine hapsedilmemek için emekçi hareketi ile birleşmek ve bağımsız Türkiye programına katılmak zorundadır. Onlar da laikliğin, dinci saltanata karşı halk iktidarı olduğunu öğreneceklerdir. Öğretmek, öncünün görevidir.
12. Cumhuriyet Hareketi
Emekçi Hareketiyle birleşecek!
2007 baharında Tandoğan’da, Çağlayan’da, Gündoğan’da, Samsun’da, Diyarbakır’da ayağa kalkan milyonlarca Cumhuriyet yurttaşı bir hayal değil.
Hiç kimse Cumhuriyet birikimini sahillere hapsedemez. O birikim, Afyon’dan Yozgat’a, Erzincan’dan Diyarbakır’a bütün Türkiye’dedir. Türkiye’nin çağdaşlık ve özgürlük lokomotifini kimse hayali hangarlara kapatamaz!
13. Gençliğin ayak sesleri
devrimin ayak sesleridir!
Türkiye gençliği Cumhuriyetin ve emeğin gençliğidir. TGB, bu gençliği cemaat güdümüne alma projesine verilen cevaptır. 19 Mayıs 2012 günü İstanbul’da yürüyen 250 bin gencin ayak sesleri, iyi dinleyin, devrimin ayak sesleridir.
14. Emekçiler Mafya-Tarikat rejimine karşı birleşiyor!
Emekçi Hareketini tarikat ağlarında denetim altına alamayacaklardır!
1989 Baharında başlayan işçi rüzgârının esintileri başlamıştır. 1 Mayıs ve 23 Mayıs’ta eyleme geçen yüzbinler, eski solcu-sağcı ayrımlarını aşan, emekçiyi mevcut rejime karşı birleştiren yeni sürecin işaretlerini vermiştir.
15. Kemalist Devrim
Halk Hükümetiyle tamamlanacak!
Türkiye 150 yıllık Milli Demokratik Devrim sürecinin son ve kesin çözüm aşamasına gelmiştir.
Önümüzdeki yıllar ABD emperyalizminin dişlerinin söküldüğü ve Kemalist Devrimin bir halk hükümetiyle kesin sonuca ulaştığı yıllar olacaktır.
Büyük zorluklardan
Büyük sevinçlerle çıkıyoruz!
Neoliberal Şato, Ortaçağ’da kurulmuş, kumdan şatodur.
Türk milleti, (Kürdümüz dahil) Atatürk’te birleşerek o Şatoyu yıkacaktır. Bunu, bugün yaşayan yaşlı kuşaklar dahil herkes görecek ve büyük sevinci paylaşacaktır.
Herkes zorluklara ve sevinçlere hazır olsun!