Büyük Vatansever ve gerçek devlet adamı Rauf Denktaş Cumhurbaşkanıydı. Güney Kıbrıs Avrupa Birliği’ne alınmak üzere. 2003 yılı sonu veya 2004 yılı başı olacak, arşivimde kaydı vardır. Sayın Denktaş ile önemli bir konuyu görüşeceğiz. Yeşilyurt’a giderken Polat Renesaince Hotel’de kalıyor. Bulunduğu daireye çıktık, “Burada konuşmayalım” dedi. “Roof” diyorlar, otelin çatı katına çıktık. Görevliler bekliyor, yer hazırlamışlar, “Buyurun Cumhurbaşkanım” diyorlar. “Burayı beğenmedim” dedi. Arkamızda görevli ordusu, çok uzun bir salon, 50-60 metre gittik, diğer uçta sakin bir köşeye oturduk. Görevli ordusuna, “Biz yalnız görüşeceğiz” dedi.
Rus parasını Güney Kıbrıs’tan KKTC’ye aktarma girişimi
Konu Güney Kıbrıs Rum bankalarındaki Rus parası. Putin yönetimi ve Rus sermayesi, Güney Kıbrıs’ın AB’ye girmek üzere olmasından rahatsız. Paralarını güvende görmüyorlar. “Para” dediğimiz o zaman 50 Milyar Dolar kadardı. Bu parayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bankalarına aktarmak istiyorlar.
Dengeleri Türkiye ve Asya’dan yana değiştirebilecek girişim
Cumhurbaşkanı Denktaş, bu girişimi bütün dengeleri değiştirecek stratejik bir gelişme olarak değerlendiriyordu. Zaten daha önce Rusya’dan Zaitsev, Çernişevski ve Alexander Dugin’den oluşan bir Putin Heyeti İstanbul’a gelmiş, bizimle görüşmüştü. Arkasından Dugin, Lefkoşe’de Denktaş tarafından kabul edildi. Rum basını hop oturup hop kalktı, “Rusya’ya noluyordu, Türkiye tarafına mı geçiyordu?”
Yalnız 50 Milyar Doların KKTC bankalarına yatırılması değil, bize Denktaş’ı Moskova’da ağırlamak için bir program önermişlerdi.
Denktaş, ekonomik getirilerinin çok ötesinde, “Bu süreci başarıyla götürebilirsek, KKTC’nin çok geniş bir alanda devlet olarak tanınmasıyla sonuçlanır” görüşündeydi.
İran Büyükelçisi Devletabadî, bize açıkça “Biz KKTC’yi tanımak istiyoruz ama Tayyip Erdoğan hükümeti engelliyor” demişti. Görüşmede Denktaş’ın Özel Temsilcisi Hüseyin Macit Yusuf da vardı, birkaç kez yazdı.
Çin Hükümeti ise, yine bize, “KKTC hükümetini tanırsak, Türkiye hükümeti Uygur bölgesinde CIA ile birlikte yürüttüğü yıkıcı faaliyete son verir mi” diye soruyordu, onlar da KKTC’yi tanıma eğilimindeydi.
BOP Eşbaşkanlığının Kuzey Kıbrıs’a ihaneti
Rus parababaları önce 8 Milyar Doları, arkasından 50 Milyar Doları Kuzey Kıbrıs bankalarına yatıracaklardı. Hatta bu konuda Rauf Denktaş’ın denetiminde Rus bankacılarıyla bazı görüşmeler yapıldığını da biliyorum. İşin pratiği planlanıyordu. Süre azdı. Çünkü Güney Kıbrıs AB’ye resmen girmek üzereydi.
Ne mi oldu?
Görüşmeleri yürüten Rauf Denktaş’ın temsilcilerine Tayyip Erdoğan - Abdullah Gül yönetiminden ağır baskı ve tehditler geldi. Hatta şiddetin ucu gösterildi.
Bu arada Moskova’da patlamalar oldu. Olayı Putin yönetimi, Kuzey Kıbrıs’la dostluk girişimine karşı tehdit olarak yorumladı.
Ancak Ruslar kararlıydı. Ne var ki, Türk tarafı BOP Eşbaşkanlığından gelen baskılara dayanamadı.
Hemen arkasından Tayyip Erdoğanlar, Denktaş’ı Davos’ta sırtından hançerlediler. Masanın karşı tarafındaki Atlantik emperyalistlerinin yanındaydılar.
Karen Fogg’un Kör Agop Çetesi’ne talimatları
AB Türkiye Temsilcisi Karen Fogg, daha 2001 yılında, “Kör Agop Çetesi” diye anılan satın alınmış kadroya epostayla “Denktaş’ın itibarını yıpratın” ve “Onun Türk Ordusu ile ilişkilerini sergileyin” talimatları yolluyordu. Denktaş yönetimine son verilmesi için Atlantik merkezlerinde kararlar alınmıştı (Bkz. Doğu Perinçek, Karen Fogg’un Epostalları, 5. basım, s. 21, 49, 63-65, 98-100, 132, 191 vd).
Rusya’nın kaygıları yerindemiş
Aradan dokuz yıl geçti. Rus sermayesinin kaygıları yerindeymiş. Güney Kıbrıs bankalarında 100 bin Avronun üzerindeki hesapların yüzde 40’ına Avrupa Birliği el koyuyor.
İşte serbest piyasa dedikleri bu. Tam anlamıyla haraç sistemi.
Mars gezegenindeki hesapların dahi güvencesi yok
James Henri namındaki zat, Türkiye’nin kara para baronlarının dünyadaki vergi cennetlerinde 156 milyar dolarları olduğunu rapor ediyor (Aktaran: Süleyman Yaşar, Sabah, 26 Mart 2013).
Emperyalist sistem, öyle derin sarsıntılara gitmektedir ki, artık Mars gezegenindeki bankalarda açılan hesapların dahi güvencesi yoktur.
Bu sistem, Adam Smith ve Ricardo’ların teorisini yaptığı serbest piyasa kapitalizmi değil, bir haraç sistemidir.
Yakın zamana kadar dünyanın haracını, silahlı gücüne dayanarak ABD’nin Dolar Diktası topluyordu. Artık AB emperyalistleri de bankalardaki paralara el koyuyor.
Kör Agop Çetesi
Cümleten “Âkil Adam” oldu
Karen Fogg’un “Kör Agop Çetesi”ne gelince, artık onlar “Âkil Adam” statüsüne yükseldiler. “Denktaş’ın itibarını yıpratmak için” hesaplarına yatan dolarlar Karen Fogg’un epostalarında kayda geçmişti.
Âkil Adamların bugünkü piyasa değerini merak etmiyor musunuz?
Yakında onlar da ortaya saçılır.
Artık bu dünyada CIA’nın hesap hareketlerinin dahi gizliliği ve güvenliği yoktur.
Avrasya Yürüyüşümüz hedefe ilerliyor
Rauf Denktaş, bugün Ankara’yı işgal eden ABD ve AB emperyalistlerinin Sözleşmeli Personeliyle göğüs göğüse savaştı. Gerçek devlet adamı ve eşi az bulunur bir kahramandı.
1990’ların sonlarından başlayarak onun bu dişe diş savaşında beraber oldum.
O’nu yakından tanıma mutluluğuna erdim ve kendisinden çok şey öğrendim.
Türkiye’nin Atatürk Devrimini ancak Asya cephesinde tamamlayabileceğini en açık görenlerdendi ve çok cesur, çok kararlı bir tavır aldı.
Cumhurbaşkanlığı devam ederken, Atlantik emperyalistlerine ve işbirlikçilerine karşı bir ölüm kalım mücadelesine girdi.
Cumhurbaşkanlığına son verdiler, daha büyük bir azimle savaşı sürdürdü.
Talat Paşa Komitesi’nin başına geçti. Cumhurbaşkanı Demirel ile birlikte Uluslararası Avrasya Toplantılarına katıldı. Dünyanın nereye gittiğini görüyordu.
Gerçek Devlet Adamı ve Millî Kahramanımız Denktaş ile Yürüyüşümüz devam ediyor ve zafere ilerliyoruz.