Reşat Fuat Baraner’ler bulutların üzerinde sosyalistçilik oynamadılar. Hep toplumun bulunduğu tarihsel mevzide oldular. O nedenle hayatları, bir tevkifattan öbür tevkifata geçti. Aşamaları atlayan gevezeliklere her zaman sonsuz izin vardır.
Her toplum, ancak önündeki sorunları çözer. Emekçiler, gevezelerin önlerine dayadığı sorunlarla ilgilenmez.
Program, Kemalist Devrimi tamamlamaktı. Türk bayrağı, devrimin bayrağıydı.
Reşat Fuat Baraner’i kaybettiğimiz haberi geldiği zaman, Malatya Akçadağ ilçesinin Keller köyündeydik. 1968 yılının 12 Ağustos günüydü. 45 yıl olmuş.
Keller, Vahap Erdoğdu’nun köyü. Şahin Alpay da vardı. Üçümüz yürüyerek Akçadağ köylerini dolaşıyor, görüşmeler yapıyorduk. Bir aydın ocağı olan Ören kasabasını ve Kürecik bölgesinin köylerini ziyaret ediyorduk.
Keller köyünün bereketi
1 Kasım günü Aydınlık’ı 40 küsur yıl sonra teorik bir dergi olarak yeniden yayınlayacaktık. Onun hazırlıkları içindeydik. Vahap Erdoğdu arkadaşımız, o zaman Aydınlık’ın Yazıişleri Müdürüydü. Aydınlık adını o önermişti. Çok güzel bir ismimiz vardı. Hâlâ var. Şefik Hüsnü’lerden, Reşat Fuat Baraner’lerden gelen davayı sürdürüyorduk.
Bugün Aydınlık’ın Genel Yayın Yönetmeni yine Keller köyünden. İlker Yücel de ana tarafından oralı. Keller’in toprağı yok, ama o kayalı arazide insan yetiştiği ispatlı. Vahap’ın babası Ali Erdoğdu Amcayı da saygıyla anıyorum. Bu toprağın insani değerlerini emanet ettiler bizlere.
Baraner’in meyyit namazı
Kara haber gelince Reşat Fuat Baraner’in İstanbul’da cenazesine yetişmek için hemen külüstür bir araba bulduk. Soluk almadan Şişli Camisinin önündeydik.
Baraner’in meyyit namazını unutamam. Hikmet Kıvılcımlı, ben, Mihri Ağabey (Belli), Vahap, diğer kıdemli arkadaşlar yan yana saf halinde resimlerimiz ertesi gün gazetelerde çıktı. Aydınlık arşivi 14-15-16-17 Ağustos 1968 gazetelerini tarayıp bulmalı.
Atatürk’ün teyzesinin oğlu
Reşat Fuat Baraner, o tarihte herkesçe Bilimsel Sosyalist hareketin önderi olarak kabul ediliyordu. Dr. Şefik Hüsnü Değmer’in 7 Nisan 1959 tarihinde sürgünde hayata gözlerini kapamasından sonraki önderdi. Her yerde ağırlığı vardı. Atatürk’ün teyzesinin oğlu olması, bu ağırlığa ayrıca bir saygınlık katıyordu. İlkin Akal Teori’nin son sayısında Reşat Fuat Baraner’in Konya Lisesinde Ressam Haşmet Akal’ın öğrencisi olduğunu yazıyor (sayı 283, Ağustos 2013). İlkin Bey, Haşmet Akal’ın oğludur. Zevkle okunuyor. İlkin’in annesi Raife Abla’yı tanımak da mutluluktur. Ve Kutber Akalın Abla’yı. Kutber Abla, vücudunu İzmir Tıp Fakültesi’ne bağışlamıştı. Böylece öldükten sonra da öğretmenlik yaptı. Onların erdemleri geçmişte kalmadı, geleceğimizdedir.
Baraner’in son yazısı
Reşat Fuat Baraner’in aramızdan ayrılmadan kısa süre önce Türk Solu dergisinde çıkan yazısını okumalarını bütün gençlere öneririm. Özellikle TKP, ÖDP, EMEP gibi partilerin gençlerine. Türkiye’nin Milli Demokratik Devrim aşamasında olduğunu anlatıyordu. Bilimsel Sosyalizmi hayata uygulayan partiler hep bu gerçeğe dayandı. O gün toplumun önünde olmayan aşamaların lafazanlığını yapsalardı, kimse onlara dokunmazdı. Bugün de dokunulmuyor, gevezeliğin her zaman dokunulmazlığı vardır.
Türkiye 1960’ların gerisine düştü
Bugün Türkiye, 1960’ların çok gerisindedir. Milli devletini kaybetmiştir. Sıcak para komisyoncularının diktası, devletimsi diyebileceğimiz bir örgütlenmedir. Kenan Evren-Turgut Özal’larla başladı bu süreç. Toplumun çok önemli bir kesimi Ortaçağ kuyularına atılmıştır. Türkiye, Reşat Fuat’ların yaşadığı Türkiye’nin çok arkasındadır.
Bulutların üzerinde
sosyalistçilik oynamadılar
1960’larda dahi, mesele hep “İkinci Kurtuluş Savaşı”, “İkinci Kuvayı Milliye Mücadelesi” diye konuyordu.
Nazım Hikmet, 1954 Budapeşte’den “Türk milletini yok edemezsiniz” diye sesleniyordu.
Hikmet Kıvılcımlı, Vatan Partisi programını 6 Ok diye belirlemişti.
Mehmet Ali Aybar’ın Türkiye İşçi Partisi Programı içerik olarak bağımsızlık, toprak ağalığından kurtulma, sanayileşme ve demokrasi programıydı.
Reşat Fuat Baraner’ler bulutların üzerinde sosyalistçilik oynamadılar. Hep toplumun bulunduğu tarihsel mevzide oldular. O nedenle hayatları, bir tevkifattan öbür tevkifata geçti.
Geçerli program ve devrimin bayrağı
Aşamaları atlayan gevezeliklere her zaman sonsuz izin vardır.
Her toplum, ancak önündeki sorunları çözer. Emekçiler, gevezelerin önlerine dayadığı sorunlarla ilgilenmez.
Program, Kemalist Devrimi tamamlamaktı. Türk bayrağı, devrimin bayrağıydı.
İşte Reşat Fuat’lar genç kuşaklara hiçbir şey bırakmadılarsa, ayakları yere basma öğüdünü bıraktılar. Az şey değil, hatta her şey.