“Halk dinamiği” nedir, “sınıf mücadelesi” nedir, kimi “solcularımız” bu sorulara hayata bakarak değil, kafalarındaki hurafelere göre cevap veriyorlar.
İşte o hurafelerden biri de, PKK’nin “halk dinamiği” olduğudur.
Fethullahların Hizbullahların halk desteği
Doğru, PKK’nin “halk desteği” var. Fethullah Gülen’in de halk desteği var; hem Türkiye’nin bütününde ve hem de Güneydoğu’da. Hizbullah’ın da kitleleri var, Diyarbakır’da 50 bin kişiyle miting yapıyor.
Tayyip Erdoğan, halktan oy alıyor, Kazlıçeşme’de birkaç yüzbin kişi topluyor. Turgut Özal ve Tansu Çiller gibi ABD’ye memuriyet düzeyinde bağlı yöneticilerin de PKK ile karşılaştırılamayacak kadar büyük seçmen desteği vardı. Halk, 12 Eylül Anayasasına yüzde 92 oy verdi ve Kenan Evren’i Cumhurbaşkanı seçti. Türkiye’de bugüne kadar “halk desteği”nde Kenan Evren’in yakınına bile ulaşamadı.
Çarların ve gerici etnik hareketlerin halk desteği
Daha dün Hırvat, Sloven, Boşnak, Kosova halkları, Almanya ve ABD’nin Yugoslavya’yı bölme planlarında aktif olarak yer aldılar.
Çeçen halkı, ayrılıkçı örgütü destekledi.
Tibet halkı da, yine ABD kışkırtmalarında rol alabiliyor.
İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’in yalnız Almanya’da değil, birçok Doğu Avrupa ülkesinde halk desteği vardı. Bazı etnik gruplar ve Hitler işbirlikçisi örgütleri, savaşta kitlesel olarak Nazi emperyalistlerinin cephesine geçtiler.
1920 yılının başlarında Ankara’nın çevresine bakınız. İstanbul hükümeti, İngiliz altınlarıyla silahlandırdığı Anadolu köylüsünü Aznavurların, Çapanoğluların güdümünde Mustafa Kemal Paşa’nın üzerine sürüyordu.
31 Mart gericilerinin halk desteği yok muydu, bir ara İstanbul’u ele geçirdiler.
Rus Çarının halk üzerinde bir otoritesi vardı. Çin’deki Guomindang yönetiminin de. Rusya’daki iç savaşta Vrangel, Kolçak ve Denikin gibi Çarlık generalleri yüzbinlerce yoksulu devrimin üzerine sürdü.
1789 Büyük Fransız İhtilali’ne karşı ayaklanan Vendee köylüleri halk değil miydi?
Bugün yıkılan Mursî’nin de eli sopalı halkı var.
“Gerici halklar”dan söz etmişlerdi
Tarihten daha birçok örnek verilebilir. Etnik görüntülü savaşlarda ve Ortaçağ karanlıklarında, halkların emperyalist ve gerici güçlerin denetimine girdiği görülmüştür. Bu nedenle Marx ve Lenin, birçok kez “gerici halklar”dan söz etmişlerdir. Çünkü onların kafasında hurafeler yoktu, teoriyi pratikten üretiyorlardı.
PKK’nın halk desteği
PKK’nın kitle desteği, 1991’de Irak’ın bölünmesinden, özellikle de ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden sonra, Türkiye’nin BOP Eşbaşkanlığı eliyle yönetildiği yıllarda gelişti.
Kürt yurttaşlarımız, Apo’nun sık sık tekrar ettiği saptamaya göre, güce tapıyor. Her halk için de derece derece geçerlidir: Silahlı güç, her zaman otorite kaynağıdır. Silahın işlevi de budur zaten. Şeyh Sait ve Seyit Rıza’ının da peşinden giden aşiretler ve cemaatler vardı.
PKK-BDP, ısrarla biz Kürt sorununu ABD projesi içinde AKP ile birlikte çözeceğiz diyor. Etkilediği kitleleri de bu mevzide savaştırıyor.
PKK’nin yalnız “halk desteği” yok, TÜSİAD, Fethullah Gülen, cümleten Türkiye’nin hakim sınıfları, bugün açıkça PKK’nin Güneydoğuda silahlı gücünü kentlere indirerek hükümetçikler kurmasını destekliyor.
Abdullah Öcalan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın emrine girmiş, Tayyip Erdoğan’a biat mektupları yazmış ve bağlanmış, bizim sözde solcularımıza göre, hâlâ “halk dinamiği”!
Halk dinamiği nedir
Her gördüğünüz sakallı babanız değildir.
Soru her zaman şudur: Halk kimin için hareket ediyor, kendisi için mi, yoksa emperyalistler, çarlar, padişahlar, ağalar, şeyhler, işbirlikçi büyük sermaye sahipleri için mi ateşe sürülüyor? “Kendisi için” (Klasse für sich) ve “kendiliğinden” (Klasse an sich) ayrımı bu nedenle yapılmış.
Emperyalizmin güdümünde “halk dinamiği” olur mu?
Bugün PKK’ye bakalım. Her şey o kadar açık ki, ABD emperyalizmi Körfez Savaşından beri destekliyor.
Siz hiç bugüne kadar PKK’nin ABD emperyalizmini karşısına alan bir tek lafını duydunuz mu?
ABD emperyalizmi iki kez bölgemize saldırdı, milyonlarca Müslümanı katletti, PKK’den en küçük itiraz duyan oldu mu? Tam tersine “hoş geldin” dedi, “bize de bir toprak parçası üzerinde bir devletçik ver” dedi, hem de defalarca ve açık açık. Hâlâ bütün stratejileri, ABD’nin “Kürt Koridoru” açıp o koridor üzerinde PKK’ye bir derebeylik vermesi değil midir? Bunu da açık açık söylemiyorlar mı?
Siz hiç PKK’nin topraksız köylü için kılını kıpırdattığını gördünüz mü? Emekçi hareketlerinde PKK var mı? Haziran Hareketine niçin yan baktılar? Güneydoğuda PKK’nin Türkiye’deki halk hareketini destekleyen tek bir eylemine tanık oldunuz mu?
PKK, bırakalım halk hareketi içinde yer almayı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan tarafından halk hareketini bölmek için kullanılan, halk hareketinin üzerine sürülen örgüt durumundadır.
PKK’nin kuyruğuna yapışarak dünya sermayesine bağlananlar
PKK’yi “halk dinamiği” ilan edenler, PKK’nin kuyruğundan dünya sermayesine bağlanıyorlar.
Sürekli PKK ile aynı cephede yer tutarak, emperyalizmin cephesine düşüyorlar ve oradan kurutulamıyorlar.
PKK’ye halk desteği olduğu saptaması, bu durumu kabullenmeyi değil, bizim sorumluluğumuzu hatırlatmalıdır.
Güneydoğuda yaşayan halkımızı ve Türkiye Kürtlerini PKK’nin doğal kuvveti olarak kabul eden sözde sol örgütler, Türkiye emekçilerinin örgütü olmayı da peşinen reddetmişlerdir. Milliyet ve mezheplere göre örgütlenme kuyusuna düşmüşlerdir ve orada çırpınıyorlar.