İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:PİYASA NEDİR HABERİNİZ VAR MI?

“Sosyalistlerimiz” piyasa nedir bilmiyorlar. Türkiye’nin önündeki seçenekler “Piyasa” eksenli değil. Bir zamanların piyasası. Emperyalizm çağında “piyasa”. Daha 1920’de saptandı: Ezen- Ezilen Millet çelişmesi belirleyici. Sıcak Para Diktasında piyasa nerede? Entel...

Tarih:

“Sosyalistlerimiz” piyasa nedir bilmiyorlar. Türkiye’nin önündeki seçenekler “Piyasa” eksenli değil. Bir zamanların piyasası. Emperyalizm çağında “piyasa”. Daha 1920’de saptandı: Ezen- Ezilen Millet çelişmesi belirleyici. Sıcak Para Diktasında piyasa nerede? Entel barı gevezeliklerine sınırsız özgürlük ve hoşgörü! “Sosyalist Devrim” sloganıyla karşıdevrim yamaklığı. Siyaset oyuncaklarla yapılmaz.
Siyaset, oyuncaklarla yapılmaz, toplumsal kuvvetlerle yapılır.
Bugün piyasa karşıtı söylemlerin emekçi halk içinde ve genel olarak millet katında hiçbir karşılığı yoktur.

“Abdullah Öcalan tercihini piyasa ekonomisinden yana yapmış.”
ÖDP ve TKP yöneticilerinin Hakan Fidan’ın Apo’ya yazdırdığı 21 Mart Bildirisine eleştirilerinin esası bu!
- Vatan yok.
- Millet yok.
- Bağımsızlık yok.
- Emperyalizm zaten yok.
Emperyalizm olsa, vatan, millet ve Kemalist Devrim de olacak.

“Sosyalistlerimiz” piyasa nedir bilmiyorlar
Fakat bunların hepsini bir yana bırakıyoruz. bu arkadaşlarımız dillerinden düşürmedikleri “piyasa” kavramını da pek bilmiyorlar.
Yalnız son Öcalan eleştirilerine dayanarak söylemiyoruz. Teorilerine, programlarına, siyasetlerine bakarsanız, hep aynı olayı görüyorsunuz. Piyasa nedir, bu konuda kulaktan dolma bilgilerle “sosyalistlik” yapıyorlar.

Türkiye’nin önündeki seçenekler “Piyasa” eksenli değil
Önce şunu saptayalım, bugün Apo’nun veya PKK’nın önündeki seçenekler, piyasa ekonomisi veya piyasanın reddi değildir.
Türkiye’nin önündeki seçeneklerde piyasa eksenli değil.
Türkiye’de olduklarına göre, ÖDP ve “TKP”nin de tercihleri piyasayı seçmek veya reddetmek değildir. Bu seçenekler bugün bulutların üzerindedir.

Bir zamanların piyasası
Önce önemli bir soru: Bu arkadaşların “piyasa” dedikleri şey, gerçekten piyasa mı?
Bugün dünyada piyasa ekonomisinin geçerli olduğu görüşündeler. Hayattan kopuşları burada başlıyor. Siyasal çıkmazları da buradadır.
Piyasanın temel yasası, eşdeğerlerin değişimidir. Piyasada bütün mallar, “üretilmeleri için gerekli ortalama toplumsal emek miktarına” göre değer bulurlar ve değiştirilirler. Bir tek işgücünün fiyatı bunun dışındadır.
Dolayısıyla piyasada rekâbet, emeğin verimliliğine göredir. Emeği verimli kullanan, rakiplerine üstünlük sağlar ve piyasa sermaye hareketlerini yönlendirir. Kapitalizmin ilericiliği de 18 ve 19. yüzyıllarda buna dayanıyordu.

Emperyalizm çağında “piyasa”
Bugün dünyada böyle bir piyasa var mı?
Başka değişle mallar “piyasada” eşdeğerleriyle mi değişiyor?
20. yüzyılın başlarında kapitalizmin emperyalist aşamaya girdiği saptandı.
Emperyalizm, özet olarak “piyasa”nın 19. yüzyıldaki işleyişinin reddinden başka bir şey değil. Kısaca “emperyalizm, piyasanın reddidir” diyebilirsiniz.
Hele İkinci Dünya Savaşından sonra Dolar imparatorluğunun kurulmasından bu yana, hele hele “küreselleşme” denen dönemde hangi piyasadan söz edilebilir?
ABD’nin on paralık emekle ürettiği Doları (yani kâğıt parçalarını) trilyonlarca “Dolar” değerinde malla değiştiği bir sisteme kim piyasa adını verir?
Adam Smith mi, Ricardo mu yoksa Marx mı?
AB’nin Güney Kıbrıs’ta 100 bin Avro’nun üzerindeki mevduatın yüzde 40’ına el koyduğu sistem mi serbest piyasa?
Yine işgününün fiyatı Almanya’da ve Tanganika’da aynı mı?
O zaman işgücünün fiyatının serbest piyasada oluşmadığı bir dünyada nasıl tek bir dünya piyasasından söz edebiliyorsunuz.
Bütün bu nedenlerle kapitalizmin verimlilik iddiası bütünüyle çökmüştür. Serbest piyasa olmadığı için çökmüştür.

Daha 1920’de saptandı:
Ezen- Ezilen Millet çelişmesi belirleyici
Lenin, işte bu gerçeği gördüğü için Ezen ülkelerin işçilerinin de Ezen Millete dahil olduğunu saptadı.
Dünya Emek Hareketi, 1920 yılından itibaren, artık dünyanın proletarya-burjuvazi çelişmesi ekseninde değil, Ezen-Ezilen Millet kamplaşmasıyla açıklanabileceğini belirledi ve devrim teorisini de bu temele oturttu.
Devrim, artık 19. yüzyılda olduğu gibi bir ülkedeki kapitalist sınıf ile işçi sınıfı arasındaki çelişmenin ürünü olmayacaktı.
Devrim, emperyalizmin zayıf halkasında gerçekleşecekti ve bu nedenle devrimin odağı Ezilen Dünyaya kaymıştı. Nitekim 19. yüzyılda devrimler, gelişmiş kapitalist ülkelerde değil Ezilen Dünya ülkelerinde oldu. Bugünde devrim savaşları Asya’dan Afrika ve Latin Amerika’ya kadar oralarda.

Sıcak Para Diktasında piyasa nerede
ÖDP ve TKP gibi örgütler, emperyalizmin mevcut olmadığı bir gezegende yaşıyorlar! Sanal çelişmeler ekseninde politika yapıyorlar.
Türkiye’de bugün var olan emperyalizme bağımlı Sıcak Para Diktası, “piyasa ekonomisi” değildir. Öyle olsa, ülkenin kodamanları büyük faizcilerden, sıcak para komisyoncularından oluşmaz.
Bugün sermaye, emeğin verimliliğine göre hareket etmiyor. O zaman “piyasa” nerede?

Entel barı gevezeliklerine sınırsız özgürlük ve hoşgörü!
Türkiye’nin önündeki yol ayrımını kapitalizm-sosyalizm olarak saptayanlar, bu faraziyelerini fabrika işçisine, desteksiz kalan köylüye, çarşı pazardaki esnafa anlatamazlar. Bu tür gevezelikleri, ancak plajlarda ve entel barlarında yapabilirler.
İşte bu nedenledir ki, Türkiye’nin para babaları, bu “piyasa karşıtı” gevezeliklere sonuna kadar özgürlük tanırlar. Çünkü onlarda piyasa karşıtı.
Türkiye’de bugün faşist dikta olduğunu söyleyip duruyorlar. Ama o faşist dedikleri rejim, onlara hiç dokunmuyor, onları çok seviyor.

“Sosyalist Devrim” sloganıyla karşıdevrim yamaklığı
“Sosyalist Devrim”, sloganıyla bugün Türkiye’de ancak ve ancak karşıdevrim yamaklığı yapılır. Biraz daha ısrar ederlerse, oraya varırlar. Varmayacaklardır, güveniyoruz.
Bir toplum, önündeki sorunları çözer. Yoksa bulutların üzerinden getirilip önüne konan sorunları değil.

Siyaset oyuncaklarla yapılmaz
- ABD emperyalizmi Türkiye’yi bölerken,
- Yalnız Türkiye’yi değil, Suriye, Irak ve İran’ı bölerken,
Bugün seçenekleri piyasa kavramıyla tanımlamak, oyun oynamaktan başka bir şey değildir.
Siyaset, oyuncaklarla yapılmaz, toplumsal kuvvetlerle yapılır.
Bugün piyasa karşıtı söylemlerin emekçi halk içinde ve genel olarak millet katında hiçbir karşılığı yoktur.