İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:OSMAN YILDIRIM’IN YARGIDAKİ SUÇ ORTAKLARI

Bir millet, bu karanlıklardan korkaklarla çıkamaz.
Kendini kurtarmak isteyen, milleti kurtaramaz.
Danıştay cinayeti, değerli bir yargıcı aramızdan aldı.
Ama artık ortada yargının kendisinin cesedi yatıyor.
Katledilen yalnız yargıç değil, yargının kendisidir.<...

Tarih:

Bir millet, bu karanlıklardan korkaklarla çıkamaz.
Kendini kurtarmak isteyen, milleti kurtaramaz.
Danıştay cinayeti, değerli bir yargıcı aramızdan aldı.
Ama artık ortada yargının kendisinin cesedi yatıyor.
Katledilen yalnız yargıç değil, yargının kendisidir.
Bu dava, Tuncay Güney ile başladı. Osman Yıldırım ile bitti.
Yargı, tertiplerle, dolaplarla, tehditlerle yere serildi.
Yargıçların elleri, yalnız yargıcın kanına bulaşmadı.
Yargıçların elleri yargının kanına bulaşmıştır.
Yargıçların parmaklarından Yargıç Özbilgin’in kanı damlıyor.

Şu anda Danıştay Yargıçı Mustafa Yücel Özbilgin’in cesedi kanlar içinde, Yargıtay binasının önünde yatmaktadır.

Özbilgin, görev yaptığı Mahkemede, Danıştay’da vurulmuştur. Ancak cesedi Yargıtay binasının önüne getirilmiş ve atılmıştır.

Yargıçlar, Cumhuriyet yargıcının katillerini kurtarmışlardır.
Katili kurtarmak, suça iştiraktir. Olay, tarihe aynen böyle geçmiştir ve yürürlükte olan hakikat budur. Hakikatin hükmünü değiştirebilecek bir hüküm yoktur ve hiçbir zaman da olmayacaktır.

Osman Yıldırım “etkin pişmanlık” nedeniyle değil
aklandığı için serbest bırakıldı
Önce televizyon kanallarının ve gazetelerin sürekli yineledikleri yanlış haberi düzeltelim: Osman Yıldırım, “etkin pişmanlıktan yararlandığı için serbest bırakılmış” değildir. Osman Yıldırım, Ergenekon yargıçlarının kendisi hakkında verdikleri aklama kararı nedeniyle tahliye edildi. “Etkinlik pişmanlık”, Osman Yıldırım’a minik suçu (örgüt üyeliği) nedeniyle TCK 314/2’den verilen cezaya uygulandı. Etkin pişmanlıktan yararlanan başka sanıklar da var, üstelik suçları hafif. Onlar serbest bırakılmadı. Özel görevlendirilmiş Ergenekon yargıçları, Osman Yıldırım’ı Danıştay cinayeti ve Cumhuriyet gazetesini bombalama eylemlerinde “suçsuz” buldular. Osman Yıldırım, Ergenekon Davasında daha dokuz ay önce aynen şunu söyledi, tutanaktan yazıyoruz:

“Cumhuriyet gazetesine atılan ilk iki bombalı eylemi ben yaptırdım ve suçlarım bunlarla sınırlıdır. (…) Cumhuriyet gazetesine yaptığım bu iki eylemden dolayı daha önce de ifade ettiğim şekilde kendimi savunmadım. ” (14 Kasım 2012 günlü, 261. celse, s.3)

Osman Yıldırım, 9 Mayıs 2013 tarihli celsede açıkça, “Bana 170/1C maddesinden, yani Cumhuriyet gazetesini bombalama suçundan ceza vermeyi takdirinize bırakıyorum” diyordu (Celse no: 294, s.39). Kaldı ki, itirafına da gerek yok, bütün kanıtlar ortada. Ama yargıçlar, kararda, Osman Yıldırım’a “Hayır, sen yanlış biliyorsun, sen Cumhuriyet gazetesini bombalama eyleminde de yoksun” dediler.
Hakiatperverliğin ve adaletşinaslığın bu kadarı olabilir! Evet yargıçlar, Osman Yıldırım’ı hem Cumhuriyet, hem de Danıştay cinayetlerinde suçsuz buldular! Tahliye o sayede geldi.
Öyle gözüküyor ki, ilk pazarlıkta Osman Yıldırım’ın Danıştay cinayetinden kurtarılması vardı. Ancak gelinen noktada Cumhuriyet’in bombalanmasından da kurtarılıyor. Gizli tanığa yargı cerrahlığıyla tertemiz bir yüz takılıyor.
Özel görevlendirilmiş Ergenekon Mahkemesinde, önce Süleyman Esen kurtarıldı. Danıştay Davası gelir gelmez tahliye edildi. Osman Yıldırım ile “hiç görüşmedim” diyordu, yüzlerce telefon bağlantısı çıktı. Bombalama ve cinayet öncesinde ve sonrasında yoğunlaşan görüşmeler ve buluşmalar. Her söylediği yalan çıktı. Ama diğer tanıklarla yüzleştirilmedi. Çünkü Alparslan Arslan’ı yönlendiren kilit adamdı.

“Osmanım” savcılar tarafından nasıl ayarlandı
Olay savcıların Ankara’da Osman Yıldırım’ı ziyaretiyle başladı. Danıştay katili olmaktan hükümlü Osman Yıldırım, savcıların “Osmanım”ı oldu; arkasından yargıçların “Osman Bey”i oldu. (Milliyet gazetesinde Gökçer Tahincioğlu’nun 7 Ağustos günlü haberinde verilen bilgi yanlıştı. “Osmanım” diyen, polis değil, savcı!) Kamera kayıtlarında aynen böyle! Savcılar, meslektaşlarının katiline “Osmanım” diyor. Kader arkadaşlığı ve suç ortaklığı öyle başlıyor. Mahkemenin eski Başkanı Köksal Şengün de, o Ankara ziyaretine işaret ediyor. Savcıların “Osmanım”larını ayarladıkları yasadışı faaliyete.
Aynı tertibe alet olmaları için, Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır ve Tekin Irşî’ye de ödüller vaat ediliyor, baskılar yapılıyor. Hepsi ayrıntılarıyla anlattılar. Osman Yıldırım’ın yalanlarını ortaya koymasalar, hepsi dışarıda olacaktı.


Doğal mahkemesi müebbet ağır hapis cezası vermişti
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Osman Yıldırım hakkında Danıştay cinayetine aslî fail olarak katıldığı için müebbet ağır hapis cezası vermişti. Çok önemli. Çünkü 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay cinayetinin doğal mahkemesi. Hem yetki açısından, hem de görev açısından.

Danıştay cinayeti, bir tertiple, üstelik hüküm verildiği halde, doğal mahkemesinden kurtarılıp, BOP Eşbaşkanının “özel görevlendirdiği” mahkemeye postalandı.

Tek “yargıç”
“Özel görevlendirdiğini” biz söylemiyoruz. Bizzat Tayyip Erdoğan, “Gerekli” gördükleri için, “farklı mahallerde özel amaçlarla sorgulama ve yargılama” yaptıklarını ilan etmiş ve örnek olarak da Silivri Mahkemesine gönderme yapmıştır: “Şu anda Ergenekon davasının Silivri’de görülmesi bunun en tipik örneklerindendir.” (AKP’nin Recep Tayyip Erdoğan imzalı Soruları ve Cevaplarıyla Demokratik Açılım Süreci başlıklı kitapçığı, cevap 26, Ocak 2010)




Yine Recep Tayyip Erdoğan, 18 Şubat 2008 günü, “Ergenekon operasyonunda yargı ile uyum içinde çalıştıklarını” açıkça belirtiyordu (Gazeteler, 19 Şubat 2008).
Kimin kime uyduğu kararda ortaya çıktı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerine, “Sizler talimatla bu kararları verdiniz” diyor. Kamuoyunun yargısını yansıtıyor.
Dünya tarihinde 275 sanıklı, her sanık hakkında en az üç-beş suçun yüklendiği, bu kadar karışık bir davada, toplam binlerce değerlendirmenin hepsinde oybirliği olması görülmemiş bir şeydir. Bu da gösteriyor ki, hükümler tek “yargıç” tarafından verilmiştir. O yargıç da, kararın altında imzası olanlar değil, onları özel görevlendiren yargıçtır. Ama imza atanlar dahil, hiç kimse ceza sorumluluğundan kurtulamayacaktır.

Yargıçların elleri yargının kanına bulaştı
Bir millet, bu karanlıklardan korkaklarla çıkamaz.
Kendini kurtarmak isteyen, milleti kurtaramaz.
Danıştay cinayeti, değerli bir yargıcı aramızdan aldı.
Ama artık ortada yargının kendisinin cesedi duruyor.
Katledilen yalnız yargıç değil, yargının kendisidir.
Bu dava, Tuncay Güney ile başladı. Osman Yıldırım ile bitti.
Yargı, tertiplerle, dolaplarla, tehditlerle yere serildi.
Yargıçların elleri, yalnız yargıcın kanına bulaşmadı.
Yargıçların elleri yargının kanına bulaşmıştır.
Yargıçların parmaklarından Yargıç Özbilgin’in kanı damlıyor.