Tuncay Güney’in, İstanbul’da Tuncay Güney’i anlaşmalı olarak sorgulayan polis ekibinin, Tuncay Güney’i ABD’ye götürüp eğitenlerin, raporu düzenleyen MİT ekibinin bildiği şemayı, Org. Hilmi Özkök niçin kendi karargâhından gizlemiştir? Tuncay Güney’in sırdaşı olan Org. Özkök, niçin kendi silah arkadaşlarından gizli bir olayın içindedir?
10 Temmuz 2003 günü, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’ü makamında ziyaret ederek, MİT’in Ergenekon rapor ve şemasını veriyor.
Şemanın tepesinde Org. Hilmi Özkök’ten önceki Genelkurmay Başkanları Org. İ. Hakkı Karadayı ve Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu var. Org. Eşref Bitlis de şemada. Org. Teoman Koman ve Org. Rasim Betir de şemanın tepesinde.
MİT şemasında hedef: TSK
Bir komutan, Türk Ordusunun komuta kademesini hedef alan bu uygulama karşısında ne yapar?
Öncelikle konuyu berraklığa kavuşturur. Derhal karargâhıyla görüşür ve bir araştırma ekibi kurarak iddiaları soruşturur ve birkaç ay içinde aydınlatır.
Bu arada, hedef alınan kendisinden önceki komutanlara bilgi verir. Kurum anlayışı ve silah arkadaşlığı bunları gerektirir.
Kritik koşullar
Kaldı ki koşullar son derece kritiktir. ABD Irak’ı işgal etmiş ve Türkiye’yi bölme harekâtı başlatmıştır. ABD’nin resmi kaynakları sürekli olarak “Türk Generalleri hizadan çıktı” türünden tahliller yayınlamaktadır.
Hayır. Org. Özkök, gelen bilgiyi karargâhıyla paylaşmaz, komutanlarını bilgilendirmez, konuyu araştırmaz.
Org. Özkök kimlere sırdaş oldu
Bakınız, Org. Özkök karargâhından gizlediği sırları kimlerle paylaşmış oluyor:
-Tuncay Güney,
-İstanbul Emniyeti’nde Tuncay Güney’i anlaşmalı olarak sorgulayan polis ekibi,
- Tuncay Güney’i ABD Konsolosluğu’nda eğiten görevliler,
- Tuncay Güney’i ABD’ye götürüp konuk eden ve geri getiren MİT görevlileri,
-MİT Müsteşarlığı’nda şemayı ve raporu düzenleyen MİT görevlileri,
-MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun.
Evet, hayli kalabalık bir sırdaş topluluğu geniş bir kadro!
Karargâhtan saklanan
Düşmanla paylaşılan bilgi
Tuncay Güney’in sırdaşı olmayı içine sindiren Org. Hilmi Özkök, bilgiyi kendi karargâhından saklamıştır. Org. Özkök, silah arkadaşlarıyla paylaşmadığı bilgileri, düşmanla paylaşmıştır.
Düşman kavramını bilerek kullanıyoruz. Bugün TSK’ye karşı Ergenekon tertibini düşmanın planladığı ve uyguladığı apaçık ortadadır. Türk Ordusu’nun 68 general ve amirali, 404 subayı esir alınmıştır. Emekli komutanlar ve subaylar bu sayının içinde değildir.
Kaldı ki, raporu okuyan ve şemaya bakan herhangi bir subay, Türk Ordusu’nun bir tertiple karşı karşıya bulunduğunu saptar.
Endonezya Modeli
Nitekim İşçi Partisi 2001 yılında Tuncay Güney’in anlaşmalı sorgu olayından sonra, Türk Ordusu’na karşı “Endonezya Modeli” bir harekâtın başladığını açıklamıştır. ABD, Doğu Timor adalarını Endonezya’dan ayırmak için, Endonezya Ordusunun saygınlığını ve savaş yeteneğini tahrip etmiş ve ülkeyi bölmüştür.
Bir kurmay subayın görmesi gereken bu tehdidi, hem de İşçi Partisi ısrarla açıkladığı halde, Org. Özkök niçin görmezden gelmiş ve silah arkadaşlarından gizlemiştir?
Bu soru, Org. Özkök’ün milli bir yargı sisteminde tanık değil, şüpheli konumunu gündeme getirir.
Şema nerede kullanıldı
Bu şema, 2002 yılında Ecevit’e yapılan darbede ve Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun Genelkurmay Başkanlığı’nun bir yıl uzatılmasının önlenmesinde kullanılmıştır.
Şemanın Org. Özkök’e resmen verilmesi 10 Temmuz 2003’tür. Ancak içindeki bilgilerin 2002 yılında el altından dolaştırdığına Ecevit’e yakın bakanlar tanıktır. 2002 yılı Eylül ayından Ecevit’in Doğu Perinçek’e yolladığı mektupta “darbe tehlikesi” üstü kapalı olarak belirtilmiştir. Ayrıca 2 DSP’li Bakan Doğu Perinçek’e “ordu içinde bir cunta olduğunu” söylemişlerdir. Gerçeğe dayanmayan bu istihbaratın yayılmasının nedeni, Org. Kıvrıkoğlu’nun görev süresinin uzatılmasını düşünen Ecevit’i caydırmak ve Org. Özkök’ü Genelkurmay Başkanı koltuğuna oturtmaktır. Nitekim MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun şema konusunda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e sözlü bilgi verdiğini de açıklamıştır. Atama ve onay makamları düzmece rapor ve şemayla yönlendirilmiştir.
Suç aleti
MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un yıllar sonra “saçma sapan” dediği bu şema, bir suç aleti ve kanıtıdır. O şemayı düzenleyenler 2002 yılında Tayyip Erdoğan – Abdullah Gül ikilisini iktidar koltuklarına oturtan ve ABD’nin ikinci Körfez Savaşı planıyla uyumlu bir komutanı Genelkurmayın başına getiren tertibin önemli araçlarındandır.
Org. Özkök ifade değiştirdi
Org. Özkök, bu şemayı kendi karargâhından gizlediği konusunun aydınlığa kavuşmasını istemiyor. Savcılığa verdiği ifadede, şemayı arşive vermediğini söylüyordu. 2 Ağustos 2012 günü Mahkemeye verdiği ifadede, bu kez MİT şemasını Genelkurmay İstihbarat Dairesi’ne verdiğini söylemiştir. Oysa Genelkurmay Başkanlığı, Mahkemeye yolladığı 16 Ocak 2009 günlü yazıda, “10 Temmuz 2003 günü Özkök’e teslim edilen MİT şemasının arşivde bulunamadığını” belirtiyor.
Açıklanabilen ve açıklanamayan
Org. Özkök, Tuncay Güney ile sırdaşlığının ortaya çıkması karşısında eski ifadesinden dönüyor ve şemayı Genelkurmay arşivine verdiğini belirtiyor. Ancak Genelkurmay Başkanlığı, ifadesindeki bu dönüşü doğrulamıyor.
Org. Özkök’ün şemayı kendi karargâhından gizlemesinin nedenini açıklayacak bir komutanlık, askerlik ve mertlik ilkesi bulunmuyor. Ama Tuncay Güney’le sırdaşlığın nedeni açıklanabiliyor.